7. Bölüm

4.1K 263 19
                                    

Cidden ilk gün gele gele o mu gelmişti? Yıllarca bana okulu zahir eden, çığlıklarımın duyulmamasında payı olan kişilerden biri karşımda dururken ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir yanım 'onu tanımıyormuş gibi yap' derken diğer yanım 'yıllarca onun sana yaptığını yap ve bu gece onu sen kanat' diyordu. Ne yapacağıma karar vermeden mazi bir çok kez olduğu gibi gözümde canlandı.

5 yıl önce
12 yaşındaki küçük Feza, bir kez daha denemeye kara vermişti. Bir kez daha ailesi olan insanlardan kurtulmak için çırpınacaktı. Bir kez daha onlarla savaşacaktı. Bir kez daha herkese kendi masumluğunu kanıtlamak için uğraşacaktı. Bir kez daha kendisine sağır olan dünyaya, kendisini duysun diye ses telleri kopana kadar çığlık atacaktı.

Aklında dönen düşüncelerle elindeki kağıdı göğsüne bastırdı. Belki bu sefer kurtulurdu. Belki ilk defa hayat ona gülerdi. Belki ilk defa gerçekten dolu dolu gülümserdi. Belki o da diğerleri gibi hayatının devamını normal geçirirdi.

Feza nefes aldı ve ayağa kalktı. Elinde kurtuluşu olabilecek kağıdı tutarken, önce lavaboya gitmeye karar verdi. Kağıdı defterinin arasına bıraktı ve lavaboya gitti. Feza bir kaç gün sonra bunun ne kadar kötü bir fikir olduğunu anlayacaktı. Çünkü onun gitmesini fırsat bilen kız hızlıca Feza'nın defterinin içinde olan gerçeklerinin yazılı olduğu kağıdı aldı. Yerine içinde başka şeyler yazılı olan kağıdı koydu. Feza'nın kağıdını alan kızın bilmediği şey o alanı kameraların çekmesiydi.

Feza lavabodan geldiğinde, çoktan gerçek kağıdı alan kız kağıda bakmadan kağıdı buruşturup çöpe atmıştı. Feza, içinde küçücük bir umut ışığıyla rehber öğretmenin odasına girecekken kağıdın üzerinde adının yazmadığını fark etti. Yazdığından emin olmasına rağmen yaşı küçük olduğu için buna aldırmadı. Tekrar 6/E yazan sınıfa girdi. Hızlıca rastgele bir kalem alıp, kâğıda adını yazdı. Daha sonra tekrar rehber öğretmeninin yanına gitti. Öğretmenini odasında göremeyince, yarın neler olacağını bilmeden, kağıdı odaya bırakıp çıktı.

Bu olaydan bir gün sonra ise küçük Feza biz kez daha kalbine ektiği unut çiçekleriyle okula gitti. Okulda rehber öğretmeni onu çağırınca, Feza artık o evden kurulacağını sandı. Bunu mutluluğuyla hızlıca rehber öğrenciyi takip etti. Rehber öğrenci Feza'yı öğretmeninin odasına değil müdürün odasına götürünce biraz garipse de sorun etmedi. Hızlıca kapıyı tıklayıp içeri girdi. İçeride ne beklediğini bilmiyordu ama kesinlikle sinirden kızarmış rehber öğretmenini beklemiyordu.

"Ne oldu öğretmenim? Mek-" Sinirden kızarmış kadın hızlıca Feza'nın sözünü kesti.

"Yüzsüze bak bir de mektup diyor. Sen o mektubu benim odama koyarken ki kısmı geç, yazarken hatta bu düşünceleri aklımdan geçirirken hiç utanmadın mı? Sen benim en sevdiğim öğrencilerimden biriydin ama bu affedilemez." Sinirden kızaran kadın biraz durdu ve elleriyle saçlarını çekiştirdi. "Ya bak ben geçekten anlamıyorum. Nasıl olur böyle bir şey?" Daha sonra müdür hızlıca ayağa kalktı ve sinirlenen kadını sakinleştirmeye çalıştı.

"Meltem Hocam sakin olun. Bakın sizi anlıyorum ama isterseniz bir de olayı okulusun örnek öğrencisi Fezadan dinleyelim." Daha sonra sınırlı kadınını bir koltuğa oturttu. Atakta şaşkın bakışlar atan Feza'yı da diğer koltuğa oturttu. "Feza'cım şimdi bizim sana bir kaç sorumuz var. Senden ricamız bu sorulara dürüstçe yanıt vermen." Küçük Feza hızlıca kafa sallayınca, okul müdürü Sefa Bey sorularını sormaya başladı. "Sen dün rehber öğretmenin Meltem Hanım'in odasına bir kağıt bıraktın mı?" Okul müdürü Sefa Bey'in soru ile küçük Feza'nın kalbi anında hızlanmaya başladı. Feza annesi ve babası sandığı kişilerden kurtulacağını sandığı için mutlulukla 'Evet yanıtını verdi. Bilmediği şey ise kağıdın değiştirdiğiydi. Okul müdürü Safa Bey ağzını açacaktı ki Meltem Hanım hızlıca lafını kesti.

FEZA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin