Ertesi gün uyandığımda üzerimde bir ağırlık hissettim. Sanki birisi omuzlarımdan tutuyor ve asla bırakmıyacakmış gibi sıkıyordu. Midemde bir boşluk hissediyorum. Yatağımda uzanırken karşıya baktığımda onu gördüm. Bana bakıyordu. Gülümsüyordu. Uzundu ve simsiyah bir cildi vardı. Üzerinde mavi kareli gömlek ve altında gri pantolonu vardı. Evet bu oydu. O adam. Elinde sulama kabı vardı. Yanımda yaklaştı ve sulama kabını bana doğru eğdi. Kabın içinden üzerime kanlar dökülmeye başladı. Ben kıpırdayamıyordum. Nefes alamıyordum. O ise sadece bana gülümsüyor ve kanları dökmeye devam ediyordu. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi. Ardından kapımda bir kadın belirdi. Adamı eliyle göstererek:-O yaptı.
Dedi.
-Beni o öldürdü.
Alarmın çalmasıyla kan ter içerisinde uyandım. Derin derin nefes aldım ve etrafıma bakındım. Odada benden başka kimse yoktu. Cidden deliriyordum. Ne yapacağım ben?
-Oğlum! Uyandın mı? İçeriye geliyorum.
-Uyandım anne. Gelebilirsin.
-Gece iyi uyuyabildin mi? Gözlerin şişmiş.
Hayır. Kâbus gibiydi.
-Evet anne uyudum. Her neyse. Kahvaltıdan sonra mı gideceğiz?
-Evet o yüzden hızlı ol çabucak kahvaltı yapıp gideceğiz.
Yataktan kalktım. Odadan çıkıp elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa geçip kahvaltı sofrasına oturdum. Hızlıca yemeye başladım.
-Şu Michel dediğin adam.. Gerçekten de kendini mi asmış yoksa cinayet mi?
-İntahar diyorlar. Ama ben intahar olduğunu düşünmüyorum oğlum. O adam çok iyi kalpli ve hayatı seven bir adamdı. Bilmiyorum bu benim düşüncem.
-Peki ya karısı? Kalp krizinden öldü demiştin. Bir hastalığı mı vardı?
-Aslında hayır. Herhangi bir hastalığı veya sağlık problemi yoktu. Turp gibi sağlıklıydı. Nasıl olduysa bir anda dünyadan göçüverdi işte.
-Cinayet olma ihtimali varmı? Onunla en son görüştüğün anı hatırlıyor musun?
-Yanii bundan 2-3 yıl önce falan bize gelmişti. Sen okuldaydın. Bi kahve falan içmiştik. Kadın gayet sağlıklıydı. O kadar. Hem neden bunları merak ediyorsun ki? Yemeğini ye. Yumurtan soğuyacak.
-Hiiç öylesine merak işte. Tamam yiyorum.
-Bende üzerimi değiştirmeye gidiyorum. Sen masayı toplarsın olur mu?
-Peki anne.
Yemekten sonra üzerimi değiştirmek için odama çıktım. Perdemi kapadım ve dolabımı açtım. Çokda süslü giyinmek istemediğim için bir t-shirt ve eşofman seçtim. Üzerimi giyindikten sonra annemin aldığı hediyeleri kaptım ve aşağı indim. Annem beni kapıda bekliyordu. Hızla merdiveleri indim. Ayakkabılarımı geçirdim ve dışarı çıktım. Arabaya bindik ve avmye doğru yola koyulduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Exit
Mystery / ThrillerRunning through the parking lot He chased me and he wouldn't stop Tag, you're it, tag, tag, you're it.. Melanie Martinez "Tag You're İt"