3.Bölüm Karanlık

215 47 0
                                    

James mezarın boş olduğunu gördüğünden beri kendine gelememişti. Puslu hava yüzüne vurdu. Halen daha mezarın başındaydı. Ağlamıyordu.

Öfkeliydi. Hemde çok.

Aria'yı düşünmek onu yoruyordu. Telefonu titrediğinde irkilip küfretti. Bir mesaj gelmişti.

Gönderen: Adrian
Havaalanında seni bekliyorum. Aliaa'nın karşısına böyle mi çıkmak istiyorsun.

James iç geçirdi. Adrian haklıydı. Mezar taşındaki eski yazıya son kez bakıp gitti.

Uçaktan yarım saat önce inmişlerdi. Aliaa'yı nerde bulacaklarını bilmiyorlardı. Taksim Meydanı'ndaydılar. İkisininde türkçe bilmesi onlara biraz da olsa kolaylık sağlıyordu. Bir kafeye girip oturdular. İtalya'nın puslu havası burada yoktu.

Dışarıda hafifçe yağmur yağmaya başlamıştı. Siparişlerini verdikleri garsonun önlüğünde 'Merve' yazıyordu. Dezgahın arkasından onlara tehditkar bakışlar yollayan bir delikanlı vardı. Merve siparişlerini getirdi.

James'in kahvesinden bir yudum almasıyla öksürerek yere düşmesi bir oldu. Adrian onun omuzlarından tutup sandalyeye geri oturttu. Başını Merve'nin olduğu tarafa çevirince onu dezgaha yaslanmış vaziyette gördü. Dezgahın arkasındaki çocuk Merve'nin yanına geçmiş, iki eliyle tuttuğu silahı onlara çevirmişti.

Adrian'ın dikkati çocuğun sağ bileğine kaydı. Siyah bir doğum lekesi vardı. Bir şekildi. Adrian, James'in yanından yavaşça doğrulup iki elinide teslim olurcasına havaya kaldırdı. Ağır ağır konuşmaya başladı.

"Öncelikle biz zararsızız. Bu arada beyaz sporların güzelmiş." dedi.

Armağanın kahverengi gözlerindeki öfke geçti, kasılmış kasları gevşedi. Silahı yavaşça indirip dezgaha koydu. Adrian'a doğru birkaç adım attı. Yüzünde çekici bir gülümsemeyle "Nightfall" dedi. "Merhaba Gift." diye karşılık verdi Adrian.

Birbirlerine sarıldılar. Bu, iki düşmanın dost sarılmasıydı.

×+×
Armağan 9 Yaşındayken (Armağan'dan)

Hastayım. Eğitimim sırasında bulaştı virüs. Bir kurtadam öldürürken. Sağ bileğimdeki işarete baktım. Yedi yaşında aldığım işaret.

Annemi elimden alan işaret.

Sol kolumdaki damarlar şişmiş, morarmıştı. Yorgundum. Hemde çok. Gözlerimi kapatmak istiyorum. Sonsuza kadar.

Ama yapamam. Yataktan yavaşça kalktım. Tenim bembeyaz, ayaklarım buz kesmişti. Zemin bile daha sıcaktı. Ayağımı sürerek alt kattaki mahzene gittim. Orda beni bekliyordu. Zaten kaçamazdı. Babamın yakaladığı tutsaklardan biri. Adrian.

Yasak bölgeye girip elimi ona uzattım.

Gözlerinin donuk mavisini seviyordum.Okyanusun donukluğu. Kahverengi halini de seviyorum. Okyanustaki kara parçaları. Kızdığında kırmızı olan gözlerini de seviyorum. Güneşin kızıllığı.

Avcumun içine minik bir şişe koydu. Şişenin üzerinde 'Vampir Kanı' yazıyordu. Şişedeki bütün kanı içtim.

Sol koluma baktığımda normale döndüğünü gördüm. Vücut ısım normale dönmüştü. İyileşmiştim.

Yavaşça onu tutsak eden kilidi çıkardım. Dışarıya çıktığında "Beyaz sporların güzel Gift." dedi. Saçlarımı karıştırıp gitti.

Hayatımı kurtarmıştı.
×+×

Dördü, karşılıklı oturmuşlardı. James Merve'e iğneleyici bakışlar atıyordu. Armağan bunu fark edince elini Merve'nin omzuna attı.

ARAYIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin