Gözlerimi açtığımda kendimi asansörde bulmuştum. Gözlerimi ovuşturdum ve yerden kalktım. Ardından asansörün kapısı açıldı. Önümde elinde bir zarfla duran Chole vardı. Büyük bir şaşkınlıkla suratına bakıyordum.
-Bu mektup sana.
Bana mektubu uzattı. Titreyen ellerimle mektubu aldım. Kısa bir süre sonra asansörün kapısı kapandı. Yere oturdum ve zarfı yavaşça açtım. Kağıtta tek bir kelime vardı. "Uyan".
-"Uyan" mı?
Aniden gözlerimi bir yemek masasında açtım. Önümde yemek dolu bir tabak vardı. Karşımda bir adam oturuyordu. Bir kadın yemekleri tabaklara koymaya çalışıyor. Bir kız da ona yardım ediyordu.Çok garip bir şekilde tanıdık geliyorlardı. Ben ise... Ben ise bir çocuktum. Üzerinde kırmızı t-shirt, altımda mavi kot pantolon vardı. Küçük ellerime baktım. Sonra karışa duran aynadan yüzüme baktım. Alnımın ortasında büyük bir morluk vardı. Acıdığını fark ettim. Sağ kolumun kenarında kesikler vardı. Ben onları incelerken adam bana doğru baktı.
-Sanırım yeterli gelmedi.Öyle mi Mark? Daha fazla mı dayak istiyorsun yoksa?
-B-baba bence yeterli-
-Sen karışma! Evet biliyorum. Cezasını yeterince çekti.
Ben konuşmalarına anlam vermeye çalışırken kadın yanıma geldi ve kulağıma doğru eğildi.
-UYAN.
(Chole'un doğum günü partisi)
-Uyan! Oğlum sana o kadar pasta yeme demiştim.
Yeniden gözlerimi açtıktan sonra etrafa bakındım. Başladığım yerdeydim. Doğum günü partisinde. Heryerde çocuklar vardı. Anneleri bir yerde toplanmış sohbet ediyor, bir yandan da pasta yiyorlardı. Annemin beni silkmesiyle kendime geldim. Gözlerimi kocaman açarak anneme baktım. Bana su içirmeye çalışıyordu. Suyu içtikten sonra göz yaşlarımı tutamadım ve ona sarıldım.
-S-seni çok özledim.
-Ne diyorsun Mark? Yoksa kabus falan mı gördün?
-Sanırım...
Ona sarıldıktan sonra Chol'e bakmaya gideceğini söyleyip yanımdan uzaklaştı. Bende ona yardım için yanına gittim. O pastaları kesiyor teyzem tabaklara koyuyor bende çocuklara dağıtıyordum.
-İşte pastanız küçük hanım.
-Teşekkür ederim.
-Buyrun pastanız küçük bey.
-Sağol.
-İşte pas-
Karşımda rüyamda gördüğüm çocuk vardı. Sırıtıyordu. İstemsiz bir şekilde elimdeki pastayı yere düşürdüm. Tabak büyük bir gürültüyle düştü ve kırıldı. Etraf bir anda sessizleşti. Herkes bana bakıyordu. Ben ise gözlerimi çocuğun üzerinden çekmemiştim.
-A-abi dikkatli olsana. Bir yerini inciticeksin.
-S-sen...
Annem araya girdi ve cam parçalarını toplamaya başladı. Birkaç kadın da ona yardım etmek için yere eğildi. Ben korkudan ölmek üzereydim. Kenara çekildim. Hala çocuğa bakıyordum. Çocuk bir süre sonra yanıma geldi. Bana iyi olup olmadığını sordu.
-Abi? Sen iyi misin?
-E-evet iyiyim. Sadece elim kaydı. S-sanırım.
-Bu arada tebrik ederim.
-Ne için?
-Çıkışı bulmuşsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Exit
Mystery / ThrillerRunning through the parking lot He chased me and he wouldn't stop Tag, you're it, tag, tag, you're it.. Melanie Martinez "Tag You're İt"