Jongin nasıl olmuştu bilmiyordu ama kendini bir anda eski kız arkadaşının grubunun konserinde bulmuştu.
Jennie saçlarını turuncuya boyatmıştı. Bu Jongin için garipti çünkü kız arkadaşı asla saç renginde kahverengi tonlarının dışına çıkmazdı. Jongin maskesini düzeltti ve sahnede gitarıyla oturan kızı izlemeye devam etti.
Oldukça güzel gözüküyordu. Üstündeki bembeyaz elbisesiyle beraber bir melek gibi duruyordu. Turuncu saçları ona çok yakışmıştı, yüzündeki sade makyajı da doğal güzelliğini ortaya çıkarıyordu.
Jennie gitarını çalmaya başladığında Jongin, kızın en sevdiği şarkılardan birini söyleyecek olduğunu anladı. Daniel Caesar en sevdiği şarkıcılardan biriydi ve Jongin, Jennie'yle sevişirken birden fazla kez arkada Best Part çaldığını çok net bir şekilde hatırlıyordu.
Onlar için bu kadar özel olan şarkıyı şu an binlerce kişinin önünde söylemesi Jongin'in tüylerini diken diken etmişti.
Jennie o yumuşak ve kadifemsi sesiyle şarkı söylemeye başladığında Jongin kollarını göğsünde birleştirdi. Jennie'nin şarkı söyleyişini duymak onu her zaman sakinleştirirdi ve Jongin'in günlerdir ihtiyaç duyduğu şey buydu. Sakinleştirilmesi, birkaç dakika için bile olsun kafasının dağıtılması gerekiyordu. Belki de Jongin bu gece buraya bunu isteyerek gelmişti.
Jongin şarkının ortalarına doğru kızın sesinin çatallaştığını fark etmişti. Jennie gitarına sıkıca tutunurken, dudaklarından bir hıçkırık kaçmıştı. Başını öne eğip alnını mikrofona yasladığında, hayranlar kız için endişelenmişti. Jongin de dahil.
Jennie kendine gelmeye çalışıp başını kaldırdığında Jongin, kızın yanaklarının ıslanmış olduğunu görmüştü. Jennie hızlıca yanaklarını silmeye çalışıp şarkıya devam etmek istemişti fakat dudaklarından art arda kaçan hıçkırıklar buna pek izin vermiyordu. Jennie bir yandan şarkıyı söylemeye çalışırken, bir yandan da ağlıyordu.
Jongin, kızın bu şarkıyla olan anılarını anımsadığını biliyordu. Jennie'yle ilk sevişmelerinde arkada bu şarkı çalıyordu ve o günden beridir bu şarkı, sayısız sevişmelerine ve ahlaksızca inlemelerine tanık olmuştu. Esmer oğlan, sahnede ağlayan kızın aklından neler geçtiğini tahmin edebiliyordu.
Jennie şarkıyı yarım yamalak bir şekilde tamamladığında stadyumdaki binlerce hayranlardan çığlıklar kopmuştu. Jennie gülümsemeye çalışarak hayranların önünde saygıyla eğildi ve daha fazla zaman harcamadan arka sahneye doğru koştu. Jongin tam da o anda, burada daha fazla kalamayacağını anladı.
Eski sevgilisi sahneden ayrılır ayrılmaz Jongin bel çantasına sıkıca tutunmuş ve şapkasını yüzüne daha çok indirerek çıkışı aramaya başlamıştı.
Esmer oğlanın kalbi ağırlaşmış, Jennie'yi öyle görünce ne yapacağını bilememişti. Buraya kafasını dağıtmaya gelmişti fakat kafası daha da dolmuştu. Jongin'in başı dönmeye başladığında pes etmiş ve duvarlardan birine yaslanmıştı.
Alnını soğuk duvara dayarken etrafındaki kızlardan gelen çığlıkları umursamayarak sakinleşmeye çalıştı. Etrafında oluşan kalabalığın farkındaydı bu yüzden biraz olsun nefes alabilmek için maskesini indirdi fakat bu daha çok çığlığın duyulmasına sebep oldu. Jongin elini kalbine koyarak dönen başıyla tekrar çıkışı aramaya çalıştı ama kalabalık buna izin vermedi.
Esmer oğlanın etrafında çığlıklar kopmaya devam ederken sonunda birkaç güvenlik görevlisi Jongin'in olduğu yere gelmişti. Görevliler kalabalığı dağıtırken Jongin koşarak stadyumdan çıktı.
Eğer biraz daha orada kalsaydı muhtemelen bayılır, paparazzilere bir haber konusu daha çıkmış olurdu.
Jongin şimdiden bu karışıklığı nasıl düzelteceğini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
washing machine heart
FanfictionKyungsoo, stajyerliğinden beri en yakın arkadaşı olan Jongin'e aşıktı. Fakat Jongin, bunun farkında değildi. Ve farkında olmadan da Kyungsoo'nun kalbini kırmaya devam ediyordu. ⚠️ sağlıksız ilişki, toksik karakterler, angst