•Tek kaşık şeker attığı çayını şöyle bir karıştırıp bir yudum aldı, bardağı tepsinin içine bırakırken göz ucuyla ablası gibi gördüğü kadına bakıyordu. Ona danışmak akıl almak için gelmişti ama nasıl söyleyeceğini de bilemiyordu
Taze evliydi Feride , kocası kendinden yedi yaş kadar büyük, çok düşünen az konuşan, işinde gücünde bir adamdı. Şimdiye kadar bir kötülüğünü duymamış görmemişti. Kocasının huyundan suyundan bir şikayeti yoktu, iyi bir adamdı ona da iyi davranıyordu. Ama evlilik hayatı sandığı gibi olmamıştı Feride'nin.
Kocası Rıfat, soğuk bir adamdı. Kendisine de soğuktu, pek konuşmaz anlatmazdı. Feride, onun hakkında sadece en sevdiği yemeği biliyor olabilirdi.
Sadece kocasına da suç atamazdı tabii, kendisi de pek incelik bilmez cilveden anlamazdı. Kocası ona yanaşmadan ona yanaşmazdı. Hâlâ yanında kıyafetlerini çıkarmamak için kırk takla atıyordu en basitinden.
Aralarında mesafeli bir karı koca ilişkisi vardı ve bu ileri ki zaman için Feride'yi endişelendiriyordu. İçli bir nefes çekti içine.
"E anlat bakalım, ne derdin var." Güllü kendinden yaşça küçük genç kadına baktı anaç bir tavırla. Hâlinden tavrından anlıyordu bir sıkıntısı olduğunu.
"Abla, bir şey soracağım sana da nasıl soracağım bilemedim." Eteğinin ucunu tırnaklayıp duruyor, sakin olmaya çalışıyordu.
"Anlat be ablacağım çekinme, biz bizeyiz burada." Güllü, Feride'nin konuşmayacağını fark edince tahmin yürütmeye başladı.
"Kocanla mı aran bozuldu yoksa."
"Tam olarak öyle değil,"
"Ya ne?"
"Çok soğuk bana karşı," dedi mırıldana mırıldana. Böyle meseleleri daha önce başkası ile konuşmadığından çekiniyordu ama öğrenmesi gereken şeyler de vardı.
"Dokunmuyor mu sana?" Güllü'nün dediği ile yanaklarına bir kızarıklık oturdu Feride'nin.
"Dokunuyor da bundan öteye gidemedik hiç,"
Güllü sakince geri yaslandı, kızın ağzından laf almak zordu ama az çok anlamıştı derdini.
"Kocanın huyunu suyunu bilirsin az çok, pek bir soğuk seninki."
Başını salladı, sahiden de öyleydi.
"Ama sende pek sıcak değilsin be Feride'm. Kocana da mı böyle bakıyorsun yoksa."
"Nasıl?"
"Dövecek gibi."
"Yok abla, niye öyle bakayım."
"Emin misin?" Emindi, doğru düzgün bakmıyordu bile.
"Bak şimdi, iyi dinle beni."
*
Feride içini kemiren hislerle çıktı Güllü'nün evinden, aklında dönüp duran cümleler düz yolda yürümeyi unutturmuştu. Bir iki tökezledikten sonra evine vardı, kaynanası komşuya gitmiş olmalıydı. Evde kimsecikler yoktu. Yavaş yavaş akşam yemeği yapmaya başlasa iyi olurdu. Mutfağa girip işe koyulduğu sıra dış kapısının sesini işitti.
"Feride!"
Kocasının tok sesini duyduğunda kenardaki bezle elini silip hızla mutfaktan çıktı, kapıda ayakkabılarını çıkaran Rıfat'ı görünce ayakkabılarını çıkarmadan bekledi.
"Hoş geldin."
"Hoşbuldum. Anam yok mu?"
"Fatma ablanın yanına gitti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feride
Teen Fiction. Genç kadın kocasının güneşten yanmış omuzlarına değdirdi ellerini, kaşlarını çatarak kendine bakan adamdan çekiniyor ve hatta korkuyordu. Mizacı sertti, mizacı epey sertti. Feride, gerçekten sinirli mi yoksa sakin mi anlayamıyordu bazen. Evliliğin...