XV

93 16 35
                                    

Jimin dudaklarını birbirine bastırırken yanakları için yapabileceği bir şeyi yoktu. Onun bu kadar açık sözlü olması çok yorucuydu. Söyledikleri karşısında her defasında nasıl bir tepki vereceğini bilemiyor kitlenip kalıyordu. Neyse ki şuan başı Jungkook'un dizinde olduğundan yüzü görünmüyordu.

Bir süre sessizlikten sonra Jungkook'un neşeli sesi içine işlemişti. "Şuan yüzünün hâlini çok merak ediyorum ama daha fazla utandırmayacağım"

"Minnettar mı olmalıyım?"

Jungkook'un eli hâlâ dizide yatan bedenin saçlarındayken konuşmaya devam etti "Hayır, beni sevsen yeter"

Hafif bir tebessüm tüm yüzüne yayılırken sessizce "Seni zaten seviyorum" dedi. Şimdi kendine bakıyordu da Yoongi'ye duyduğu hoşlantının bu kadar kısa sürmesinin nedeni Jungkook'un gözlerinde gördüğünü onda görememesiydi. Yoongi'nin Hoseok'u onlarla tanıştırmasını hesaba katmıyordu bile...

"Ne dediğini duyamadım" Onu geçiştirmek için başını kaldırıp sandalyede arkasına yaslanırken "Bir şey demedim çünkü" dedi. Ona inanmayan bakışlarını gönderen Jungkook gozlerini kıstı "Konuştuğuna emindim oysa"

"Ama konuşmadım"

Yataktaki beden küçük bir çocuk gibi kollarını önünde bağlayıp kaşlarını çattı "Ne olur sanki seviyorum desen?" Siyah saçlı olan onun bu haliyle dalga geçerek "Alerjim var o kelimeye" dedi.

Kapının açılmasıyla ikisi de içeriye kimin girdiğini görmek için o tarafa döndüler. Gülümseyerek giren hemşirenin gözleri Jungkook'un üzerindeydi "Daha iyi misin bakalım" yavaş hareketlerle başını aşağı yukarı sallarken konuştu "İyiyim sağolun"

"Baş dönmesi de yoksa artık sınıfına dönebilirsin, derslerden geri kalmamalısın" hemşire sözünü bitirdikten bir süre sonra çalan zil ile Taehyung'un revire ışınlanması bir olmuştu. Jimin ayağı kalkıp Taehyung'a bakarken gülümsedi "Tam zamanında geldin biz de artık sınıfa dönüyorduk"

Kahverengi saçlı çocuk içeri girip kapıyı kapatırken göğsünü kabartıp "Ben her yere zamanında gelirim zaten" dedi. Jimin'in kahkahası bütün duvarlarda yankılanıyordu "Onca devamsızlığı da hep tam zamanında geldiğin için mi yaptın?"

Omuzları düşerken "Seok Jin hoca ben sınıftayken yok yazmıştı hatırlamıyor musun?"

"Hatırlamaz olur muyum uyumaktan gözlerin şişmişti ondan yok yazdı hoca seni"

Taehyung karşılık vermek için konuşacaktı ki Jungkook sözünü kesti "Hadi gidelim artık yoksa siz sabaha kadar tartışırsınız bu konuyu"

Jungkook kalkmak için yeltendiğinde kolunda Jimin'in ellerini hissetti "Tutayım ben seni, düşersin falan yine"

"Ne zaman bu kadar düşünceli biri oldun beni çatıdan itmiştin amına koyayım" Taehyung'un sitemkâr sesi Jungkook'u güldürmüştü. Övünür gibi "O bana kıyamaz" dedi.

Kahverengi saçlı çocuk gözlerini kapatırken gülmemek için kendini zor tutuyordu Jimin olaya dahil olarak "Teneffüs bitti hadi gidelim artık" dedi.

Jungkookla birlikte sınıfa kadar geldiklerinde onu sırasına bırakıp Taehyung'un yoğun istekleri üzerine lavobaya gitmişlerdi. Taehyung sonunda içindeki gülme krizini serbest bırakırken bir yandan da cümle kurmaya çalışıyordu. "Sen ne kadar-"Jimin de sinir bozukluğuyla tebessüm ederken elini şakaklarına götürüp ovaladı. Her şey çok hızlı gelişiyordu son birkaç gündür.

Sonunda gülmekten yerlere kapanan beden kendini toplandığında konuşmaya başladı. "Hızınız 120 amına koyayım Jimin bey ne oluyor hemen dökül"

Basorexia [Jikook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin