Öncelikle bu bölüm çok ekşınlı bir bölüm oldu. Sasha giderek kötüleşiyor. Yani.... Neyse okuyunca görürsünüz..!
Brad'i gördüğüm ilk andan beri onunla olan şeylerin yanlış olduğunu söylüyordum ama lanet olası bir tatlılığı var. Hadi gidleim Osman.
Ne diyorum ben!
İşin başından beri böyle. Biz mutlu olamıyoruz. Yani birlikte olmayız. Artık buna açıklık getiriyorum. BİZ DİYE BİRSEY YOK ARTIK!
"Bunlar ne?" Gayet sakin bir şekilde konuştuğumda gözlerini yavaş yavaş açtı. Çok tatlıydı. Tamam sustum.
Fotoğrafları ona fırlattığımda eline aldı ve baktı.
"Şey...Lisa...." Hala inanamıyorum! Konuşmaya çalışıyordu. Aslında gitse daha iyi olurdu. Hayatımdan çıksa iyi olurdu. Çünkü acısını iyi alacaktım.
"NE?!" Ses çıkışım hızlı olmuştu ama kimin umrumda!?
"Sevgilim bunlar sen yokkendi"
"Aranızda duygusal bir bağ yok sanıyordum!"
"Evet sevgilim gerçekten yoktu." Ne kadar seviyorlardı ki birbirlerini,bunu fotoğraf hâline getirmişlerdi. Şimdi de dalga geçer gibi duygusallik yoktu diyordu. İnanmalı mıyım? Bilmiyorum ama ben Hayırı seçiyorum.
"Lisa seni seviyorum biliyorsun değil mi?"
Ağlamaya başladım.
'Sevgilim lütfen...."
"BANA SEVGİLİM DEME!"
Ben sinirliydim ve gelip bana sevgilim demesi beni sinirlendiriyordu. Neden sadece susmuyordu. Belki de beni yalnız bırakırdı.
"Lütfen bu konu için kavga etmeyelim."
"Neden onu tutuyorsun!? Neden haklı olduğumu söylemiyorsun!? Farkında mısın hep onun Yüzünden kavga ediyoruz!"
En azından destek olabilirdi. Neden hep onun Yanındaydı? Tüm kavgalarda böyleydi. Ve ben sıkılmıştım. Belki de bu yanlıştı. Bitmeliydi. Ama neden söyleyemiyordum. Ama yapacaktım.
"Hayır bebeğim. Onu kor--"
"Buraya kadar!" Dedim ve odadan çıktım.
***
Ağlama isteğimi durduramayıp ağlamaya başladım. Odanın kapısı açıldı. Umursamadim. Kesin haklı olduğuna dair birşeyler söyleyecekti. Onu dinlemek istemiyordum.
"Lisa..." Annemin sesini duyunca kafamı kaldırdım. Belki de her anne-kızın yaptığı gibi konuşurduk. Ama bir iki nasihat verirdi? Kimi kandırıyordum!?
"Tristan geldi"
Kapıda görünce gülümsedim. Yanıma gelip bana sarıldı.
"Tanrım iyi misin?"
Olumlu anlamda kafamı salladım.
Basından beri istediğim buydu. Ben ağlarken Brad bana gelip sarılsa bunlar olmazdı. Tek istediğim biraz ilgiydi. Ama beni arka plana atmıştı.
"Bence tekrar düşünmel --"
"Hayır Tris."
"Ama eve geleceksin"
Olumlu anlamda kafamı salladım. Elimi tuttu ve beni kucağına aldı. Kollarımı ona sardım. Sevmiştim ben bu işi. Bacağım kırık olduğu için yürümüyordum.
Aslında kızmayın ama Brad'in kokusunu özlemiştim. Hey hey hey! Artık yok o! Unutun!
Beni koltuğa bıraktı. Kafamı yan tarafa çevirdiğimde sürücü koltuğuna oturdu.