B Ö L Ü M 1 8: V A V E Y L A

9 1 0
                                    

Yıkılmış, boş binanın oraya varmıştım. Nefes nefese kalmış bir şekilde etrafa baktım. Yeşillikler, masmavi deniz, kayalıklar vardı burada.

Gurur duydum bu ortamla. Burası bizim kurtuluşumuz olacaktı, burası Ayaz'ı geri getirecekti. Akın'ın tepkisini merak ediyordum. Bunca zamandır merak edilen katil, onun arkadaşlarıydı.

Etrafa baktım ama bir türlü Akın ya da babasına rastlayamadım. Bırakın onları, insana dair hiç kıpırtı yoktu burada. Son derece tenha ve sessizdi burası.

Binaya doğru koştum, belki orada olabilirler diye düşündüm. Koşuyordum çünkü biraz bile vakit kaybetmek istemiyordum. Tek istediğim, Ayaz'ın geri gelmesiydi.

Geri gelmeliydi. Onunla tekrar buraya gelir denize bakardık belki ya da her zamanki gibi Vera ile Okan didişirdi, bizde onları izlerdik.

Her zamanki olgun gözleriyle bakardı bana yeniden. Atlattık derdim ona, atlattık! Ayaz atlattık! Belki yine kızarırdı.

Koşarken bir yandan da aklımdan bunlar geçiyordu. Sabırsızlanıyorum âdeta, aklımdan polisin "Eğer bir gelişme veya kanıtın olursa bana getir, rapor edeceğim." demesi geçiyor.

İşte, binadan sesler geliyordu. Akın oradaydı, babasıyla konuşuyorlardı. Koşmamı durduran şey ise konuşmaları oldu.

"Ben her şeyi yaptım tamam mı! Eskilerden beri yaptığın her pisliği temizledim ben! Mesleğimi riske attım senin için!" dedi Akın'ın babası.

"Ama baba."

"Aması falan yok, bunlar için çok geç artık! Ben ne dersem onu yapacaksın." diye ekledi.

"Bilerek yapmadım, bilerek öldürmedim." beynim durmuştu.

Akın katil miydi? Dördü de bu işin içindeydi. Kaan, Emir, Çağrı ve Akın.

Kaan, Ayaz'ı kıskandığı için ona iftira attı. İşte bu cümle beynimde son kez dolandı.

"Gelişme veya kanıtın olursa bana getir, rapor edeceğim."

Beni kandırmak istediler, en başından beri haberi olmasını sağlıyordu.

Telefonumu hızlıca çıkardım ve notlar kısmına "katil Akın" yazdım. Arkamı dönmeden hızlıca yürümeye başladım ki adımlarımı Akın'ın sesi böldü.

"Masal?"

Hayır, hayır belli etmemeliydim. Arkamı döndüm.

"Efendim Akın?"

"Ne işin var burada?"

"Şey, ben gelişme var mı diye sormaya geldim. Çağrı'ya sordum burada olduğunuzu söyledi."

"Masal." artık daha endişeliydi. Ellerini başına daldırdı."Yalan söylüyorsun." dedi sakince.

"Ne?" dedim anlamamış gibi yaparak.

"Çağrı, asla sana burada olduğumu söylemez." dedi. Yutkundum, anlayacaktı bir şey yapmalıydım.

"Ne biliyorsun?" dedi Akının babası.

"Ben, ben ne hakkında konuştuğunuzu bilmiyorum." diye karşılık verdim babasına.

"Masal, ne zamandan beri buradasın." dedi Akın.

Çok geçti, anlamıştı. Adımlarımı yavaşça geriye attım.

"Dur! Bak sakin ol tamam mı? Halledebiliriz. Ayaz'ı suçlamayız. Hallederiz görmemiş gibi yaparsın."

DinleyiciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin