9.bölüm

70 2 10
                                    


" bizim  kim taehyung Bakıyorum da yine bu boktan yere geldi"   gözlerimi  açmadan önce bir kaç dakika daha kapalı tuttuktan sonra açtım ama açmamak daha iyi olurdu.

karşımda bana  Sırıtarak bakan yaratıkla göz göze geldik zaten bende bu neredeydi diyordum hiç uğramıyor du "ah... yinemi sen" diyerek hayıflandım ben artık ondan yeterince bıkmıştım ama o benden hayla bıkmamışa   benden başka uğraşacak birisini bulamıyordu herhal " yanılıyorsun taehyung sen benden ne kadar bıktıysan, benden senden o kadar bıktım"  kesin öyleydi o zaman niye gitmiyor siktiğimin yaratığı.

" o zaman defol gitt seni tutanmı var?  ne diye benle uğraşıyorsun  anladım benim beynimde sıkışıp kaldın madem biraz çabalasan belki kurtulursun ama sen yok ila kolay yola baş vuracam dersen tabi bıkarsın orosbu evladı!"  yaratık kanlı ve sivri dişlerini gösterecek şekilde büyük bir kahka attı " ahh kim taehyung   sen bu beyinle  şu zaman kadar nasıl yaşadın " yaratık bir adım  atarak  bana bakmaya devam etti.

Dudaklarıma buruk bir gülümseme kondurup" tabi buna yaşamak diyorsan oldukça güzel yaşıyorum "  buruk gülmsemem yavaşça sönerken sadece içimden şunu geçirdim ben bunu hak ediyormu'yum hayat zalimdi.

Ama şunu düşünmeden edemiyorum Hepsi Benim suçum değildi ki evet benimde hatalarım vardı ama hepsi benim hatam değildi. Neden kimse bunu anlamıyordu ve ya anlamak istmeyordu.

" sen daha fazlasını hak ediyorsun taehyung sen var olamamyı hak ediyorsun ve oldukça yanılıyorsun o kaza senin suçundu eğer o gün sen oraya gitmek istemsendi ve babanın dikkatini dağıtmasaydın hepsi yaşıyor olurdu! "hırçın bir sesle bağırarak

" nerden bilebilirdim önümüze bir hayvanın çıkacağını! " yaratık öyle hızlı bir şekilde adımalamaya başlığında her bir adımında yerler sarsılıyordu ve  nerden geldiği bilinmez bir şekilde yerlerde kanlara oluşmaya başlamıştım ve iğrenç kokusuyla beraber " senin bu boktan durumunu ben çekiyorum ve sen hayla gebermedin! " bir adım daha attı ondan korkmuyordum korkmam için hiç bir sebep yoktu  " madem sen gebermiyorsun ben seni gebertecegim senin için cehennemin en güzel köşesini ayarlayacağım orosbu! Sen bana yaratık diyorsun ama bilmiyorsun ki asıl yaratık sensin " bir adım daha atığı gibi uzun ve kan akan pencelerini boğazıma sararak beni havaya kaldırmıştı  ayaklarımın yere değmemesini sağladığı gibide nefeste alamıyordum ellerimle yaratığın pencelerine koyarak kaldırmaya çalışıyordum ama nafileydi "seni cehenneme göndereceğim kim!" ve bir kahka patlatı artık ne olucaksa olsun dedim içimden ellerimi pes ederek yaratığın ellerinden çektim artık dayanamıyordum bu acıyla yaşayamıyordum.

Gözlerim yavaş yavaş kapandı ve tekrara kendimi boşlukta hisetim. Artık ayakta duracak gücümün tükendiğini her santimimde hisetim
.
.
.
.
-kaza günü -
.
.
.

" baba lütfen biliyorsun iki hafta sonra okul  başlayacak ve o zamanlar beraber daha az vakit geçireceğiz lütfen zaten büyük bir sınav bekliyor beni " diyerek yavur köpek bakışlarımla babama bakmaya devam ettim  babam bıkmış gibi  bir yüz ifadesine bürünerek "tamam o zaman bak eğer orda sıkıldım falan dersen bidaha  yalvarsanda  götürmem  " sevinçten yerimde bir kaç kez  zıplayıp gairp sesler çıkartarak babamın boynuna sarıldım "merak etme  vallah öyle bir şey olsa  şey yaparım, Neydi ya umm... Sanrım unutum artık bidaki sefere" babamın yanağına kocaman ve  sulu bir öpücük kondurdum babamda anlıma bir öpücük konudrarak  ayga kalktım "koş annelerde haber ver" kafamı salyarak hızlıca annemin yanına yani mutfağa koşu vermiştim annem genelde bu saatlerde mutfak balkonunda oturup en sevdiği yeşil çayıyla beraber kitap okumayi çok severdi bende bunu bildiğim için direk mutfağa girdiğim an balkona yönelmiştim. Bu tatili babama ikna etmek için bir haftadır uğraşıyordum ve en sonunda başarmıştı.

Balkonun kapısını açtığımda kapının arasında baktım,. Annem her zaman ki gibi çok odaklanmıştı pofuduk yastıkların içinde oturan anneme gizilice yaklaşarak boynuna atladım    " napiyon annem ! "

"ay !Manyak çocuk seni ödüm kopardın"

annemin boynuna sokularak "anne hadi hazırlan babamı sonunda ikan ettim hii"  annem saçlarıma bir öpücük kondurarak " babanı artık şu masum bakışlarına ikana etmene  şaşırmıyorum deli çocuk seni" dediği şeyle kare gülümsememi dudaklarima kondurarak "sonuçta senin oğlunun sana çekmişim" annem kahka atarak "bak sen şu laflara seni cüce " diyerek burnumu iki parmağı arasına alarak sıkıştırmıştı "a-hhh anne dur açıyor" burnumu sıktığı için sesim bir tuhaf çıkmıştı ama annem buna gülerek "hadi kalk bakalım kardeşine ve abine de haber ver bende bir kaç şey alayım ve hazırlanmam gerekiyor hadi kış kış" ayağa kalkarak son kez anneme bir öpücük kondurup koşarak mianın  odasına ilerledim.

Odasına gelince bir kaç kere kapıya vurdum  'gel müsaitim ' onay gelince kapıyı açarak odaya girmiştim" huyungum gelmsi  hoş geldin huyungie "  yerde oturmuş barbi bebekleriyle oynayan kız kardeşimin yanına oturarak" hoş buldum hadi deli kız hazırlan babamı ikna etim tatil için "kardeşim dudaklarına kocaman bir gülümseme kondurup
" cidden mi? " kafamı salyarak onayladığımda hızlıca ayağa kalkarak önce yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu sonrada hızlıca dolabına ilerledi" benim daha elbiselerimi hazırlamam gerekiyor eyvah yetişmez ki daha oyuncak bebeklerimin bavullarını hazırlayacam" kardeşimin bu tatlı telaşına gülerek.

"hadi bakalım oda sana kalmış ben babamı ikna etim sende hazırlan aaa her şeyi benmi yapayım huyungunada yazık"  mia gözlerini dolabında ayırarak bana baktı " senden yardım istemedim ve yorulman için iyi bir zaman değil huyungie gitt  hazırlan bak sonra yetşitiremezsin"  ah... şu deli kız çok fazla tatlıydı ve bu kurala haykırı olmamalıydı  yoksa birazdan tatlı kirizine girebilirdim "tamam tamam gidiyorum ben" diyerek ayaga kalktıgim gibi kapıya ilerledim şimdi sıra ağabeyimde tam bir koca ergendi kendisi 7/24 saat odasındaydı resmen yüzünü unutmuştum. Benim ergen olamam rağmen ağabeyimden daha olgunum.

Abimin odasına gelince hiç kaplı çalma gereği duymadan içeriye girdim günün bu saatlerinde hep bilgisayarda olur hoş tüm gün öyle zaten "malmısın! İnsan bir kapıyı çalar" diyerek dönene sandalyeyle bana doğru döndü "hep bilgisayar başında olduğun için gerek duymadım sana iki çift lafım olacak o kadar" abim sandalyesini tekrara bilgisayara doğru dönerek "çabuk söyle ve çık"

Kapıya doğru ilerledim "hazırlan la babamı ikna ettim hadi çabuk ol." bilgisayarda kafasını kaldırmadan "ben gelemeyeceğim bu yaşta aile içinde gezmem çok utanç verici olurdu" böyle konuşması gerçekten sinirme dokunuyordu ergen delinin tekiydi"bu zorunlu gelememe gibi bir halin yok çabuk ol" deiyerek o daha bir şey demeden odadan çıktım "lan gerizekalı kapıyı kapatsana!" oh iyi oldu şimdi kalksın kapıyı kapasın hı.

DeceivedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin