Önceki bölüm
Köşede duran ve bütün olayları dikkatli bir şekilde izleyen zodyak şeytanlarından birisi merakla sordu.
-Liderim aklıma yatmayan bir şeyler var.
.
.
.
.
.
.
Hong Pinggao, başıyla devam etmesini işaret etti.Şeytan sesini düzelttikten sonra merakla sordu.
-Liderim, eski nesil öğrencilerden sadece 74 tane var ve çoğunun da yaşı küçük. Fakat burada daha fazla öğrenci var ve yaşları büyük. Ne yapacağız?
Hong Pinggao, bunu elbette biliyordu. Her tarikat ve mezhep 3 öğrenci getirmişti. Onlar daha fazlaydı. Kendileri sayıca az kalmışlardı.
-Ceza odasına git ve cezalı öğrencileri çağır. Sayı yetmezse de kuyu eğitiminde olan en yetenekli öğrencilerden getir. Sayıyı tamamlayalım.
Hong Pinggao'nun bu sözleri ile hem öğrenciler hem de kıdemliler gerildiklerini hissettiler. Olaylar anlamaları için biraz fazla gelmişti.
-Kardeş Hong, bahsettiğiniz öğrenciler neden cezalandırıldılar. Kuyu eğitimi nedir?
Hong Pinggao, sakince açıkladı. Gözleri "aptal mısınız?" der gibi bakıyordu.
-Kuyu eğitimi bildiğiniz kuyuya attığımız öğrencilerin eğitimi işte. Onlar tarikata yeni katıldılar. Pek eğitim almadılar. Cezalı olanlar da fazla sorunlu olanlar.
Kıdemliler başka sorular da sormak istediler ama Hong Pinggao'nun sert bakışları ile sözlerini yuttular. Anlaşılan hadlerini aşmışlardı. Hatta bir çok soruya cevap bulabildikleri için oldukça şanslılardı.
Kısa sürede 4 yeni öğrenci daha getirildi. Hepsi vahşi görünüyordu. Onların arkasından 74 öğrenci daha gelmişti. Hemen sıraya girip yerlere kapandılar.
-Liderimize selamlarımızı sunarız!
-Babama saygılarımı sunarım!
Hong Pinggao, anında eliyle alnını kapattı. Bıkmış bir şekilde öğrencisi Yan Jin'e baktı.
-Ben senin baban değilim Yan Jin! Anla şunu artık!! Ejder, neden onu çıkarttın?!
Herkes anında Yan Jin'e baktı. Lin Yong da utançla kıpkırmızı kesilmişti. Hadi babası olduğunu kabul etmişti, bir de üstüne kardeş mi gelmişti?!
Bu ne tür bir kaderdi!?
Hong Pinggao, sabır dilermiş gibi gökyüzüne baktı. Hadi bundan aylar öncesine gidelim...
Hong Pinggao, yetenekli öğrencisini eğitmek istemişti. Fakat öğrencisi ona bir anda baba demeye başlamıştı. Ne yaparsa yapsın, ne söylersen söylesin bir türlü çocuğun ağzından "baba" kelimesini bıraktıramıyordu.
Resmen kendi kendine kafasında kurmuştu!
Belki de Manhwa da Yan Jin'in bu kadar sadık olmasının nedeni buydu.
Hong Pinggao'nun canına tak etmişti artık. Fazladan bir çocuğa hiç ama hiç gerek yoktu. Zaten başında yeterince dert yokmuş gibi bir de bu çıkmıştı.
En sonunda onu ceza odasına göndermek zorunda kalmıştı. Anlaşılan beyin yıkama başarısız olmuştu ve Yan Jin de baba demekten vazgeçmemişti.
Hong Pinggao, ağlayacak gibi hissediyordu. Herkesin gözünde şu anda sadece deli bir adam değil aynı zamanda da tam bir zampara gibi görünüyor olmalıydı.
-Tanrım, nedir benim bu çilem?!
-Üstüne yıldırım düşsün boktan velet seni!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The devil's test[BL] {TAMAMLANDI}
FantasyBen neyin içine düştüm?! Şimdi bütün bu sorunlarla tek başıma mı yüzleşeceğim? Benim lanet olası suçum neydi!? Doğru, bir suçum var. O da lanet olası manhwa'yı okumaktı. Siz, siz olun. Asla şiddet içeren kitapları okumayın. Bir gün sizin de başınız...