Fotoğraftaki aradıkları, bu bölümde anlatılan kız.
-------------------
RönesansBir yaz günüydü. Hava sıcak olmasına rağmen onu pek fazla rahatsız etmiyordu. Güneş parlıyor, bulutlar göz kamaştırıyordu. Her şey kusursuzdu. At arabası serindi. Yolculuk yaparken fazla sorun yaşamıyordu. Üzerindeki elbise onun güzel görünmesi içindi, rahat etmesi için değil.
Onun hayallerinde erkekler gibi pantolon giyebilmek vardı ama annesi ona her zaman "Saygın bir hanımefendi olursan gözlerinin rengini bile değiştirebilirsin." derdi. O yüzden saygın bir hanımefendi olmak istiyordu. Pantolon giyebilmek ve laciverte yakın mavi gözlerinin yerine kahverengi göz için. Çünkü karşısına çıkan herkes "Kumral tenine gözlerin çok yakışıyor." gibi şeyler diyorlardı. Oysa onun istediği dış güzelliğini değil iç güzelliğini seven birini bulmaktı. Bu yüzden gözlerinin rengini değiştirmek istiyordu. Böylelikle dış güzelliğine fazla önem verilmeyeceğini düşünüyordu. Annesinin söylediğinin mümkün olmadığını daha sonra öğrenecekti.
At arabası, iki taraftan da ağaçların gölgelediği toprak yolda sakince ilerliyordu. Hiç ses yoktu. Araba ilerledikçe iki taraftaki ağaçlarda sıklaşıyor, güneşi görünmez kılıyordu. Yol birden kararmaya başladı. Sanki güneşi bir şey kapatıyor, serin hava soğumaya başlıyordu. At arabasının perdelerini çektiğinde yolda alev saçan gözleri gördü. Birazdan hayatı değişecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAYIŞ
FantasyBir Nightfall Romanır! 09.01.16 Efsane şöyle başlıyordu... Dengenin sembolüydü o. İnsanlarla diğerlerinin - vampirler, kurtadamlar, şekildeğiştirenler... - arasındaki ince çizgi olacak geçişleri kontrol edecek kişi. Dünyayı yaşanır hale getirecekti...