Son durak...

301 22 47
                                    

Altay'ın bana anlattıklarından sonra zaman kaybetmeden falcıya gittik. Kadın bizi endişeli bakışlar ile karşıladı. Zaten bizi kapıda gördüğü an hemen eve aldı ve arkamızdan baktı. Bize "takip edildiniz mi?" diye sordu. Bu kadar korkmasının sebebini merak ediyorduk ikimizde ve Altay sordu.

Altay: Ya teyzecim bizi neden takip etsinler?

Falcı: anlatırım şimdi her şeyi. Siz oturun geliyorum.

Altay'a baktım ve bize buradan hemen gitmemizi söyledi. Altay kadının bu hallerinden çok korkmuştu belli ki.  Bana kadın gelene kadar " hadi gidelim, baksana şunun haline, bu bize bir şey yapar." Gibi şeyler söyledi. Hatta biraz zaman geçtikten sonra kolumdan tutup beni götürmeye çalıştı.

Kerem: bi dur amk!!

Altay: duramam olum. Kadına baksana nasıl korkutmuşlar

Kerem: benimde dikkatimi çekti

Altay: ee o zaman... ne sikime burda duruyoz?

Kerem: sus bir bakalım. Kadının belki başka bir sorunu var

Altay: kesin inler cinler geldi buna

Kerem: saçmalama ya!!

Biz böyle konuşurken falcı yanımıza geldi ve salonun kapısını, pencereleri kapattı. Karşımıza oturdu ve konuşmaya başladı.

Falcı: bak sarı çok tehlikeli adamlara bulaşmışsın. Kendine dikkat et. Bu adamlar akla fikre gelmeyecek şekilde pislik herifler. Sana ciddi şekilde zarar verecekler

Kerem: kim onlar?

Falcı: kimle fingirdiyorsan o!

Kerem: falımda çıkan kişi ile konuşuyorum hem de fingirdemiyorum

Falcı: ne haltsa işte. Adam beni bile buldu

KeremxAltay: Ne!

Falcı: dün benim evime geldi

Kerem: ama nasıl buldu seni? koca İstanbul'da yakalanmayı nasıl başardın?

Falcı: düşün işte nasıl biri bu. Bu adamla konuşmadan önce artık 2 defa düşünürsün

Altay: şimdi aniden mi bitirsin ilişkiyi? 

Falcı benim dolan gözlerime baktı ve derin bir iç çekti. Oturduğu koltuktan kalktı ve başka bir odaya geçti. Kadın gidince Altay bana döndü ellerini omuzlarıma koydu ve konuşmaya başladı.

Altay: olum niye üzülüyorsun? bak sakın ağlama, üzülme. Buradan çıkınca Halil2in yanına git ve özür dile kavganız için. Sen haklı olsan da olmasan da özür dile. Çok fazla uzatma konuşmayı, onunla konuştuktan sonra benim yanıma gel ve güzelce eğlenelim ha... unutursun o piçi, baksana zaten senin için iyi biri değil o. Hem o ne olum öyle erkek erkeğe? seninle gece kulübüne gider güzelce eğleniriz. Tamam mı? şimdi sakın ağlama! bak abileri duymasın bu hallerini kafanı kırarlar. 

Ne kadar ağlamamaya çalışsam da Altay'ın bu sözleri beni ağlamak için zorluyordu. Göz yaşlarımı tutamadım ve bir damla aktı. Önüme döndüm ve ellerimi yumruk halinde sıkıyordum. Bir kaç dakika sonra kadın elinde bir kırık fincan parçası ile geldi.

Falcı: bak sarı, bu bana geldiğiniz ilk gün kahve içtiğin fincan. Siz gittikten 10 dakika sonra kırıldı bu. Bir inanışa göre bakılan aşk fallarında kahve falı kırıldığı zaman o aşk, o ilişki uzun sürmez, ilişkinin içindeki insanlar mutsuz olur ve huzursuz olurlar. Sizin fincanınız çok erken kırıldı...

(ben salladım şimdi, öyle bir şey yok )

Altay benim kadını dinledikten sonra ki halimi gördü ve beni hemen çıkarttı oradan.

Altay: tamamdır ablacım çok teşekkür ederiz, iyi günler sana

Falcı: size de... Ha bu arada bu kırık fincanı da alın giderken çöpe atın, bana bir gereği yok. Kapıyı da kapat sırık!

Sessiz bir şekilde " tövbe tövbee" dedi Altay. Oradan çıktık ve arabaya bindik. Altay arabaya bindiği zaman elindeki kırık fincan kırığını fark etti ve atmak için kapıyı açtı. Altay çıkacakken kolundan tuttum ve onu bana vermesini söyledim.

Kerem: atma, bana ver

Altay: ne yapacaksın ki?

Kerem: bende kalsın

Altay: peki

Altay'da kırık fincan parçasını aldım ve yol boyunca ona baktım. Kırık fincan parçasını izledikçe suya düşen hayallerim gözümün önüne geliyordu...

Eve geldiğimizde Altay ben inmeden benimle konuştu

Altay: bak Kerem, sakın kendine bir şey yapmıyorsun tamam mı?

Kerem: tamam

Altay: söz ver

Kerem: tamam dedim ya

Altay: hayır söz ver!

Kerem: sözzz, şimdi gidebilir miyim?

Altay: buyur git

Arabadan indim evimin kapısına girdiğim zaman Altay hala evin önündeydi. El salladım ve " git hadi" dedim. Bana geri el salladı ve gitti. Bu hayatta beni ailem dışında gerçekten önemseyen tek kişiydi. Ona verdiğim sözü tutucam ve kendime zarar vermeyeceğim.

Kapıyı açtım ve direkt odama gittim, yatağıma yattım.  Boğazımda bir şey vardı sanki de ben onu yutkunamıyordum. Canım yanıyordu, hiç bir yaram olmamasına rağmen... Gözlerimden yaşlar geliyordu ama beni ağlatan şeyin ne olduğunu bilmeden. Beni Halil'den uzak kalmak mı üzüyordu? yoksa onun benim kaderim olmaması mı? ya da benim kendi kendime aşık olup şimdi vazgeçmek zorunda olmam mı? tek taraflıydı benim aşkım. Ne kadar beni öpse de, ne yapsa yapsın öyleydi. Beni kullanıyordu. Taylan'ın da dediği gibi " Hollanda çocuğu, beni sadece kullandı." bana karşı hiç bir duygusu olmadı.  Benim acım da, zararımda kendime. Ben aslında kendime kızıyorum. Bu kadar saf olduğum için, her şeye, herkese inandığım için. Onun bana karşı hiç bir hissi olmamasına rağmen onun kuyruğunda dolaştığım için. Gerçi bende ki de saçmalık işte...

Yatakta biraz ağlayıp düşündükten sonra banyoya gidip yüzümü yıkadım. " hayır Kerem, sen böyle biri değilsin güçlü ol" dedim kendime. Evet ben böyle biri olmamalıyım. Kendi kendime gaza gelip Halil'e mesaj attım.

Sevgili Halil

 Sana söylemek istediğim bir kaç şey var. Öncelikle senden özür dilerim seni ektiğim için. Ama bana inan o zaman benim hiç bir suçum yoktu. Yine de senden tekrar tekrar özür dilerim. Şimdi asıl konuya geçiyorum. Sen takıma geleceğin zaman takım içinde çok konuşuldun ve ben senden o zaman hiç hoşlanmadım, hatta senden nefret ediyordum. Daha sonra seni rüyamda gördüm. Seni rüyamda görmem ile başladı her şey. Tüm hikaye burada başlıyor zaten... Asıl konuya giriyorum hazır ol... seni rüyamda gördükten sonra yakın bir arkadaşım beni bir falcıya götürdü. Orada ki kadın bize resmen seni tarif etti ve yanında bir kaç tane de olumsuz şeyler söyledi. "  Bu çocuk senin için hayırlı değil, bundan uzak dur" falan filan. Kadını hiç bir şekilde dinlemedim. Ve senin peşine düştüm işte. O gün bugündür senin benim kaderim olduğuna inandım. Bugün kadın bizi yeniden çağırdı ve o konuşmalardan sonra ben senden vazgeçtim Halil. Biliyorum ben senin için hiç önemli biri değilim, sen beni sevmiyorsun, benim vücudumdan faydalandın, benimle eğlendin. Bu mesaj da senin için hiç önemli değil. Kusura bakma bu mesajla vaktini çalıyorum. Ama benim için önemli bir mesaj. Ben aşka seninle inanacağımı dşüşündüm, hayatım boyunca karşıma iyi bir kadının çıkmasını bekledim ama beklediğim iyi bir kadın değil sen olduğuna inandım, bu halimi abilerim görse nasıl tepki verirler biliyorum ve buna rağmen seni sevdim.  Şimdi tekrardan özür diliyorum zamanını çaldım. ELVEDA...




























𝑨𝒔̧𝒌𝒂 İ𝒏𝒂𝒕 (𝑩𝑿𝑩) 𝑲𝒆𝒓𝒆𝒎 𝑨𝒌𝒕𝒖̈𝒓𝒌𝒐𝒈̌𝒍𝒖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin