Önceki bölüm
Gui Tao ise ayakta durmuş üçlüyü inceliyordu. Resmen başlarında cehennem zebanisi gibi duruyordu.
.
.
.
.
.
Bir sürelik sessizlikten sonra Hong Pinggao, sonunda konuşacak bir konu bulduğu için hafifçe gülümsedi. Bu adamın kim olduğunu bilmese de görev için katlanacak ve yakınlaşacaktı. Hatta yapmak zorundaydı.Sonuçta bir görev gelmeyeli çok olmuştu ve 1 puan bile 10 yıllık Qi'ye çevrilebiliyordu. Ne kadar fazla o kadar iyiydi.
-Gui Tao, neden bana sahte şeytan dedin?
Gui Tao, kısılmış gözleriyle Hong Pinggao'ya baktı ve cevapladı.
-Benim tam ismimi kullanmaya layık değilsin. Daha öncede şeytan gördüm. Şeytanların göz akları siyah olur ve bedenlerinde bağlı oldukları kabilenin dövmeleri olur. Fakat sende onların hiçbiri yok.
Hong Pinggao'nun alnında ve boynunda damarlar belirdi. Yavaş yavaş öfkesi artıyordu. Yine de elindrn geldikçe kendisini tutuyordu. Ne sinir bozucu bir adamdı!
-Ben melezim. Daha önce hiç melez görmedin mi? Ayrıca, sana nasıl hitap edeyim?
Hong Pinggao'nun en büyük özelliği duraksamadan rahatça yalan söyleyebilmesiydi. Kılık değiştirmesine de güveniyordu.
Bu adama dostum dese kızıyordu, kardeş dese kızıyordu, tam ismini söylese kızıyordu. Direk ismini söylese kesinlikle kalkıp dövecek gibiydi. Kıdemli dese ona da kızacaktı. Nasıl hitap etmesi gerekiyordu ki?
Gui Tao, kaşlarını kaldırıp bir kez daha Hong Pinggao'yu inceledi. Yanılmış olabilir miydi? Biraz üzerinde düşündü.
Şeytanların bazen insanlarla olduğunu duymuştu. Fakat bir çocuğun doğması aşırı nadirdi. Yok denecek kadar azdı ve o bile daha önce bir melezle karşılaşmamıştı. Fakat bu olmadıkları anlamına gelmezdi. Hong Pinggao'nun gücüne bakarak daha çok küçük ve zayıf olduğunu düşündü.
-Bana, Lord Gui demelisin. Kaç yaşındasın?
Hong Pinggao, sakince yanıtladı. Fakat bir kaç sinir damarı daha kabarmıştı. Patlamasından korkuyordu..
-59 yaşımdayım. Lord Gui kaç yaşında?
Gui Tao, haklı olduğunu düşündü. Gerçekten de karşısında melez ve çocuk bir şeytan olmalıydı. Aklına, Hong Pinggao'nun yalan söyleyeceği gelmemişti. Gelse de buna ihtimal vermemişti. Sonucta durduk yere neden yalan söylensindi ki?
-Hıh, hala bir çocuksun. Bu lord 800 yıla yakındır yaşıyor.
Şeytanların ömrü, insanlardan 10 kat daha fazlaydı. 59 yaş, şeytanlar için 10-11 gibiydi. Çocuk olarak düşünülebilirdi. Tabi Hong Pinggao, gerçek bir şeytan değil bir insandı. Fakat Gui Tao'ya zerre güven duymuyordu. Haliyle de utanmazca yalan söyleyebilirdi.
Zaten buraya geldiğinden beri sayılı kişilere güvenmişti. Gerçi birisi, bu güveni boşa harcamıştı.
Hong Pinggao, artık sadece beyaz boynuza güveniyordu. Bunu da herkese söylediği yalanları, ona söylememesinden anlaşılabilirdi.
Yan Jin ve Lin Yong'a da güvenmiyordu. Onlara her şeyi anlatamazdı. Çünkü anlayamazlardı. Özellikle de Lin Yong'a...
Yani ona ne söyleyecekti ki?!
-Ben aslında senin gerçek baban değilim. Onun yerine geçtim ve başım da boktan ayrılmıyor. Yine de seni yanımda tutuyorum çünkü aşırı sessiz ve içine kapanıksın, ne yapacağını bilemediğim için yanımda sürüklüyorum mu?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The devil's test[BL] {TAMAMLANDI}
FantasiaBen neyin içine düştüm?! Şimdi bütün bu sorunlarla tek başıma mı yüzleşeceğim? Benim lanet olası suçum neydi!? Doğru, bir suçum var. O da lanet olası manhwa'yı okumaktı. Siz, siz olun. Asla şiddet içeren kitapları okumayın. Bir gün sizin de başınız...