B Ö L Ü M 9: C Ü N H A

17 2 8
                                    

Elimdeki not defteri ile on beş dakikadır bakışıyordum. Vera, tuvalete gideceğini söyleyerek yanımdan ayrılmıştı. Normalde bu kadar uzun sürmezdi ama son zamanlarda kendine özen gösterdiği için ayna önünde fazla zaman geçiriyordu.

Okan, kafeteryaya inmişti, Kaan ise Arda ile konuşuyordu. Anlayacağınız sınıfta tekim. Düşüncelerimle baş etmeye çalışırken, koridordan gelen bağrışma sesleriyle başımı, not defterinden kaldırıp kapıya baktım. Kulağımı sese verdim.

"Sen ve arkadaşların hiçbir şeye karışamazsınız!"

Duyulan ses Dilara'ya aitti.

"Anlamıyorsun!"

Yerimden kalkmama sebep olan sesle hızla sınıftan ayrılarak koridora çıktım. Bağırış sesleri devam ediyordu.

"Ne biliyorsun ki benim hayatım hakkında?"

"Sakinleş biraz. Bak, dinle. Masal ve ben o gün..."

Vera, cümlesini tamamlayamamıştı. Dilara, onu dinlemeden sınıfa doğru ilerledi. Vera'nın yanına ilerledim ve onu da alarak sınıfa gittim. Dilara, sınıfın içinde bir o yana bir bu yana gidiyordu.

"Ne oldu?" diye sordum Dilara'yı izlemeyi bırakıp Vera'ya dönerken.

Vera, sinirli değildi ve bu çok tuhaftı. Vera, kendisine bağırılmasından hiç hazetmezdi. Sırf birisi ona bağırdı diye kavga çıkarttığını bile görmüştüm. Şuan ise yüzünde üzgün bir ifade vardı.

"Yardım etmek istemiştim." dedi, sesi cılız çıkıyordu.

"Yardımını istemedim!" diyerek bağırdı Dilara. Saçları birbirine girmiş, makyajı akmıştı.

"Sesinin desibeline dikkat et." dedim onu ikaz ederek fakat beni umursamış gibi bir hâli yoktu.

"Birde sen varsın. Çalışkan, güzel ve adı sürekli anılan Masal. Biliyor musun? Senden bıktım!"

Bu kızın benimle derdi ne?

Yavaşça ayağa kalktım. "Ne anlatıyorsun sen?" derken Dilara'nın harekelerini izledim. Arkasını dönerek yumruk yaptığı ellerini tahtaya geçirdi.

"Sürekli konu sensin? Benden daha mı iyisin? Bende olmayan ne var sende? Söyle!" diye bağırdı, yanıma gelerek önümdeki masaya vurdu.

"Yeter bu kadar show. Saçmalıklarınla uğraşmayacağım." dedim ve yerime oturdum.

Dilara, "Söyle!" diye bağırırken masada duran eşyalarımızı yere fırlatmıştı. Vera'ya baktım. Dilara'nın fırlattığı su şişesi, Vera'nın kafasını yaralamıştı.

Dilara, yakalarımı kavrayarak beni sarsarken "Akınla mutlu olacağım, anladın mı? Senin gibi biri buna engel olamayacak." dedi.

Yakamı onun ellerinden kurtarınca "Daha fazla uğraşma benimle, git Akınla ne yaparsan yap." dedim.

"Yolumdan çekilirsen neden olmasın?" dedi biraz olsun durulurken. Siniri gözlerinden okunuyordu.

"Cidden, ne özelliğin var senin? Konuşmuyorsun ve ölü gibi davranıyorsun, sevilecek bir yanın yok." diyerek tartışmayı devam ettirdi.

Bir tık kırıcı konuşsada bunu sonra düşünecektim.

"Yolunda değilim Dilara. Biz seninle aynı ligin topçusu değiliz." dedim.

Dilara, durdu ve bize arkasını döndü. Vera'nın yüzünü ellerimin arasına aldım ve kaşının hemen üstünde yaraya baktım. Küçüktü ama kanıyordu.

O sırada arkadan alkış sesi gelmeye başladı. Ellerimi Vera'dan çektim ve arkamı dönüp baktığımda Akın'ın alkış yaparak yanımıza geldiğini gördüm.

DinleyiciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin