Önceki bölüm
Anlıyorum. Fakat bu uzak yere neden geldin? Hua dağı mezhebi buradan çok uzakta değil mi?
.
.
.
.
Chun Lanji, soğuk bir sesle konuştu.-Bu seni ilgilendirmez. Asıl sen neden buradasın?
Hong Pinggao da omuzlarını silkti ve konuştu. Zaten morali bok gibiydi. Bir de onu zorla uyandırmıştı bu it.
-Seni ilgilendirmez.
Chun Lanji, başını iki yana salladı ve acıyan bir bakışla Hong Pinggao'ya baktı. Deli olabilir miydi?
-Burada birisi, bir çok kişiyi öldürmüş. Bunu yapanı gördün mü?
Hong Pinggao'nun aklına olanlar gelince kusmamak için ağzını kapattı. Ayrıca biraz gerilmişti. Kesinlikle onları öldürenin kendisi olduğunu söyleyemezdi.
Chun Lanji, anında Hong Pinggao'nun omuzlarını tutup sıktı.
-Demek ki görmüşsün. Nasıl birisiydi? Ne tarafa gitti?
Hong Pinggao, bir süre karşısındakine baktı. Adamdan öldürme niyeti hissediyordu. Onun yaptığını öğrenirse kesinlikle kötü olurdu. Hemen aklına bir plan geldi.
-Onu gördüm. Öğk..çok uzun boylu, çirkin ve kaslı bir adamdı. Yüzünde yarası vardı. Elinde de bir pala duruyordu. Daha fazlasını izleyemedim. Öğk..
Chun Lanji, solgun görünen Hong Pinggao'ya baktı. Bir an onun öldürdüğünden şüphe etmişti. Fakat bu tür korkak bir adamın yapacamayacağını fark etmişti.
-Anladım. Her neyse...
Hong Pinggao, Chun Lanji'nin gitmeye yeltendiğini fark edince hızla kıyafetine tutundu ve durdurdu.
-Bekle gitme. Nereye gidiyorsan, beni de götür!
Chun Lanji, soğuk bir şekilde baktı ve konuştu.
-İşime yaramazsın aptal. Bırak beni!
Hong Pinggao sinirlense de dışardan saf bir şekilde baktı.
-Aslında ben üçüncü sınıf bir yetişimciyim. Fakat bir hastalığım var. İçimden bir ses, seninle gelirsem hastalığıma bir çare bulacağımı söylüyor.
Hong Pinggao, manhwa'da hiç görmediği bu karakteri merak etmişti. Ayrıca bu adamın şüpheli bir işler karıştırdığını hissediyordu.
Chun Lanji, kendisini Hong Pinggao'nun pençesinden kurtardı ve konuştu.
-Peki gel bakalım. Fakat oldukça tehlikeli olacak. Tch, başıma bir sen eksiktin zaten...
Hong Pinggao, heyecanla ellerini çırptı. Masum görünüyordu. Fakat aslında içinden küfrediyordu.
-Sikik herif!
-Mavi bok kafalı!
-Şeytani tarikatın lideri oldum ama şu düştüğüm durumlara da bir bak!
Hong Pinggao, ifadesiz bir şekilde Chun Lanji'yi takip etmeye başladı. İkili bir süre sessizce ilerlediklerinde Chun Lanji, merakla sordu.
-Ne tür bir hastalığın var?
Hong Pinggao, kendisini zorladı ve dramatik bir tavırla anlatmaya başladı. Gözleri uzaklara bakıyor ve eski bir anıyı yad ediyormuş gibiydi.
-Bundan bir kaç yıl önce küçük bir yerde doğdum. Annem ve babam birbirlerini seven bir çiftti. Fakat bazı olaylar neticesinde kendimi onlardan uzak bir yerde buldum..
-O kadar da geçmişi anlatmasana piç!
-Ahh..neden kafama vurdun şimdi?
Chun Lanji, bir anda sinirle Hong Pinggao'nun kafasına vurmuştu. Alt tarafı ne tür hastalığa sahip olduğunu merak etmişti. Özgeçmişini öğrenmek değil!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The devil's test[BL] {TAMAMLANDI}
FantastikBen neyin içine düştüm?! Şimdi bütün bu sorunlarla tek başıma mı yüzleşeceğim? Benim lanet olası suçum neydi!? Doğru, bir suçum var. O da lanet olası manhwa'yı okumaktı. Siz, siz olun. Asla şiddet içeren kitapları okumayın. Bir gün sizin de başınız...