Önceki bölüm
Bir gelişimci olmak için en az 10 açık meridyene sahip olmalısın. Sen de bu açık meridyen sayısı 18 tane. Bu, dahi olduğunu gösterir. Lin Yong da 14 tane ve Yan Jin de 15 tane açık meridyen var.
.
.
.
Beyaz boynuz biraz duraksadıktan sonra devam etti.-Ölümsüz aleme geçişte sana bir şans verilir. Gökler, üzerine bir musibet yağdırabilir. Buna ölümsüz musibet enerjisi denir. Başarılı olursan meridyenlerinden bir kaç tanesini açabilir ve ölümsüz aleme geçersin.
-Fakat başarısız olursan kesin ölüm olur. Ruhuna kadar yok olursun. Bu sen olsan bile..
-Gui Tao'nun toplam da 26 meridyeni açık. Doğuştan olarak 17 meridyeni açıkmış. Ölümsüz aleme geçişinde ise 4 tane açabilmeyi başarmış. Zamanla da diğerlerini açmış.
-Arkadaşın Chen ise 23 tane açık meridyene sahip. Doğuştan 16 ve ölümsüz aleme geçişinde 3 tane. Diğerleri de sonradan açılmış.
Hong Pinggao, ciddi bir şekilde dinledi. Bunlar oldukça önemli bilgilerdi. Sayılara bakarak bile meridyen açılımının tehlikeli ve zor olduğu belli oluyordu.
Beyaz boynuz biraz düşündükten sonra devam etti.
-Meridyenlerinin sayısı, kabaca söylersek senin ne kadar ilerleyebileceğini gösterir. Tabi bir de özel vücutları ve soyları olan insanlar veya canavarlar var. Fakat şimdi konumuz bu değil.
Hong Pinggao hemen merakla sordu.
-Peki ya Chun Lanji?
Beyaz boynuz, sesini düzeltip açıkladı. Pek memnun görünmüyordu.
-Lanji'nin şu anda 16 tane açık meridyeni var. Doğuştan ise 15 taneymiş. Bir meridyen zorla açılmış.
Hong Pinggao, derin bir iç çekti. Kendisini pek de yetenekli göremiyordu.
-Bu kadar anlattığına göre meridyenlerimi açacaksın. Kaç tanesini açmayı düşünüyorsun? Hepsini açsan çok güzel olurdu.
Beyaz boynuz, gözlerini devirmek istedi ama yapamadı. Sadece dik dik bakmakla yetindi.
-Kaça tanesine dayanırsan o kadar açacağım. Söylemem gerek ki, bir tanesi bile cehennem gibi acıtır. Aynı anda bir kaç tanesini açmak ise seni öldürmekten beter eder. Yavaşça ilerleyeceğiz.
Hong Pinggao sadece başını salladı ve onayladı. Acının ne kadar şiddetli olacağını bilmiyordu. Fakat 2-3 tane bile açılmasına razıydı.
-Şimdi ne yapmam gerekiyor?
Beyaz boynuz, hemen konuştu.
-Kıyafetlerini Çıkart ve uzan. Seni bağlayacağım. Hareket etmemen gerekiyor.
Hong Pinggao, denilenleri yaptı ve yatağının üstüne çıplak bir şekilde uzandı. Beyaz boynuz da kıyafetleri bir halat gibi kullanarak bağladı. Daha sonra kapıyı kilitledi ve mühürledi. Kimsenin girip rahatsız etmesine müsade edemezdi.
-Sakın hareket etme yoksa sakat kalırsın.
Hong Pinggao sadece başıyla onayladı. Beyaz boynuzun tuhaf yeşil renkli uzun ve ince iğneleri çıkartmasını izliyordu. İçinde ufak da olsa bir korku vardı.
-Dayanabilirim...sanırım...
-Gerçekten de o kadar acıtabilir mi ki?
Beyaz boynuz, iğnelerden birisini hızla Hong Pinggao'nun karın noktasına fırlattı.
-Eh? Hiç acımadı?!
Hong Pinggao tam acıtmadığını düşünüyordu ki...karnına bir anda sıcak demir çubuğun sokulmasına benzer dehşet bir acı hissetti. Acı saniyeler içerisinde daha korkunç bir hale geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The devil's test[BL] {TAMAMLANDI}
Viễn tưởngBen neyin içine düştüm?! Şimdi bütün bu sorunlarla tek başıma mı yüzleşeceğim? Benim lanet olası suçum neydi!? Doğru, bir suçum var. O da lanet olası manhwa'yı okumaktı. Siz, siz olun. Asla şiddet içeren kitapları okumayın. Bir gün sizin de başınız...