Mᴏʀᴛᴀʟ Lᴏᴠᴇ | HyunLix

21

Jisung'lara tekrar geri geldiğimizde biraz daha oturduk. Jeongin ve Changbin bizim evin tam karşı da olduklarını bilmedikleri için söyledik. Evi görmek için bize geliyorlardı. Biz de kabul ettik ve şuan bizim evimizde idik.

"Ben duşa giriyorum, biraz rahatlamam lazım. Bi' 10-15 dakikaya çıkarım."

"Tamam Lix, sen git. Ben koyarım birşeyler."

"Teşekkürler Ji."

Hemen odama gittim ve üstüme rahat birşeyler seçip kıyafetleri aldım. Banyoya gittim ve suyu açtım. Biraz ıslandıktan sonra başıma şampuan döktüm.

Kapının açılması ile o tarafa döndüm. Hyunjin gülümseyerek bana bakıyordu. Üstünde sadece bir şort vardı.

"N'oldu Hyun?"

"Seni ben yıkayabilir miyim?"

"Tamam, gel."

Yanıma geldi ve suyu kapattı. Eline şampuan döktü ve zaten şampuanlı olan saçımı şampuanladı.

"Saçın çok güzel sevgilim."

"Senin de o kiraz gibi dudakların çok güzel Hyun. Ve o mükemmel yumuşak saçların."

Ellerini kafamdan çekti ve beni kucağına aldı. Yere oturup ellerini belime koydu.

"Hmm, demek bu dudaklar çok güzel."

"Evet sevgilim, bu dudaklar çok güzel."

"Yemek ister misin?"

Ellerimi boynuna koydum ve dudağına doğru tahrik edici sesimle fısıldadım.

"Doyumsuz bir şekilde yemek isterim."

Demem ile hızla Hyunjin'in dudağına yapışmıştım.

Boynunda ki bir elimi kafasının arkasına attım ve dudağıma daha çok bastırdım. Bu sayede öpüşümüzü daha da derinleştirdim.

Aradan dilini yakaladım ve emmeye başladım. Buna karşılık inleyince hafif sırıttım. Dudağımızı ayırmadan kalçamı kaldırdım ve Hyunjin'in penisinin üstüne oturdum.

Yüksek bir sesle inleyince dudağından ayrıldım. Bana bakarken kendimi sinsi bir şekilde Hyunjin'e sürttüm. İnleyince elimi ağızını koydum ve susmasını işaret ettim.

Kafasını aşağı yukarı salladı ve kafasını arkadaki duvara yasladı. Hâlâ ağzında olan elimi çektim ve Hyunjin'in boynuna yöneldim. Zevk aldığı noktayı bildiğim için orayı emmeye başladım.

Bu sefer inlememek için kendi elini ağzına koymuştu. Boynundan ayrıldım ve üşüdüğüm için suyu açtım. Su beni tekrar ısıttığında rahatlamıştım.

Köpüklü olan saçım durulanmıştı. Hyunjin'e baktığımda gözleri kapalıydı ve elini hâlâ ağzından çekmemişti.

"Hyun, iyi misin?"

Kafasını 'hayır' anlamında salladı.

"N'oldu?"

Kafasını kaldırarak aşağıyı işaret etti.

Hassiktir!

Küçük Hyunjin çoktan uçuşa geçmişti. Ben şaşkınlık ile küçük Hyunjin'e bakarken Hyunjin ellerini belime koymuş ve beni kendine daha çok bastırmıştı. Altımda hissettiğim sertlik ile inledim.