karşılıksız aşk

390 22 18
                                    

zaman geçtikçe halil'e olan sevgimin karşılıksız olduğunu anladım. Bana önem vermeyen, beni sevmeyen biri için kendimi üzemem. Halil için benim üzülmem hiç bir şey. Ben ne kadar kendimi yorduysam o da o kadar umursamadı. Zaten fala inanıp salak salak yollara düşmem bile hataydı. Artık onun için üzülmeyeceğim. Halil beni sevmiyorsa bende onu sevmem, beni düşünmüyorsa bende onu düşünmem. Bu kadar basit. 

Aslında... o kadar basit değil ne de olsa ben bu adama aşığım hemen unutamam. Belki hata bende, belki ben bazı şeyleri yanlış yapıyorum. Halil benden hoşlanıyordur da belki benim bir hatamı görmüştür. 

Doğrusu Halil'i bırakmamak ve bende öyle yapacağım. Ne gerekirse, ne yapmam lazımsa her şeyi araştırıp Halil'e yaklaşmam lazım.

saat gece 00:09 ve Halil evinde 2  arkadaşı ile içiyor. Biliyorum ki onların yanına gitmem gerek. Halil içki içen insanlarla takılıyorsa ben de içerim.

bir kaç dakika sonra evimden çıktım ve Halil'in evine doğru ilerledim. Eve geldim ve kapıyı çaldım.

Mert: ooo Kerem gelmişşş

Halil beni görmesiyle ayağa kalktı ve beni hiçç bir şey söylemeden bileğimden tutup mutfağa götürdü.

Halil: ne işin var burda?

Kerem: biliyorum şuan beni sevmiyorsun ama bir şans ver. Sana kendimi sevdireceğim.

Halil: saçma saçma konuşma, ben sana bizden olmaz demedim mi?

Kerem: demedin "ben seni kullanırım, zarar görürsün." dedin

Halil: illa zarar göreceksin yani

Kerem: verdin mi şans?

Halil: sadece bir şansın ve 2 haftan var. Bir hatan olursa affetmem.

Kerem: Affetme tamam

Evde kalabildim ve kim ne yapıyor izlemeye başladım. Halil beni izliyordu ve ben farkında değilmişim gibi davranıyorum. 

Yaklaşık bir 10 dakika ortam sessiz kaldı ve Mert sessizliği bozdu 

Mert: hadi oyun oynayalım

Halil: çocuk değilsin sen 

Mert: kes lan 

aralarından daha önce hiç görmediğim ama Mert seslenirken adını duyduğum biri vardı. Adı Savaş'tı

Savaş: bırak oynasın ya

Mert: oynicam zaten salağa bak, sanki kendine soran var

Savaş  yanıma oturdu ve benimle sohbet etmeye başladı

Savaş: adın ne?

Kerem: Kerem, senin?

Savaş: Savaş, çok güzel saçların var. 

Kerem:  teşekkür ederim

Savaş: benim saçlarım kömür gibi hiç sevmiyorum. Senin saçların sarı ve burdan yumuşak görünüyor

Kerem: dokunabilirsin 

Savaş saçlarıma dokunurken Halil mutfaktan çıkıyordu ve bizi öyle gördü.

Halil: yuh amk, hem benden şans isteyip hemde Savaşla mı fingirdiyorsun?

Savaş: ne alaka ya? sadece saçlarına baktım

Halil: kes lan, Kerem cevap ver

Kerem:  Halil saçmalama lütfen. 30 dakika önce senden şans istedim, ne kadar yalvardım, hatırlamıyorsun galiba

𝑨𝒔̧𝒌𝒂 İ𝒏𝒂𝒕 (𝑩𝑿𝑩) 𝑲𝒆𝒓𝒆𝒎 𝑨𝒌𝒕𝒖̈𝒓𝒌𝒐𝒈̌𝒍𝒖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin