1

305 12 11
                                    

agust 17, 2022

İşlerimin iyi ilerlemesi ve yaptığım tasarımların beğenilmesiyle hızla işimi büyütmüş hatta kendi markamı bile kurma fırsatım olmuştu, Vine Wood.
Okulumu Paris'te okumuştum ve ilk iş yerimi de orada açmıştım ama bir süre sonra Paris sıkıcı gelmeye başlamıştı. Yani, bir nevi orası aşıklar şehriydi ve aşk konusu bana biraz uzaktı. Bu tür romantik şeyleri çok beceremiyordum, belki de bu hiç gerçekten aşık olmadığım için de olabilir.
Aslında bir kaç kişiyle flörtleşmiştim ama onlara hiç aşık olmamıştım ki, arkadaş grubumun beni zorlamasından dolayı bir kaç ay onlarla takılmıştım o kadar. Flört gibi bile değildik arkadaş gibiydik, zaten sonunda olmadığını fark ettiğimde tavrımı koymuş ve onlara beni zorlamamalarını söylemiştim.
Çoğu arkadaşım geçen yaz evlenmişlerdi ve bana üzüldüklerini söylüyorlardı. Ama bilmedikleri bir şey vardı, ben tek başıma mutluydum. Gelecek ay 23 yaşıma giriyordum ve yanlız gireceğimden emindim, bu bana hüzün vermiyordu.
Tek katlı, 2+1 ama bir o kadar da geniş bir ev almıştım ve burası bana huzur veriyordu.
Bazen Mia'yla burada partiler veriyorduk, bazen ise bende yatıya kalıyordu.
Mia benim en yakın arkadaşımdı, onunla üniversite de bir elbise tasarlarken tanışmıştık ve Amerika'ya gitme fikrimi ona sunduğumda sevinçle kabul etmişti. Yenilere açık ve etrafına neşe saçan bir kızdı. Annesinin hastalığı sebebiyle okulu 1 sene geç bitirmişti ama bitirdiğinde ise ilk işi benim mağazamın karşısına bir yer açmak olmuştu, Mia's Fashion.
Bazen tasarımlarını bana gösterir ve son dokunuşları birlikte yapardık. Benim müşterim ondan daha fazla olmasına rağmen hiçbir zaman kıskançlık yapmamıştı. Biz rakip değildik, arkadaştık.
Bana bir yer açmak istediğini söylediğinde karşımda ki dükkanın boş olduğunu ve oraya gelmesini istediğimi söylediğimde sevinçle kabul etmişti.
Aslında aynı evde yaşamak istemiştim ama Mia bunu bir nedenden dolayı kabul etmemişti.
Kendimize ait alanlarımız olmasını gerektiğini söyleyip bir üst sokakta ki eve yerleşmişti. Yani yine de benden çok uzakta değildi.

Bilgisayarımın başında boş boş otururken kapının açılmasıyla kafamı oraya çevirdim biri sarışın biri esmer iki kadın girmişti içeri. Sarışın olanın çok fazla süslü olmasının yanı sıra diğer kadın gayet hoş duruyordu. Üstünde beyaz, ipek olduğu belli olan bir bluz ve altında da, toz pembe renkte kumaş bir pantolon ve altına da beyaz stilettolar giymişti.
Yanında ki sarışın kız ise yüzüne abartuı bir makyaj yapmıştı ve üstünde fulya renkli bileklerinde biten bir elbise ve altına aynı renk ayakkabılar giymişti.
Ayağa kalkıp eteğimi çekiştirdikten sonra onlara bakıp gülümsedim.
"Hoş geldiniz."
Esmer kadın gülümsememe karşılık verirken diğeri oralı bile olmadı. Aslında belli ki ikiside benimle aynı yaşta sayılırdı ama sarışın olan, bana düşmez ama bir sonradan görme gibiydi.
"Aradığınız bir parça varsa yardımcı olmak isterim."
"Burada hiç bir şey yok ki."

Sarışın kızın kendi kendine söylenmiş olmasını duysamda duymazlıktan gelmeye çalıştım. Sen ne anlarsın ki, kokoş.
Ama yanında ki zarif kadın onu uyarmak ister gibi kolunu çimdikledi.
"Ah!"
Bu bir nevi beni rahatlatmıştı.

"Hey, Isabella şu elbiseler gayet güzel bence."
Adının Isabella olduğunu öğrendiğim sarı kafa kibirli bir şekilde elbiselere baktı.
"Hayır, bence alış veriş merkezinde ki butikte daha güzel şeyler var."

Kibarlığımdan ödün vermemeye çalışıyordum ama daha ne kadar başarılı olabilirdim bilmiyorum.
Diğer kadın eline açık mavi renkte bir elbise alıp inceledi ve bana döndü.
"Bu sizin tasarımınız mı?"
Gülümsedim, "bura da ki bütün her şey benim tasarımım, ayakkabılar ve çantalar hariç."
Bunu söylerken bir yandan da sarışın kıza bakıyordum, cümlemin bitmesiyle tırnaklarını kemirmeye başlamıştı bile.
"Gerçekten harikalar. Bundan sonra nereden alış veriş yapacağım kesinleşti."
Diyip bana göz kırptı.
"Cidden mi? Sen iyice seviyeni düşürdün Marie."
Ona baktım ve baştan aşağı süzdüm, "sağında bir ayna var bakmanı tavsiye ederim."
Evet, kendimi tutamamıştım. Müşterilerine saygısızlık etmek istemezdim, tabi onlarda bana yapmadıkları sürece ve bunu ilk defa yaşıyordum.
"Ee, ben bunu alıyorum."

close to space || ben 10Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin