Önceki bölüm
Ejderha korkunç yıkıcılıkta bir enerji ile patladı!
-Booomm.
-BOOOMMMM...
.
.
.
Hong Pinggao, sayısız metre geriye doğru itilmişti bu darbe ile. Onu koruyan bariyer bile titreşmişti. Ağzından kanlar sızıyordu. Karnında da dehşet bir acı hissediyordu. Altından da kan sızıyordu.Sarayın dıvarları çatlamış ve paramparça olmuştu. Her yer alev denizine dönüşmüştü!
Bu saldırı, Hong Pinggao'nun son ve en güçlü kozuydu. Şu anda tüm bedeni Qi'den yoksundu ve felç durumuna geçmişti. Bayılmamak için kendisini zorluyordu.
Hong Pinggao, ağlamak istedi ama başaramadı. Karnında hissettiği acı, bedeninde hissettiği acının yanında hiçbir şeydi!
Daha doğmamış olan küçük bir can anında ölmüştü!
Yerinden kıpırdayamıyordu.
Beyaz boynuz, şok olmuştu. Bir yandan Hong Pinggao'ya diğer yandan da alev denizine bakıyordu.
Onun saldırı yeteneği yoktu. Sadece destekleyici yeteneklere sahipti.
Hong Pinggao, Qi geçidinin yandığını hissediyordu. Artık bir sakattı! Gelişim üssü mahvolmuştu. İçten içe yanıyordu.
Gerçek bir intihar saldırısı yapmıştı!!
Dehşet verici bir acıya dayanıyordu ama saldırısının sonucunu da görmek istiyordu.
Alev denizinin içinde bir adam ortaya çıktı. Tüm bedeni korkunç yanıklarla kaplıydı. Su toplamış ve o sular da patlamış ve buharlaşmıştı. Tek bir kıl kökü bile kalmamıştı. Öfkeyle bakıyordu.
Bu adam Hong Mulin idi.
Yavaşça alev denizinden çıktı ve Hong Pinggao'nun yanına ilerledi. Çirkin bir yanmış ceset gibiydi. Fakat hala yaşıyordu. Yanık et kokusu her tarafı sarmıştı.
-İyi..saldırıydı...
Hong Pinggao, dehşet dolu bir ifadeyle Hong Mulin'e baktı. Onun kendisine yaklaşmasını izleyebiliyordu. Fakat kaçamıyordu.
Bu nasıl bir dayanıklılık ve güçtü?!
Üstelik de ona yaralı halindeyken saldırmıştı!
Beyaz boynuz, sadece izliyor ve neler olacağını görmeye çalışıyordu. Çoktan saklanmıştı.
Hong Mulin, geride kalan tüm gücünü topladı ve bacaklarıyla zıplayıp tekme atmaya çalıştı. Fakat...
Son koruma tılsımı ile saldırı etkisiz hale geldi ve geriye doğru itildi. O anda da bariyer kırılarak yok oldu. Artık tamamen savunmasızdı.
-Bitti...buraya kadardı!
Hong Pinggao, derin bir nefes almak istedi ama yapamadan öksürdü. Ağzından kan akmalıydı ama yoktu. Yanmış organ parçaları döküldü.
-Öhö...öhö...ÖHÖ...
Hong Mulin, tekrar saldırmak istedi ama o anda yere yığıldı. İçten dışa doğru yanıyordu. Ruhunun, bedeninden çıkmak üzere olduğunu ve ölümün sıcak nefesini hissediyordu.
Hala alev denizi vardı ve etrafa ki Qi çatırtılar eşliğinde yanıyordu. Dehşet vericiydi.
-İ..y..i....sal..ırı...
Hong Pinggao, kahkaha atmak istiyordu ama yapamıyordu. Gözlerinden akacak yaş bile kuruyor ve buharlaşıyordu sıcaktan. Ondan akan kan da bariyerin kırılması ile buharlaşmış ve pis bir kokunun çıkmasına neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The devil's test[BL] {TAMAMLANDI}
FantasyBen neyin içine düştüm?! Şimdi bütün bu sorunlarla tek başıma mı yüzleşeceğim? Benim lanet olası suçum neydi!? Doğru, bir suçum var. O da lanet olası manhwa'yı okumaktı. Siz, siz olun. Asla şiddet içeren kitapları okumayın. Bir gün sizin de başınız...