33.Bölüm

812 110 22
                                    

Önceki bölüm

Hong Pinggao, Chun Lanji'ye döndü ve tek kaşını kaldırıp baktı.

-Ayrılmamızı istiyor. Ne yapayım? Senden ayrılmamı ister misin?
.
.
.
.
Chun Lanji, gözlerini devirdi. Eğer ki bu soruyu(!) düzgünce cevaplamazsa başının dertte olacağı belliydi. Ayrıca ayrılmak istemiyordu.

Bu ilişkide ipleri elinde tutan ve yönlendiren Hong Pinggao idi ve Chun Lanji'nin yönlendirilmekten zerre şikayeti yoktu.

-İstemiyorum. Duan abi, ondan ayrılmayacağım.

Hong Pinggao, zafer gülümsemesi ile Chun Duan'a döndü.

-İşte böyle morarırsın! Sen istedin diye ayrılacak değiliz!

Chun Duan, gözlerini devirdi ve Lanji'ye bakıp ikna etmeyi denedi.

-Lanji, ne kadar zaman geçirirseniz o kadar çok bağlanırsınız ve ayrılık da o kadar acı olur. En iyisi işler daha ileri gitmeden ayrılmanız!

Hong Pinggao da Chun Lanji'ye baktı. Karar onundu. İsterse ayrılır ve isterse kalırdı. Gerçi kalmasını istiyordu ama..

Bir süredir görev gelmediği için öleceğine inanmaya başlamıştı. Hem Qi sapmasından ölmese bile Hong Mulin'i öldürdükten sonra ki bunu yapmak zorundaydı ,ölüm ona her türlü gelecekti. En azından bu şekilde düşünüyordu.

Chun Lanji, yumruklarını sıktı ve kaşlarını çattı. Bu tartışma canını sıkmaya başlamıştı. İki kişi arasında kalmak çok kötüydü.

-Duan abi, onun teklifini kabul ettiğimde neler olacağını biliyordum . Buna rağmen kabul ettim. Daha fazla bizim ilişkimize karışma!

Chun Duan, derin bir iç çekti. Tüm iyi niyetiyle ikna etmeyi denemişti. Demek ki başaramamıştı. O zaman uğraşmanın anlamı yoktu. Daha sonra Lanji ağlasa bile umursamayacaktı.

-Ne yaparsanız yapın! Ben gidiyorum! 1,5 yıl sonra sizi almak için geri döneceğim.

Chun Duan ayrıldıktan sonra ikisi de derin bir nefes verdiler. Bu konuşma oldukça bunaltıcıydı. Bir sürelik sessizlikten sonra Chun Lanji konuştu.

-Doğru, gerçekten de niye gelmiştin?

Hong Pinggao bir anda Chun Lanji'nin alnına sertçe vurup azarladı.

-Seni görmek için geldiğimi söylemiştim ya! Bana inanmıyor musun? Ayrıca hani aileni fazla bilmiyordun? Duan denen adamla baya yakındın! 

Chun Lanji, haksızlığa uğradığını hissediyordu. Dudağını hafifçe büktü ve mızmızlandı.

-Öyle değil...Bir suçum yok. Ben de bir kaç saat önce tanıştım. Gerçekten de fazla bir şey bilmiyorum.

Hong Pinggao, bu açıklamadan tam olarak tatmin olmamıştı. Fakat şimdilik bu işin peşini bırakacaktı. Küçük(!) kuşu ürkütmemeliydi.

Ayrıca Chun Lanji'ye yalancı muamelesi yapmasına rağmen en büyük yalancı kendisi değil miydi?

Birini yeterince ve tatmin edici bir şekilde suçlamak için önce kendisine bakmalıydı.

-Tamam. Sana inanıyorum. Hadi biraz sohbet edelim. Mesela seni alkole kim başlattı? Ayrıca sevdiğin şeyler nedir? Neyi sevmezsin? Hakkında daha çok şey bilmek istiyorum.

Chun Lanji, konunun kapanması ile rahat bir nefes verdi. Bazen çok boğucu olabiliyordu. Gerçi az önce ufak bir sirke kokusu da almıştı.

YN:Sirke kokusu bilmeyenler için bir atasözü. Kıskançlık anlamına geliyor.

The devil's test[BL] {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin