Önceki bölüm
Kıdemli Ma, sakallarını eliyle taradı ve dik dik Hong Pinggao'ya baktı.
-Öğrenci Chun, yanında bir yabancı getirmişsin. Bana neler olduğunu açıklamak ister misin?
.
.
.
.
Chun Lanji, sakince konuştu.-Kıdemli Ma, endişelenmenize gerek yok. Arkadaşımla dönüş yolunda karşılaştım. Size daha iyi açıklamak isterim.
Hong Pinggao, hafifçe yutkundu. Adamdan bir baskı hissediyordu. Hemen eğilip selamladı.
-Selamlar kıdemli Ma. Ben Hong Pinggao. Sizinle tanışmak bir şereftir.
Kıdemli Ma, kaşlarını çattı ve baştan sona Hong Pinggao'yu sert bir şekilde inceledi.
-Hıh, sadece üçüncü sınıf bir velet. Peki benimle gelin. Raporunu duymayı çok isterim Chun Lanji.
Hong Pinggao, "üçüncü sınıf" sözünü duyunca sinirlenmişti. Yine de kendisini tuttu ve ses çıkartmadı.
-Koduğumun bunağı! Sakalları ve göt kılı birbirine girmiş piç!
Hong Pinggao, adama içinden küfrede küfrede Chun Lanji'yi takip etti. Bir yandan da etrafı inceliyordu. Her yerde erik ağaçları vardı. Hepsi de çiçek açmıştı. Çok huzurlu ve güzel bir yerdi.
Hong Pinggao, biraz kıskandığını hissetmişti. Geri döndüğünde belki de etrafa güzel ağaçlar dikmeliydi. Fakat şiddetli şeytani Qi yüzünden bu tür ağaçların büyümesi imkansızdı.
Üçlü orta büyüklükte normal görünen bir eve girdiler. Yaşlı bir adam huzurlu bir şekilde bitki çayı içiyordu. Bu adam tarikat lideri idi.
Hong Pinggao, kendisine sakin olması için sürekli talimatlar veriyordu. Şeytani liderin direk doğru yolun tarikatlarına girdiği nerede görülmüştü ki? Biraz gurulandığını hissetti.
Kıdemli Ma, hafifçe eğilip selam verdikten sonra konuştu.
-Efendim, birinci sınıf öğrenci Chun Lanji rapor vermeye geldi. Yanında ki birisini getirmiş.
Lider, hafifçe gülümsedi ve başını salladı. Gayet tatlı bir ihtiyar gibi görünüyordu. Fakat aslında birinci sınıf bir savaşçıydı.
-Oh, sen mi geldin? Hoş geldin. Geç bakalım karşıma.
Chun Lanji, tarikat liderinin karşısına oturdu ve Hong Pinggao da başıyla bir selam verip Chun Lanji'nin yanına oturdu.
Chun Lanji, sakince konuştu.
-Efendim, görevimi tamamladım. Şeytani tarikat kapılarını kapatmış. Güvenlik çok sıkıydı. Fakat liderlerinin tarikatta olmadığını doğruladım.
Hong Pinggao, şimdi görevin ne olduğunu öğrenmişti. Merakla dinlemeye devam etti. Tarikattan ayrıldığını kim söylemişti ki? Casus varsa geri döndüğünde ağzına sıçması gerekiyordu.
Lider, "hohoho",diye kibarca güldü ve konuştu.
-Casus Fare işlerini iyi yapıyor demek. Fare başka bir şey söyledi mi?
Hong Pinggao, ifadesini bozmadı. Fakat içten içe köpürüyordu. Demek casus fareydi. Zaten ona güven olmayacağını biliyordu. Bir eline geçirsin...
Chun Lanji, kafasını sallayıp devam etti.
-Liderleri planlar yapmaya başlamış. Kuyu eğitimi gören çocukları dışarı çıkartmış. Hedefi ise...Dünyayı ele geçirmekmiş!
Hong Pinggao'nun ağzı açık kalmıştı. Bu farenin de ağzı baya gevşekti. Umuyordu ki yüzünü saklamıştı. Yoksa burada bok yoluna gidebilirdi. Gittikçe daha çok gerildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The devil's test[BL] {TAMAMLANDI}
FantasíaBen neyin içine düştüm?! Şimdi bütün bu sorunlarla tek başıma mı yüzleşeceğim? Benim lanet olası suçum neydi!? Doğru, bir suçum var. O da lanet olası manhwa'yı okumaktı. Siz, siz olun. Asla şiddet içeren kitapları okumayın. Bir gün sizin de başınız...