İyi okumalar
Jimin kaşlarını çattı ve arkasını döndü. "Sorun ne?" Kendinden bir sınıf büyük olan üç kişi bulundukları yere gelirken Taehyung da ayağı kalktı.
"Sana gördüklerini unutacaksın demedim mi?" Geçenlerde yan sınıftaki Donghyun'a zorbalık yaptıklarını ve planda olmayan bir şekilde Jimin'in de gördüğü olaydan bahsediyordu.
"Ne o yaptıkların ortaya mı çıktı yoksa?" Sinirden deliye dönmüş çocuk adımlarını sarı saçlı çocuğun yanına doğru atmaya başladı. Parmak ucuyla Jimin'in omzunu itiyordu. "Senin gibi ezik bir zavallının benim dediklerimi anlamasını beklemiyordum zaten." Jimin çocuğun bileğini kavrayıp kendinden uzaklaştırdı. "Ben kimseye bir şey söylemedim" Arkasında bekleyen iki çocuğa gözlerini dikip sözüne devam etti. "Süs köpeklerini de al git buradan"
Jungkook dün gece sokağın ortasında ağlayan çocuktan eser göremediğinden şaşırmıştı. Ya da o şuan aşırı gerçekçi güçlü adam rolünü yapıyordu. "Sen bir şey söylemedin demek?" Cümlesini bitirmesiyle yumruğunu kaldırması bir olan çocuğun kolunu tutan Jungkook'tu. "Çok ses yapıyorsunuz" Çocuk kolunu kurtardıktan sonra önündeki sıraya tekme attı. "Kimsin de bana laf ediyorsun?"
"Kim olduğum seni ilgilendirmiyor" Karşısındaki çocuk dalga geçer gibi kahkaha attıktan sonra "Bu piç bana meydan okuyor" dedi. İkinci denemesinde yumruk Jungkook'un yüzüne inmişti. Jungkook elinin tersiyle dudağındaki kanı sildi. Tam karşılık verecekken tiz bir kadın sesi sınıfta yankılandı. "Ne oluyor burada?" İkisinin elleri de birbirlerinin yakasındaydı. Normale döndüklerinde sınıf hocası devam etti. "Yeojun ne işin var bu sınıfta? Zil çalmış ders başlamış ama sen hâlâ oyalanıyorsun." Yeojunla birlikte gelen iki öğrenciye döndü "Sizden bahsetmiyorum bile."
"Şakalaşıyorduk hocam zili duymamışız"
"Çabuk sınıfınıza dönün" Yeojun kafa salladıktan sonra Jimin'e döndü "Seni öldüreceğim" Onu duymazdan gelirken sınıf hocasına sesleniyordu. "Hocam revire gidebilir miyiz?" Kadın onaylarcasına kafasını sallayıp eliyle kapıyı gösterdi. Jungkook itiraz ederken Jimin bileğinden tutup çekiştiriyordu. Revire geldiklerinde kapıyı kapatıp Jungkook'u yatağa oturtturdu. Bir yandan yarayı temizleyecek bir şeyler arıyor bir yandan da söyleniyordu.
"Kahraman mısın şimdi sen nesin? Hayır madem olaya karışıyorsun neden yumruk yiyorsun?" Gerekli malzemeleri bulduğunda siyah saçlı çocuğun yanına oturmuştu ama asla susmuyordu. "Gelir gelmez olaya karıştın bir de kimin ne olduğunu bilmezsin olayın ne olduğunu bilmezsin niye atlıyorsun hemen?" Jungkook konuşmaya yeltenmişti ama Jimin izin vermedi. "Ya o gerizekalı Yeojun değilde başka biri olsaydı karşında? O zaman ne yapa-" Jimin'i susturan şey dudaklarında hissettiği parmaklardı.
"Sussan mı acaba, ne dersin?" Yavaşça kafasını sallarken karşısındaki çocuğun gözlerinin tam içine bakıyordu o da bu sırada elini çekmişti. Jimin kendine geldiğinde çoktan yarayı temizlediğini sadece krem sürmesi gerektigini farketti. Kremi de sürdükten sonra malzemeleri dolaba koydu. "Sınıfa dönmeliyiz neden hâlâ oturuyorsun?" Jungkook bunun üzerine yatağa tamamen uzandı.
"Sen git. Kendini iyi hissetmiyormuş derse gelmeyeceğini söyledi dersin" Sarı saçlı çocuk onun iyi olduğunu bilse de bir şey demeden odadan çıkıp sınıfa doğru yürümeye başladı. Bir yandan da dudaklarının üstünde hâlâ soğuk parmakları hissediyordu. Yumruk yaptığı elini kafasına vurdu. "Aptal." Arka kapıdan sessizce sınıfa girip yerine oturduğunda hoca gözlerini ona dikti."Jungkook nerede?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Basorexia [Jikook]
Hayran KurguKapısının önündeki çiçekleri eline alırken gözü üstündeki nota çarpmıştı "Gardenya çiçeğinin bir diğer adı da beni unutma çiçeğidir sevgilim" The story of Jikook.