13

287 36 10
                                    

bölüm 13
"yüzleşsek de eksik kalır bazı şeyler."

"Çağıl!" Duyduğum bağrış sesiyle birlikte sımsıkı kapadığım gözlerimi açtım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Çağıl!" Duyduğum bağrış sesiyle birlikte sımsıkı kapadığım gözlerimi açtım. "Çağıl!" Bu Çağan'ın sesiydi, saniyeler içinde yanıma gelmişti ve kolumdan çekerek beni arkasına aldı. Eli beline giderken silahını çıkarıp ilerye doğrulttu.

İstemsizce titremeye başlamıştım. Korkmuyordum, sadece adrenalinden dolayı şok etkisi yaşıyordum ama kesinlikle korkmuyordum.

Çağan omuzunun üzerinden bana bakıp "Şşş, sakin ol." dedi. Kafamı usulca salladım ama titremem devam ediyordu.

Çok geçmeden Egehan, Berkay, Batu, Kerim ve diğerleri de yanımıza gelmişti. Çağan Berkay'a beni işaret ettiğinde Berkay yanıma geldi ve beni Çağan'dan uzaklaştırdı. "Gel bakalım ufaklık." dediğinde titreyen ellerimi gizlemeye çalışarak "Dur." dedim Berkay'a.

"Noldu?" dedi Berka ani çıkışım yüzünden.

"Burda kalmak istiyorum." dedim. Bu dünyayı merak ediyordum. Hiçbir zaman aydınlık bir hayat yaşamamıştım ama tam olarak da karanlıkta olduğum söylenemezdi. Hep aradaydım, gri bir bilinmezliğin içindeydim. Ama şu an, tam şu an karşımda koskoca bir karanlık dünya vardı. Ve ben ilk defa o dünyayı deli gibi merak ediyordum.

"Olmaz Çağıl, riskli." dedi Berkay. "Gel eve geçelim."

Kolumu tuttuğunda geri çekildim ve "Burda kalacağım." dedim kararlı sesimle. Berkay gözlerime bakarak birkaç saniye kararsız bakışlarla baktıktan sonra "Tamam anasını satayım." dedi. "Gel yanıma." Beni kendine doğru çekerek duvar dibine geçtiğinde heyecanla ileriye baktım. Bahçe ışıkları kapalı olsa da evin içinden gelen ışık bahçeyi az bir şey aydınlatıyordu. Çağan'ın yüzünü göremediğim için "Şu tarafa geçelim." dediğimde Berkay beni arkasına alarak dediğim yere geçti. Önüme geçtiği için hiçbir şeyi göremiyordum. Kollarından tutunarak kafamı sağ tarafa çıkardım. Yabancı birini gördüğünde utanıp annesinin arkasına saklanırken karşısındakini dikizleyen çocuklar gibiydim.

Çağan'ın sert bakışlarını net görebiliyordum şimdi. Silah çektiği kişiye döndüğümde, vücudum daha fazla titremeye başladı. Bu kesinlikle adrenalinden dolayı değildi, bu tamamen olayın şoku yüzündendi.

Çünkü Çağan şu an babama silah doğrultuyordu.

"Berkay." dedim titreyen sesimle. "Ben mi yanlış görüyorum, yoksa o.."

"Ferhat Öztürk." dedi Berkay. Ardından kafasını bana çevirdi ve "Baban." dedi.

İkimiz de tekrar Çağan'a döndüğümüzde gözlerimin acışmaya başladığını hisediyordum. Hayır Çağıl, şimdi olmaz. Şimdi ağlayamazsın.

Ağlamayacaktım. Beni nerdeyse komalık edecek dayağı yediğim o geceden sonra bir daha görmemiştim babamı. Gözleri daha bir canlı bakıyordu, o geceki gibi korkutucu değildi. Elini beni dövmek için yaptığı gibi yumruğa dönüştürmemişti, çünkü silah tutuyordu. Sıkı sıkı hem de.

SOKAK GÜVERCİNİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin