VI

127 22 7
                                    

Kapıyı açması hiçbir anlam ifade etmiyordu. Jungkook içerde yoktu. Jimin kaşlarını çatıp diğer odaları da kontrol etti. "Şaka falan mı yapıyorsun?"

Kendini fazla zorladığı için ağrıları artmıştı duvardan destek alarak salona dönüp koltuğa uzandı gittiyse de geri gelir herhalde diye düşünürken bir süre sonra istemsizce kendini uykunun kollarına bırakmıştı.

Jungkook apartmandan indiğinde Namjoon onu bekliyordu. "Geç kaldın?"

"Farketmemişim zamanın geldiğini"

"Jiminle miydin?" Kafasını aşağı yukarı sallayıp onu onaylarken yürümeye başladılar. "Dayak yemiş okuldakilerden, geldiğimde apartmanın girişinde yatıyordu"

"Ee sen ne yaptın?" dedi Namjoon meraklı bir ses tonuyla. "Eve çıkardım, çok yarası vardı eczaneye falan gittim. Sonra acıktım dedi ramyeon falan yedik. Daha doğrusu o yedi"

"Yakınlaşmaya başlamışsınız o zaman"

"Sayılır"

"Yakında yeni iş arkadaşım olucak ona iyi davran" dedi gülmesinin arasında. Jungkook göz devirip "Ne arkadaş ama" demişti. Namjoon tam karşılık vericekti ama "Şu işi çabucak bitirelim joon" deyip lafını kesti...

Taehyung gözlerini açtığında saat sabah 7'ye geliyordu. Hafızasında kalan yarım yamalak anları birleştirdiğinde Jimini yerde yatarken bulduğunu buraya çıkarttıklarını hatırladı ama gerisi yoktu. Etrafa bakınırken bir yandan da koltuktan doğruldu.

"Jungkook, evde misin? " Her yere baksa da evde kimse olmadığını anladığında anahtarı alıp evden çıktı. Jimin'in kapısını birkaç kez tıklatırken başındaki ağrıya da dayanmaya çalışıyordu. Babasıyla kavga etmişlerdi yine. O da kapıyı çarpıp çıkmıştı. Gece boyu içtikten sonra Jimin'i görmek istemişti ama o görülecek hâlde değildi.

Kapı hafif aralıkla açıldı, gözleri yarı açık yarı kapalı olan sarı saçlı çocuk bitkin bir halde ona bakıyordu. Gelenin Taehyung olduğunu görünce kapıyı tamamen açmıştı.

Daha içeri bile girmeden kapının önünde soru yağmuruna tutunca arkasını dönüp salona doğru adımladı. "Kim yaptı bunu?" Onun sinirli sesine zıt bir şekilde sakince cevap vermişti "Önemli bir şey değil"

"Ne demek önemli değil?" Taehyung yanına oturduktan kısa süre sonra ona doğru dönüp kollarını beline sımsıkı sardı.

"Ben çok yoruldum Taehyung" ağlamamak için kendini tutuyordu. Kahverengi saçlı çocuk göğsünde yatan başın pamuk saçlarını okşadı.

"Biliyorum yorulduğunu, en az senin kadar bende üzülüyorum elimden bir şey gelmiyor üzülüyorum, gözümün önünde yok oluyorsun üzülüyorum. En çokta yaranı saramadığım için işe yaramaz hissediyorum"

Jimin sessiz sessiz ağladıktan bir süre sonra gözyaşları yerini iç çekmelerine bıraktığında kafasını kaldırdı kollarını kendine çekip elinin tersiyle yüzündeki gözyaşlarını sildi.

Gözleri duvardaki saate kayınca "Okula geç kalıyorsun git hadi sen, ben bugün dinlenicem biraz" dedi.

"Ben de bugün okula gitmek istemiyorum"

"Devamsızlık sınırındasın"

Parmaklarıyla şakaklarını ovalıyordu 

"Unutmuşum" 

Cebinden çıkardığı anahtarı uzatıp konuşmaya devam etti "Jungkook'un anahtarı bu, belki unutmuştur diye almıştım yanıma " Jimin anahtarı alıp "Ben veririm ona" dedi.

Basorexia [Jikook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin