bölüm 17
"Bir yalan kaç doğruyu götürür?"Beril'le beraber odamın balkonunda oturuyorduk.
Saat gecenin üçüydü, Çağan'la yağmurun altında karşılıklı olarak hislerimizi belli etmemizin üstünden kaç saat geçmişti bilmiyordum ama aynı günün gecesindeydik ve eve geri döndüğümüzde olanları Beril'e anlatmak için resmen depar atmıştım. Şimdi de balkonda oturmuş kocaman bahçeye, sayısız korumaya ve karanlık orman manzarasına bakıyorduk. Aramızdaki yuvarlak masanın üstünde iki tane boş kahve fincanı, bir küllük ve benim yanan sigaram duruyordu."Beril ben söylemeye çok korkuyorum.." dedim sigaramdan derin bir nefes çalarken. Telefondan hafif bir Sezen Aksu şarkısı yükseliyordu. Nerde bende o yürek, yardan cayacak?
"Kızım ben de söylemeye çok korkuyorum. Tövbe haşa, Allah göstermesin ama sen aşık olmuş olabilir misin?" dedi bana. Bir süre bakıştık ardından bahçeden gelen seslerle bakışlarımız iki andavala döndü.
"Oğlum seni öldürürüm lan. İbret-i alem olsun diye meydan dayağı atarım sana. Sen hangi hakla, hangi cürretle, hangi cesaretle yaparsın lan bunu?"
"Of bu andaval yine mi bağırıyor ya?" dedi Beril Berkay için.
"Ya kurban olduğum, kurt bakışlarında ölüp ölüp dirildiğim. Valla kötü bir niyetim yoktu ya." dedi Egehan. Bir yandan da Berkay'dan kaçıyordu. Berkay'sa elinde silahla onu kovalıyordu ve ikisi tam olarak bahçedeki büyük daire havuzun etrafında volta atıyorlardı.
"Oğlum başlarım senin niyetine!"
"Lan!" Bir anda gelen gür sesle irkildim. Berkay ve Egehan da sesi duyunca koşmayı bıraktılar. Bahçeye gri bir esofman ve siyah hafif bol tişörtle çıkan Çağan'a baktım.
"Oğlum derdiniz ne lan? Bi uyutmadınız amına koyim. Siktirin gidin odalarınıza." dedi Çağan. Uykulu ve boğuk sesi yüzünden ayılıp bayılıyodum şu an.
"Abi öldürecek bu manyak beni." diyerek Berkay'dan uzaklaştı ve Çağan'ın yanına kaçtı Egehan.
"Asır, bu döl israfının ne yaptığını biliyor musun sen?"
"Ne yaptım ya ne yaptım? Ben seni sevmekten başka ne yaptım Berkay?" dedi Egehan hafif duygulu bir sesle. Gülme isteğimi bastırmaya çalışıyordum çünkü Çağan şu an aşırı sinirliydi ve bir de bana patlamasını istemezdim.
"Lan şerefsiz. Lan embesil, beyinsiz. Ulan sen niye benim konuştuğum kıza sünnet fotoğraflarımı atıyorsun tek hücreli amip?"
"Abi hani doğallık olsun, sana aşık olsun diye. Malum bütün kızlar max bir hafta sonra cehennem zebanisi görmüş gibi senden kaçtığı için.."
"Ulan sana mı kaldı?!"
"Bak harbiden yeter, siktirin gidin. Ulan iki gram uyku uyuyacağım onun da içine ettiniz. Ben şimdi gidiyorum tek bir ses duyayım ormana mancınıkla fırlatırım sizi." dedi Çağan, ardından eve girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK GÜVERCİNİ
Teen FictionBiz seninle bir yangın başlattık. Şimdi ne gözlerinde taşıdığın okyanus, ne de senin kurtulmak için verdiğin çırpınışlar bu yangını söndürebilir. Kabul et Çağıl, ikimiz de yanacağız.