13.BÖLÜM : YAŞANAMAYAN UMUTLAR

92 63 13
                                    

Bazıları sorardı hep bana sen neden bu kadar kitaplara bağlısın diye? Niye bu kadar seviyorsu ki diye? Şimdi anlıyorum neden bu kadar sevdiğimi. Meğerse yalnızlığım beni kitaplara itmişti. Kitaplar benim tek gerçek dostum olmuştu. Çünkü ben gerçek sandığım arkadaşların bile sahte olduğunun farkına varmıştım. Ne kadar gerçek gibi dursalarda onlar sahtelerdi. Belkide ARALIK KAPI ile başlayan hikayemiz bizlere sahte insanları gösterecekti.
Kim bilir belkide her insan sahteliğin külleriyle doğmuştu.

Bu hayatta üç şeyin çok önemliydi. Dinin, ahlakın ve dostluğun.

Kitaplar benim hayatımdı. Onlarsız yaşayacağımı bile düşünmüyordum. Halada öyle. Onlar benim en değerli varlığım. Yaşama hissim bile diyebilirim. Onlar olmadan nasıl yaşanır onu bile bilmiyorum. Ama size tek diyebileceğim şey okumaktan vazgeçmemeniz. Hayatımdaki en doğru şeyim kitaplarım. Her zamanda öyle olacak.

Bazı şeyler kötü olacaktı. Bitecekti. Bu hikayemiz nasıl biter bilemem ama bazı şeylerin parçalanacağı kesindi.

Bizler parçalanacaktık. Belkide sırtımızdan bıçaklanacaktık ama hayata pozitif bakmayı hep bilecektik. Bunu küçüklüğümden beri biliyordum.  Elime defterimi aldım ve günlük gibi içimi dökmeye başladım.

Yalnız Kalan 'a :

Merhaba yalnız kalan. Bak bende yalnızım. Bu ortak noktamız olabilir. Bazı şeylerin bittiğini hissediyorum. Ama içimde bir şeyler hep alev alıyor yalnız kalan. Sanki bir şeyler kötüye gidiyor. Güzel şeyleri umut ediyorum ama o umutlar hiçbir zaman yaşanmıyor. YAŞANAMAYAN UMUTLAR olarak geliyor bana. Ölüyorum belkide. Yalnızlığın içinde ölüyorum yalnız kalan. Yalnız değilsin diyorsun değil mi? Arkadaşların var diyorsun. Ama ben onların sahteliğini gördüm yalnız kalan.  Onlar sahtelerdi. Onlar beni kandırmaya çalışan sahteliklerdi. Aslında her şeyi planlayanlar onlardı. Hiç bir şey gerçek değildi yalnız kalan. Herşey sahteydi. Ne görünüyorsa hiç biri gerçek değildi. Ben o gün o telefon konuşmasında her şeyi duymuş ve öğrenmiştim ve oyunlarına gizlice dahil olmuştum. Evet herşeyi biliyordum. Sahteliğide. Ama ben o oyuna dahil olmuştum ve onların beni çürütmesine izin veriyordum. Ben çürüyordum bilerek ama onları çürütmüyordum. Ben her zaman iyiliğimi korumalıydım ve hep de korumaya çalışacaktım. Şu an her şeyin bitmesi ağzımdan çıkan bir kelimeyle biterdi ama yapmıyordum işte. Onların daha neler yapacağını merak ediyordum. Ne sarılışım ne dik duruşum da sahteydi. Bu oyun başından beri sahteydi aslında yalnız kalan.  Sadece ben o sahteliğe uymuştum. Yalanlara kanmış gibi yapıp kanmamıştım. Ben çok saf gibi görünen ama içinde her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilen o kızdım yalnız kalan. Ben kendimi bilerek öldürüyordum. Hayatımda istediğim bir şey kalmamıştı artık. Her şeyin sahte olduğunu çoktan anlamıştım yalnız kalan ama sen bunu kendine yapma yalnız kalan. Birazdan bu sayfayı yırtıp atacak olsamda sen bunu yapma.

Ölsende diril! Bunu başar.

Yalnız Kalana

Buse Salgı

Hemen sayfayı kopardım ve yırtıp sınıftaki çöpe attım.  Benimde bir yaşamım vardı ama hepsi sahteydi. Gerçekliğim yok olmuştu. Sırama döndüm. Yanımdaki Cansu bana döndü.

Bir şey mi var Buse? diye bana soru sordu.

Hayır dedim biraz dalgınım sadece.

Bir şey yapmadı ve önündeki çizim defterine bir şeyler çizmeye başladı.

Her yaptığı şey yalandı onun. İçimdeki nefret büyüyordu. Eda, Merih, Cansu, Arda hepsinden nefret ediyordum. Hepside sahtelerdi. Gerçekliği bile sahteliği olan insanlardı onlar.
Karma 'dan kurtulmuştuk evet ama zaten gerçek değildi ki. Sadece ben onların oyunlarına uymuştum. Ne Hara gerçekti ne de Karma. İkiside bir tuzaktı. Tek sorunum bu tuzağın nedenini bilmememdi. Neden böyle bir şey yapmışlardı bilmiyordum.

Cansu' nun yaptığı çizime baktım. Kaşlarım havalandı. Bir uçurum çizmişti ve kayalıklara tutunan bir kız. Belkide benim sonumu çiziyordu.

Gizel çizmişsin dedim. Bunu söylediğime inanamıyordum bile.

Teşekkürler dedi. Onun da  kaşlarının havaya kalktığını görebiliyordum.  Onun telefonuna küçük  kamera yerleştirmekle iyi etmiştim.

Ama işte içimdeki fırtına dinmiyordu. Geçmişteki çocukluğum bağırıyordu. Benim ne annem vardı ne babam. Onlar beni yetimhaneden aldıklarında çok küçüktüm. Onları iyi bilmiştim. Ama geçmişim nasıl olsada kötüydü. Sınıftan çıkıp tuvalete ilerledim. Neyseki boştu.  Bir tuvaletin içine girip kapıyı kilitledim. Yere çömeldim ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Hayat nasıl olsada zordu, zalimdi. Gözlerimden bir bir yaşlar döküldü. Şimdi ise hayat beni bir çıkmaza sürüklüyordu. Yalanlara kandırmaya çalışıyorlardı. Ben ise yalanlara kanmasamda kanmış gibi yapıyordum işte bu benim için çok acıydı.

Artık bitsin istiyordum bu acı bitsin ve gitsin. İsterlerse beni öldürsünler ama bu acı bitsin istiyordum. Artık ölümün yaklaştığını hissediyordum. Ölüm yaklaşıyordu.

Yalnızlığım dibe vuruyordu.

... ve ben ölüyordum. Hem ruhum hemde bedenim ölüyordu.

ARALIK KAPIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin