Halil beni alıp hiç bilmediğim bir yere getirdi. Düşündüm " burada ne işimiz var" diye. Hatta ona da sordum ama hiç bir şekilde cevap alamadım. Bana sadece "seveceksin" dedi. Emin değilim, ormanın ortasında kaldık. Burayı hangi manyak sever ki? vallahi kim sever beni ilgilendirmez ama benim sevmeyeceğim kesin.
Halil ormanda araba yolunun bittiğini söyleyince ben zaten korkuyordum 2 katı korktum. Arabadan indik, eline bir sırt çantası aldı ve yürümeye başladık. Ben zaten açtım ve şuan bayılacak dereceye geldim. Halil'e demek ve dememek arasında kaldım. Sadece 5 dakika sabredebildim ve ona aç olduğumu söyledim.
Kerem: ben açım
Halil: sabret burada sana yemek bulamam
Kerem: sabah yediğim 2 poğaça ile duruyorum ve şuan gece yarısı
Halil:10 dakika daha sabret, yaklaştık
Kerem: anlamıyor musun?
Halil: Kerem sen şimdi burada düşüp bayılsanda ben sana yemek bulamam.
Sustum ve yoluma devam ettim. Bir kaç dakika sonra gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı. Anladım, bayılacaktım. Halil'in elini tutmamla gözlerimin tamamen kapanması bir oldu ve ben gözümü açtığım zaman ormanda değil bir villa da yatıyordum.
Bayılmamın sebebi öğlen yemek yememem. Halil benim gözlerimi açtığımı gördü. Yanıma geldi, eğidi ve başıma elini koydu, daha sonra bana bir su verdi ve mutfağa gitti. Geldiği zaman elinde 2 paket lahmacun vardı. Lahmacunu gördüğüm an gözlerim daha çok açıldı, ne yapayım çok seviyorum.
Halil: kalk hadi
Kerem: ayran var mı?
hafif bir gülümseme oldu yüzünde
Halil: var var da sen niye bu saate kadar aç kaldın?
Kerem: sonra anlatsam... sen şimdi benim ayranımı getir
Halil: bak sen, emir de veriyoruz
Kerem: emir değil ya hadiii
Ayağa kalktı ve mutfağa gitti. O mutfağa gidince bende salonu gezmeye başladım. Gerçekten çok güzel bir evdi. Halil buradan daha önce hiç bahsetmemişti bana. Ben balkona doğru giderken Halil mutfaktan çıkıp yanıma geldi. Elinde bir rakı birde ayran vardı. Büyük ihtimalle ayran benim, rakı onundu.
Halil: beni yormasan olmaz değil mi?
Kerem: olmaz
Halil: hadi yemeğe 2. bir bayılma daha çekemem. Çok kilolusun, belim ağrıdı
bunu dediği zaman yüzüm düşmüştü ve ona o şekilde cevap verdim
Kerem: gerçekten mi?
Halil: evet, sen ormanda bayıldın bende seni kucağımda getirdim
Kerem: kilolu değilim
Halil: öylesin
Kerem: değilim ya
Halil: kaç kilosun?
Kerem: şeyy, 68 ama doktorum normal dedi
Halil: iyi bakalım, gel hadi yemeğini ye
balkon koltuğuna oturdum ve yemeyeceğimi söyledim. Çünkü bana açık açık "kilolusun" diyor.
Kerem: ben yemiyorum, sana afiyet olsun