bölüm 10
"her çocuğun yuvası vardır."
Bir hafta.Asır Çağan Dağtekin, tam bir haftadır ortalıkta yoktu. Bu bir hafta içerisinde Egehan'la hiç olmadığı kadar yakınlaşmış, Berkay'la birbirimizi öldürecek raddeye gelmiş ve Batu'nun sır küpü dünyasının kapısını hafifçe aralamıştım.
Onlar.. Garipti. Hiç birinin birbiriyle alakası yoktu ve ben hayatımda ilk defa bu kadar alakasız şeylerin bir arada durduğunu görüyordum.
Bir aradaydılar. Her şeye rağmen. Birisinin cehenneminin ateşinde diğerinin cenneti ısınıyordu. Birisinin nefesi kesilse öbürünün kalbi duruyordu. O kadar yakındılar ki istemeden de olsa kıskanıyordum.
Evet, ben de Beril'le kardeş gibi büyümüştüm. Ama onunla hiç bu denli yakın olamamıştım.
Onlar bir bütündü. Birinin kolunu kesseniz diğerinden kan akardı.
Asır Çağan.. Hepsi ona karşı büyük bir hayranlık duyuyordu ve bunu da asla gizlemiyorlardı. Asır ne derse o, en iyisini o bilir, o istemiyorsa yapmayız.. Bu kafadaydılar ve Asır'a duydukları saygı beni imrendiriyordu açıkcası.
Sonuç olarak, nolursa olsun o mal değneği Asır Çağan Dağtekin tam bir haftadır yoktu! Neredeydi, ne zaman gelecekti ya da gelecek miydi? Hiç bir fikrim yoktu. O gece, bana odama gidip uyumamı söyledikten sonra da bir daha gelmemişti.
Can sıkıntısı yüzünden odamda attığım ellinci turu yarıda kesip mutfağa gittim. Herkes buradaydı. Batu, önündeki mantı tabağına iştahla bakıyordu. Gözlemlediğim kadarıyla yemek yemek Batu için hayatsal bir faaliyetti. Günde en az altı öğün besleniyordu ve eğer bu oranda düşüş yaşanırsa hiç iyi şeyler olmuyordu.
"Oğlum hadi acıktım, yap şu mantının sosunu artık!"
Batu, tezgahın başında ocakta bir şeyler karıştıran Egehan'a doğru bağırdı.
"Sabret Batucum, hayatında yemediğin bir sos yedireceğim sana." dedi Egehan.
"Ulan ben sana hayatında yemediğin başka bir şeyi yedireceğim.." dedikten sonra benimle göz göze gelmiş ve derin bir nefes alıp "Çağıl'a dua et sen." demişti.
"Aslında benim için hiç problem değil. Şey yapabilirsin vegan yoğurtlar var.." Hepsi suratıma başka bir dilden konuşuyormuşum gibi baktığında "Ne var?" dedi Batu. "Ne yoğurt? Vegan yoğurt ne, manda yoğurdu gibi bir şey mi?"
Bu cahillik gözlerimi yaşarttı.
"Aynen Batu." dedim masaya otururken. Yüzümü avuçlarımın arasına almış, dertli dertli karşı duvarı izliyordum. Aslında bu üç andavala, dördüncü andavalın nerde olduğunu sormak istiyordum ama farklı imalarda bulunabilecekleri için çekiniyordum. Özellikle Egehan, her an bana Çağan'ın aşkından dağları delmiş bir mecnun damgası yapıştırabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK GÜVERCİNİ
Teen FictionBiz seninle bir yangın başlattık. Şimdi ne gözlerinde taşıdığın okyanus, ne de senin kurtulmak için verdiğin çırpınışlar bu yangını söndürebilir. Kabul et Çağıl, ikimiz de yanacağız.