Sabah uyandıǧım da Halil yanımda yoktu. Aşağı inip mutfağa baktım. Orada da yoklardı. Hemen Halil'i aradım.
𝐊𝐞𝐫𝐞𝐦: 𝐧𝐞𝐫𝐝𝐞𝐬𝐢𝐧 𝐯𝐞 𝐛𝐞𝐧 𝐧𝐞𝐝𝐞𝐧 𝐞𝐯𝐝𝐞 𝐭𝐞𝐤 𝐤𝐚𝐥𝐝ı𝐦?
𝐇𝐚𝐥𝐢𝐥: 𝐀𝐬𝐥𝐚𝐧 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐮𝐲𝐚𝐧𝐝ı𝐫ı𝐩 𝐫𝐚𝐡𝐚𝐭𝐬ı𝐳 𝐞𝐭𝐦𝐞𝐦𝐢𝐳𝐢 𝐢𝐬𝐭𝐞𝐦𝐞𝐝𝐢.
𝐊𝐞𝐫𝐞𝐦: 𝐬𝐞𝐧 𝐜𝐢𝐝𝐝𝐢 𝐦𝐢𝐬𝐢𝐧?
𝐇𝐚𝐥𝐢𝐥: 𝐞𝐯𝐞-
𝐊𝐞𝐫𝐞𝐦: 𝐧𝐚𝐬ı𝐥 𝐛𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐮 𝐡𝐚𝐥𝐝𝐞 𝐞𝐯𝐝𝐞 𝐭𝐞𝐤 𝐛ı𝐫𝐚𝐤ı𝐫𝐬ı𝐧? 𝐘𝐚 𝐛𝐚𝐧𝐚 𝐛𝐢𝐫 𝐬̧𝐞𝐲 𝐨𝐥𝐬𝐚𝐲𝐝ı?
𝐇𝐚𝐥𝐢𝐥: 𝐚𝐛𝐚𝐫𝐭𝐦𝐚 𝐢𝐬𝐭𝐞𝐫𝐬𝐞𝐧
𝐊𝐞𝐫𝐞𝐦: 𝐤𝐚𝐩𝐚𝐭
Telefonu yüzüne kapattım ve evime geçtim. Halil beni çok fazla aradığı içinde telefonu uçak moduna aldım.
Mutfağa geçtim ve kendime güzel bir kahvaltı hazırladım. Kendim içindi her şey. Masaya geçtim ve elime ekmeǧi aldım, reçel sürdüm ve bir ısırık aldım. İkinci ısırıǧa geçmeden kapı çaldı. Hızlı bir şekilde yedim ve ağzımda biraz kalmıştı.
Kapıyı açtığımda düşündüğüm kişi karşımda beni bekliyordu.
Halil: Ne demeye evden kaçtın?
Kerem: kaçmadım!
Halil: kaçmasan haber verirsin, yarram kimi kandırıyon?
Kerem: sen bana haber vermeden gidiyorsun ama
Halil: özür dilerim
Kerem: affetsem mi acabaa??
Halil: acaba?
Kerem: Aslan nerede?
Halil: arabada
Kerem: götürsene polise
Halil: götüreceğimi söyledim an ağlamaya başladı. Bildiğin arabaya yapıştı.
Kerem: offf canımı sıkmaya başladı bu çocuk
Halil: bugün olmazsa yarın veririz polise
Kerem: iyi
Halil'i eve çektim. Halil içeri girer girmez kızardı ve hızla salona geçti. Kapıyı kilitledim ve salona gittim.
Kerem: utanmasana
Geri çekilerek söylüyordu her şeyi.
Halil: ne utanıcam ya?
Kerem: utanma canım
Halil: bak çocuk seni nasıl sikerim biliyor musun?
Kerem: hayır bilmiyorum ama öğretmeni isterim
Halil: Aslan araba da
Kerem: napim?
Halil: azıyorsan başka zaman az
Kerem: offf
Halil ayağa kalktı ve dışarı çıktı. Kapıya geldiği zaman koltukta üzgün ve düşünceli olan bana baktı. Oysa ben tüm cesaretimi toplayıp yapmıştım bunu. Anlamıyorum beni sevmiyor mu? Ya da benden utanıyor mu?
Halil yanıma gelmeden, kapıdan konuştu.
Halil: özür dilerim Kerem. Ben bunun için hazır değilim
Ona bakmadım. Yere bakarak verdim cevabımı.
Kerem: ama daha önce yaptık
Halil: o zaman durumlar fakklıydı
Dolu gözlerimi çok fazla tutamadım ve gözümden
Kerem: şimdi ne oldu?
Halil bana cevap vermeden gitmişti. Arabanın sesini duydum. Neden böyle yapıyor hala anlamıyorum. Ama bu benim çok sinirimi bozuyor.
1-2 saat sonra Halil beni aradı. Aslan ateşlenlenmiş. Hastaneye de gitmek istemiyormuş. Yapacak bir şey yoktu Halil'in yanına gittim.
Arabaya bindim ve yola çıktım. Gelirken yolda durdum ve biraz çikolata tarzı şeyler aldım. Biraz da meyve suyu.
Halil'in evine geldiğimde kapıyı eski sevgilisi İlayda açtı 🙄
Kerem: ne işin var burada?
İlayda: sanane
Kerem: ne demek sanane?
İlayda: çocuğum hastalanmış onun için geldim. Sanane bundan?
Bir anda dünya başıma yıkıldı. Aslan bunun çocuğu mu? Ve Halil den mi?
Son kez sordum sesim titreyerek
Kerem: Halil den mi?
İlayda: Halil den olmasa neden buraya gelim ki?
Halil: kim gelmiş?
Halil'e baktım. Bana bakıyordu ama ağzını açıp tek kelime etmiyordu.
O konuşmadan ben konuştum.
Kerem: eşin ve çocuğun ile sana mutluluklar dilerim.
Halil: ne?
Halil gülmeye başladı
Kerem: beni bu kadar kolay kandırdığın için mi gülüyorsun?
Halil: sen gelsene benimle biraz
Halil beni arabamın önüne götürdü ve konuşmaya başladı
Halil: İlayda mı dedi sana?
Kerem: evet
Halil: sende inandın
Kerem: evet
Halil: İlayda evlendi. Ayrıca çocuk 7 yaşında ben 22, 15 yaşında çocuk mu yapıcam? Belli ki İlayda seninle dalga geçmiş
Kerem: ama komik değil
Halil: onu buraya Aslan' a bakması için çağırdım.
Kerem: bende gelip ateşini düşürebilirdim
Halil: tamamm özür dilerim
Kerem: tamam şimdi İlayda evinden gitsin
Halil: tamam