Biz seninle bir yangın başlattık.
Şimdi ne gözlerinde taşıdığın okyanus, ne de senin kurtulmak için verdiğin çırpınışlar bu yangını söndürebilir. Kabul et Çağıl, ikimiz de yanacağız.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Burası neresiydi?
Son bir ay içinde fakir hayatımın sınırlanırını fazlasıyla zorlamış olmamı aldırmadan, karşımdaki kocaman malikaneye bakıyordum.
"Senin evin mi burası?" dedim babama. Bana küçümseyici bir bakış attığında bunun evet demek olduğunu biliyordum. Anasını satayım ben aile apartmanı diye viranenin içinde büyümüştüm ama bu babam olacak herifin bildiğiniz sarayı vardı.
Cevap vermeden Demir'e baktığımda telefonuyla ilgilendiğini gördüm. Niye herkes, her şey yolundaymış gibi davranıyordu? Ayrıca ben o andaval Berkay'ın boş laflarına alınıp neden evi terk etmiştim. Ne halt yiyecektim ben burda? Ya babam beni o Tuncay mıdır nedir o adamın oğluyla zorla evlenirirse?
Keşke Çağan'la evliliğimiz gerçek olsaydı da, bu ihtimal ortadan kalksaydı.
Ama olabilirdi.
Bile bile belaya atlamıştım resmen.
Babam yürümeye başladığında ve Demir de peşinden ilerlediğinde yılbaşı ağacı gibi dikilmeyi bırakıp peşlerinden ilerledim. İçeri girdikleri an ben de girmiştim ve karşımda gördüğüm kişiyle büyük bir çığlık attım.
"Beril!"
"Çağıl!"
Aynı anda birbirimizin üstüne atladığımızda dengeyi sağlayamayıp yere yapışmıştık. Gözlerim dolmaya başlamıştı. O kadar özlemiştim ki Beril'i resmen ağlayacaktım şu an.
"Ağlama salak."
Hatta ağlıyordum bile.
Gözyaşlarımı silerken babam bana tiksinir bir ifadeyle bakıp "Demir, Çağıl'ı odasına götür. Ben diyene kadar odadan çıkmayacak. Sen de Tuncay Altıngöl'le iletişime geç. Dağhan'ın geberme ihtimali yüksek ama eğer gebermezse işi hızlandırmamız lazım. Yarına bu evlilik olacak!"
Pardon?
"Ben kimseyle evlenmeyeceğim." dedim babamın karşısına dikilirken. Tepeden bir bakış atıp "Evleneceksin." dedi.
"Neden biliyor musun Çağıl?"
Sustu, ardından derin bir nefes alıp "Çünkü ben istiyorum." dedi.
"İyi, çok istiyorsan kendin evlen."
Üçüncü dünya savaşı her an çıkabilirdi. Ben artık gözümü karartmıştım, babamın karşısında dayaktan hastanelik ettiği o kız yoktu. İstediğini yapabilirdi, farketmezdi. Eğer canımı almak istiyorsa ondan önce ben alırdım.
"Odana."
Puşt.
"Yürü Çağıl." Beril beni kolumdan tutarak merdivenlere yönlendirdiğinde üst kata çıktık. Beyaz kapıyı aralayarak içeri soktu Beril beni.
