bölüm 2
"🌊"Yürüyordum.
Elim sızlayan alnımda, gözümse önümde yürüyen şıllık Ceyda'daydı. Öldürecektim onu. Eğer araya matematik hocası girmemiş olsaydı çoktan cehennem ateşinde yanmaya başlamıştı.
"Hocam bir anda saldırdı. An- hığk. Anlamadım hiç." Ceyda'nın ağlamakla karışık şıllık sesine daha fazla tahammül edemeyip "Kıracağım ağzını yüzünü." dedim Beril'e.
Yazık, Beril sadece kavgayı ayırmaya çalıştığı halde yüzü çizilmişti. Bu benim yüzümden karıştığı kaçıncı kavgaydı hatırlamıyorum.
"Sus Çağıl, asıl ben seni öldüreceğim. Ya bittik biz. Amcam ve babamın gazabından bizi kim koruyacak acaba?" dedi Beril sinirle. Haklıydı.
"Ya ben naptım. Şıllık gelip üstüme atladı." dediğim sırada müdürün odasının önüne gelmiştik. "Geçin içeri." dedi matematik hocası. Kapıyı açtığında ilk olarak Ceyda girdi içeriye, peşinden de söylene söylene ben girdiğimde önce müdür Hakan Hoca'ya baktım. Otuzlu yaşlarında, genç, bekar, yakışıklı bir beyefendiydi kendisi. Lise 1 aşkım olurdu aynı zamanda. Aramızda bir aşk yaşanma ihtimali vardı aslında ama, her hafta odasına yüzü gözü dağılmış bir halde kavga vukuatıyla geldiğim için o ihtimal sıfırlanmıştı.
Ah Hakan Hocam, bir aşk daha başlamadan bitti.
"Ceyda?" Hakan Hoca, Ceyda'nın tırnaklarımla çizdiğim yüzüne dehşet içinde bakarken gözleri sağa doğru kaydı. Göz göze geldik kurt bakışlımla. Dehşet ifadesindeki bakışları, yerini ufak bir kızgınlığa bıraktı. Gerçekten, ufak.. Çok ufak.
"Çağıl!" Bir anda bağırdığında yerimde sıçradım.
Hakettim.
Hakettim. Ben kendi kendime yaptım bunu.
Hakettim.
Hülya Mizgin kraliçenin sesi kafamda yankılanırken "Hocam kantinde birbirlerine girdiler. Daha doğrusu Çağıl Ceyda'nın üstüne atlamış saldırıyordu. Zor ayırdım." dedi matematik hocası. O sırada, bakışlarım Hakan Hoca'nın masasının önündeki sandalyede oturan çocuğa kaydı.
Asır Çağan.
Endişeli bakışları benim üzerimdeydi, gözlerimiz kenetlendiğinde bakışlarının yerini ifadesizlik aldı. Bu çocukta bir şeyler vardı ama bir türlü çözemiyordum. Aşırı sinirimi bozuyordu, Ceyda şıllığı yerine ona saldırsaydım keşke.
"Hocam benim bir suçum yok. Açın kamera kaydını izleyin, Ceyda saldırdı bana." dedim savunma taahhüdüne geçerken.
"Kesin öyledir Çağıl." dedi Hakan Hoca.
"Adım çıkmış yüze inmez doksan dokuza." dedim sinirle.
"Dokuz o." dedi Beril.
"Yok benim adım dokuzu da geçti, yüze çıktı. Valla bir suçum yok hocam ya. Açar mısınız kamera kayıtlarını.." desem de Hakan Hoca çoktan önüne bir A4 kağıdı almış ve yazmaya başlamıştı.
"Şey hocam, çok pardon. Ne yazıyorsunuz acaba?" Hakan Hoca cevap vermedi.
"Hocam.. Ne yazıyorsunuz?" Ne yazıyorsun kurban olduğum, söyle ben de bileyim. Disiplin cezası mı, tutanak mı, kınama mı, uzaklaştırma mı? Ne yazıyorsun hayatımın anlamı?
"Babanla görüşmek istiyorum Çağıl."
"Ama.."
"Aması falan yok. Son sınıf olduğun halde hareketlerine bak, Ceyda'nın yüzünü ne hale getirmişsin. Cani misin kızım sen?" Vay, bu ağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK GÜVERCİNİ
Fiksi RemajaBiz seninle bir yangın başlattık. Şimdi ne gözlerinde taşıdığın okyanus, ne de senin kurtulmak için verdiğin çırpınışlar bu yangını söndürebilir. Kabul et Çağıl, ikimiz de yanacağız.