4. Bölüm Görev

188 47 2
                                    

James'in dili tutulmuştu sanki. Hiçbir şey demiyor, boş boş ona bakıyordu. 'Bu salak ne diyor böyle. Onlar nasıl kardeş olabilir. Lan kızı önüme attı resmen.' diye düşünürken Miranda aniden üzerine atladı. "Seni özledim. Hem de çok." dedi. James bir şey söylemek için dudaklarını araladı ama Miranda işaret parmağını dudağına bastırarak "Şşş sevgilim. Abim bizi duymasın." dedi. Kız resmen üzerindeydi. Miranda üzerine atladığında oturur vaziyetteydiler. Fakat şuan Miranda onun üzerindeydi. Yatıyorlardı. Üst üste. Dudakları arasında sadece Miranda'nın zarif parmağı vardı. Miranda parmağını çekip onu öptü. James'in karşılık vermesi uzun sürmedi. James kollarını onun beline sarıp yatakta döndü. "Altımda olman çok hoşuma gidiyor." dedi James. Çardak pek rahat değildi ama ikiside bunu umursamıyordu. James onu alıp çalıların arkasına götürdü. Miranda elini onun göğsünde gezdirdi. Üzerlerinde iç çamaşırlarından başka bir şey kalmamıştı.

James uyandığında onun üstündeydi. Eğilip boynunu öpmeye başladı. Miranda'nın yatakta ne kadar iyi olduğunu göstermesi onun için harikaydı. İlk defa çalılarda onunla sevişmişti. Bu onun için güzel bir tecrübeydi. Miranda inledi. "Doyamadın heralde." diye sordu inlerken. James gülümsedi.

"Seninle yatmayı özlemişim."

"Bekaretimi anca dün alabildin." dedi kıkırdayarak. James sırıtarak onu öpmeye devam etti. Hava hafif hafif aydınlanmaya başlamıştı. Dün bıraktıkları yerden devam ettiler.

Adrian gözlerini yavaşça araladı. Halen daha kabuslarının birinin içinde mi, yoksa gerçekten uyandı mı bilmiyordu. Üzerindeki battaniyeyi kenara atarak koltukta oturur vaziyete geldi. "Uyanmışsın." dedi bir ses, başını ellerinin arasından kaldırıp sesin geldiği yöne baktı. Merve, elindeki kupayı eki eliyle kavramış ona doğru geliyordu. Başını onaylarcasına hafifçe salladı. Yüzüne küçük bir gülümseme ekleyerek Merve'nin uzattığı kupayı aldı. Gülüşü gözlerine ulaşmamıştı. Bunu Merve'de fark etmiş olmalı ki "Sorun değil Adrian. İyiymiş gibi davranmana gerek yok." dedi. Adrian başını hafifçe aşağı eğdi. Merve onun omzuna dokunup gitti.

Adrian düşünceli bakışlarını bardağına dikti. Onun varlığını hissedince bardağını masaya koyup arkasına yaslandı. Gözlerini kapatarak "Neden burdasın?" diye sordu. Miranda gözlerini devirerek yanına oturdu. Elini tutmaya çalışınca Adrian elini hızla çekti.

"Dün gece James'le ne yaptığınızı öğrenmek istemiyorum."

"Ya abi yapma böyle. Zaten söylememişsin..."

"Neyi!"

"Abi niye kızıyosun ya."

"Seni sevmiyor salak. Aliaa'yı seviyor."

"Hayır!"dedi Miranda. Gözlerinden yaşlar geliyor, başını sallayıp duruyordu. Adrian ayağa kalktı. Daha bir adım atmıştı ki durdu, "Git sor istersen. Bu arada. James'ten uzak dur. Yoksa onun yerine seni ben öldürürüm." dedi. Adrian ağır adımlarla giderken Miranda yaşlı gözlerle onun arkasından bakıyordu. Birden yüzü ciddileşti. "Aliaa!" dedi nefret dolu bir sesle.

James tişörtünün eteklerini düzenlerken Adrian'ı gördü. Onun önüne geçip omzunu ittirdi.

"Neden söylemedin lan."

"Neyi? Miranda'nın sana nasıl aşık olduğunu mu, ölüp ölmediğini mi, Aliaa'ya napacağını mı, öz kardeşim olmadığını mı? Hangisini?"

"Ne?"

"Duydun işte. Miranda'yı takip et. Malum Aliaa'yı öldürmeye gidiyor. O zaman işimize yaramaz." dedi Adrian. James'e omuz atarak yanından geçti.

Armağan telefonla konuşuyordu. Merve kiminle konuştuğunu tahmin etmeye çalıştı.

"Gelin buraya. Tamam mı Aras?"
"...."
"Kutay orda mı? Peki Derin? Ya kızlar?"
"..."
"Tamam. Akşama bekliyoruz."
"..."
"En geç yarın sabah. Anladın mı beni?" dedi Armağan. Karşıdan cevap gelmesini beklemeden telefonu kapattı. Merve "Bizimkiler mi geliyor?" diye sordu. Başını onaylarcasına salladı. Merve, konuşmanın sadece birazını duyabilmişti. Karşı tarafın söylediklerini anlamamıştı. Merve Armağan'ın yanına gidip elini tuttu. "Onlara güvendiğini sanıyordum." dedi. Armağan derin bir iç çekti. "Adrian çağırdı onları. Ben değil." dedi.

ARAYIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin