V

151 27 17
                                    

Adeta bütünleştiği kaldırımdan güçlükle kalkıp sırtını bir dükkanın duvarına dayamıştı. Bakışlarını aynı noktaya sabitledi, düşünüyordu. Ne yapacağını, nasıl yaşayacağını, sırtını kime yaslayacağını... Babası onları bırakıp gitmiş birkaç sene sonra da öldüğünün haberi gelmişti. Olmaması daha iyiydi belki de, herkese borcu vardı ve Jimin borcunu kendi canıyla ödediğini düşünüyordu. Babası gittikten sonra annesi onlar için çalışıp çabalamıştı. Borçlu olduğu adamlar her hafta evlerine gelir onları rahatsız ederlerdi.

Abisi onun gibi değildi. Yaşadıkları hayattan sürekli şikayet eder annesine kötü sözler söylerdi. Jimin günün birinde artık dayanamadı ve abisiyle yumruk yumruğa kavgaya girişti. Abisi tıpkı babasının huylarını almıştı. Zaten o günden sonra onu da bir daha görmediler. Annesi çok üzülüyor her yerde oğlunu arıyordu. Sonradan sonraya hafızasını yitirmeye başlamış artık onun gittiğini hatırlamıyordu. Birkaç dakika önce konuştukları her şeyi unutuyor hep eskilerden bahsediyordu.

Jimin bir dönem okulu bırakmış ve işe başlamıştı, annesinin ilaçları pahalıydı ve tedavi görmesi gerekiyordu. Nihayet parası denkleştiğinde annesinin hastalığı ne yazık ki son evreye kadar ilerlemişti. Hastaneye yatması gerekiyordu ve doktorlar çok fazla zamanının kalmadığını söyleyip duruyorlardı bu yüzden annesini sık sık ziyaret ederdi. En son gittiğinde onu hatırlamış ancak hatırladığı gibi de ölmüştü...

Bütün bu düşüncelerinin arasından sıyrılmasına neden olan, sokağa giren arabanın karanlığı farlarıyla delip geçmesiydi. Gözlerini kıstı ve dükkanın demir kepenklerine tutunarak yerden kalktı. Araba sokaktan çıktığında yine aynı karanlık sağlanmıştı. Evin önüne geldiğinde artık yürüyecek hâli kalmamıştı. Yere yığılıp kalmış, gücünü toplamaya çalışıyordu. Ne kadar süre orada kaldı bilmiyordu ama duyduğu tanıdık sesle gözlerini araladı.

"Jimin!?" Taehyung tamamen sarhoşken, gördüğü kişinin arkadaşı olmaması için dua ediyordu. Yanına vardığında kendini yere atıp yavaşça yerdeki kafasını dizlerinin üstüne aldı. "Ne oldu sana?" Jimin bir şeyler söylemeye çalışsa da becerememiş ve susmuştu. Etrafına bakınırken sokağın başında Jungkook'u gördü. Onları farketmesi adına elini kaldırıp bağırdı "Jungkook yardım et"

Yerde yatanın Jimin olduğunu görünce ellerini cebinden çıkarıp koşmaya başladı. "Bu haliniz ne sizin?" Biri baygın yatıyor biri ise cümle bile kuramıyordu. "Geldiğimde burada yatıyordu bilmiyorum" Jungkook eğilip Jimin'i kucağına almış Taehyung'a da elindeki anahtarı vermişti "Kapıyı aç" sağa sola savrularak apartmanın kapısını açıp geçmeleri için kenara çekilmişti. Merdivenlerden çıkarken bir ara kucağındaki beden acıyla sızlanmış, daha sonra tekrar kendinden geçmişti.

Taehyung anahtarı Jimin'in kapısında zorlarken Jungkook "Anahtar oranın değil salak çocuk, bu kapıyı açacaksın" dedi çenesinin ucuyla kapıyı göstererek. Olayı algılaması biraz uzun sürse de nihayet kapıyı açmıştı. "Gelmeyeli çok değişmiş ev" Jungkook göz devirip "Burası benim evim ondan değişik gelmiştir" diye karşılık verdi. Odasına geldiğinde onu yatağa bıraktı. Görünürde bir yarası yoktu ama yavaşça üstündeki tişörtü kaldırdığında anlamıştı. Her yeri yara içindeydi.

Taehyung yaraları görünce sanki onun acısını kendi bedeninde hissediyor gibi sızlamıştı. "Sen burada bekle eczaneden krem ve sargı bezi alıp geleceğim bir yere ayrılma" aralarında kendinde olan tek kişi o olduğu için eczaneye de o gitmeliydi.

Eve döndüğünde Taehyung olduğu yere sızmış Jimin ise gözlerini tavana dikmiş öylece bakıyordu az önceye göre daha iyiydi.

"Kendine gelmişsin"

"Gelmeyim mi isterdin?" Jungkook kaşlarını kaldırıp gülümsemişti "Gerçekten inanılmazsın bu halde bile söyleniyorsun." Poşetten çıkardığı kremleri ve sargı bezini eline alıp yatağın ucuna oturdu. Tişörtün uçlarından tuttuğunda Jimin irkilmiş ve gözlerini baş ucundaki -onun deyimiyle- Zeus'un gözlerine dikmişti. Farkında olmadan bütün yüzünü inceliyordu. Alnına düşen saçlarını geriye savurduktan sonra kremi parmak uçlarına sıktı Jimin ise karnında hissettiği soğuk kremle kendine gelmişti.

Basorexia [Jikook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin