Kyungsoo pratik sonrası Jongin'le konuşmak için hazırlanıyordu fakat oğlanın şirketten ayrıldığını fark etmişti.
Junmyeon'a sorduğunda oğlanın daha yeni çıktığını söylemişti. Kyungsoo üstüne bir ceket bile geçirmeden direkt otoparka inmek için asansöre binmişti.
Asansörden iner inmez arabasına doğru yürüyen Jongin'i gördüğünde oğlana seslenmişti. Jongin günlerdir onu görmezden geldiği ve onunla aynı ortamda bulunmaktan kaçındığı için Kyungsoo onunla konuşacak fırsatı bulamamıştı. Ama şimdi hazır Jongin bir yere kaybolmamışken onunla konuşmalıydı.
"Jongin! Bekle!" Kyungsoo tekrar seslendiğinde bu sefer Jongin onu duymuş ve arkasına dönmüştü. Jongin'in saçları ıslaktı ve şaşkın bir şekilde ona bakıyordu.
Esmer oğlan BMW'sinin önünde duruyordu. Sonunda Kyungsoo koşmayı kesmiş ve yavaşlamıştı. Nefesini düzene soktuktan sonra Jongin'e yaklaşmıştı.
"Konuşmamız gerek." Kyungsoo'nun dediği şeyin üstüne Jongin gergince gülmüştü. "Ne hakkında?"
Kyungsoo, Jongin'in sorduğu soruyla afallamıştı. Gerçekten de öpücüğün konusunu açmayı hiç istemiyordu.
"J-Jongin sen beni öptün. Bu hiç yaşanmamış gibi hayatımıza devam edemeyiz." Kyungsoo sessizce konuştuğunda Jongin arkasına bakınmış ve hyungunun kolundan sertçe tutarak onu arabasından uzaklaştırmıştı.
"Ve o gönderdiğin video-" Kyungsoo'nun sözünü kesen şey Jongin'in kolunu sertçe sıkması olmuştu. "Sana o videoyu yanlışlıkla gönderdiğimi söylemiştim hyung." Jongin, Kyungsoo'nun gözlerinin içine bakarak sertçe söylediğinde, Kyungsoo ürperek biraz geriye çekilmişti.
"Bana göndermek istemediysen kime gönderecektin Jongin? Karşında çocuk yok. Beni öptün ve g-gey olmadığını kanıtlamak için o videoyu gönderdin. İkimiz de yetişkin insanlarız, saçma şeylere başvurmayıp direkt yüzleşsek?" Kyungsoo uzaklaştıkça Jongin ona daha da yakınlaşıyordu. "Burada olmaz hyung. Jennie arabadayken olmaz." Kyungsoo yutkunarak Jongin'in arabasına baktı. Arkadan arabanın içi görünmüyordu ama yine de Kyungsoo sesini biraz daha alçalttı.
Kyungsoo, Jongin'in dediği şeyi görmezden gelmeye karar verdi. "Benden kaçıp durmasaydın daha düzgün bir şekilde konuşabilirdik." Sonunda esmer oğlanla konuşma fırsatını yakalamıştı ve her şeyi açığa çıkarana kadar da susmayacaktı. "O gece sarhoştun ve b-beni öpmüş olman o kadar normal ki... Bundan kaçmana gerek yok. Sarhoşken ben de aptal şeyler yapıyorum ve sırf ayık değilken beni öptüğün için bir gecede gey olacak değilsin Jongin," Jongin, Kyungsoo'nun kolunu sertçe tutmaya devam ediyordu. "Sadece... neden o videoyu gönderdiğini anlamadım. Kız arkadaşına hiç mi saygın yok? Bana pornonu göndermek yerine benimle yüzleşebilirdin. Beni öptün diye sana aşık olacak değilim ya." Kyungsoo son cümleyi söylerken gözlerini kaçırmıştı.
"Siktir ya," Jongin'in gözleri Kyungsoo'nun arkasında bir yere kaydığında, Kyungsoo da arkasını dönmüştü. Arabasının yanında bekleyen Insung'u gördüğünde Kyungsoo şaşırmıştı, bu kadar erken gelmesini beklemiyordu. "Beni dövmesi için erkek arkadaşını mı çağırdın bir de?"
Kyungsoo, esmer oğlana dönüp kaşlarını çatmıştı. "Insung hyung erkek arkadaşım değil." Kyungsoo kolunu oğlanın tutuşundan kaçırmıştı. "Aynen, kesin değildir." Jongin gözlerini devirmişti. Insung'un varlığı nedense esmer oğlanı daha da rahatsız etmiş ve sinirlenmesine neden olmuştu. Kyungsoo, oğlanın boynundaki damarların belli olduğunu fark etmişti.
"Jongin... ben şaka yapmıyorum. O gece sarhoştun ve sadece bir öpücükle gey olmadın, o yüzden bir çocuk gibi davranmayı bırak olur mu? Ayrıca o videoyu bana göndermen hiç hoş değildi. Çok değiştin..." Jongin artık Kyungsoo'ya bakmıyordu. "Benim bildiğim Jongin asla böyle bir şey yapmazdı. Jennie'ye saygısızlık ettin. Ama sırf ilişkiniz için susacağım ve hiçbir şey demeyeceğim." Kyungsoo hem gerginlikten hem de kısa kollu tişörtle eksi ikinci katta olduğu için titremeye başladığında bu Jongin'in dikkatini çekmişti. "Sadece bunu söylemek i-istedim." Dudakları da titriyordu.
"İlişkimizin tekrar garip bir hal almasını istemiyorum ve senin bana dürüst olmanı istiyorum. Sarhoşken her şey yaşanabilir ve beni gerçekten öpmek istemediğini de biliyorum." Kyungsoo kollarını vücuduna sarmıştı. Keşke, diye içinden geçirdi. Keşke gerçekten öpmek isteseydin. "Seni tanıyorum Jongin. Bir şeyleri görmezden gelmek ve saçma bahaneler üretmek yerine yüzleşmemiz daha iyi." Jongin bir kelime bile etmemişti. Yaptığı şey sadece üstündeki deri ceketi çıkarıp Kyungsoo'nun omuzlarına bırakmak olmuştu. Hyungunun üşümesini istemiyordu.
"H-Hayır, sorun değil-" Kyungsoo, oğlanın ceketini ona vermek istediğinde Jongin onu reddetmiş ve arabasının yanına dönmüştü. "Arkadaşının yanına git hyung." Kyungsoo sadece başını sallamış ve Jongin'in arabaya binişini izlemişti.
Jongin arabayı çalıştırıp otoparktan çıkmak için geriye doğru geldiğinde Kyungsoo, ön koltukta oturan Jennie'yi görmüştü. Sinirle bir şeyler söylüyordu ve yüzü asıktı. Jennie, Kyungsoo'yu gördüğünde ona ters ters bakmış, onu baştan aşağı süzmüş ve Jongin'e dönerek ona sinirle bağırmaya devam etmişti.
Pekala, Kyungsoo ilk defa Jennie'yi böyle görmüştü. Kız ona bir selam bile vermemiş ve gülümsememişti ki bu oldukça garipti. Kyungsoo'yla ne zaman karşılaşsalar en azından ona nazik bir şekilde gülümserdi. Kyungsoo daha çok üzülerek omuzlarını düşürmüştü. Eğer onun yüzünden ikili kavga ederse kendini çok kötü hissederdi.
Kyungsoo'nun gözleri dolduğunda beline sarılan kolları anca fark edebilmişti. Insung hyungu ona arkadan sarılırken Kyungsoo gözlerinden süzülen yaşları durduramıyordu. Günlerdir her şeyi içine atıyordu ve Jongin'le konuşmasının ardından birden içini boşaltmak istemiyordu.
"Neden ağlıyorsun bebeğim?" Insung yumuşak bir şekilde konuştuğunda Kyungsoo sırtını adamın göğsüne bastırmıştı. Nereden başlamalıydı? Sevdiği adamın onu öpüp görmezden gelmesinden mi, yoksa sevgilisini becerdiği videoyu ona atmasından mı başlamalıydı? Oh, büyük ihtimalle Jongin ve Jennie'nin kavga etmesine neden olduğunu söylemesine gerek var mıydı?
"Şu Jongin denen oğlan mı ağlattı seni?" Insung, Kyungsoo'nun uzamış kaküllerini kulağının arkasına sıkıştırmıştı. "Eğer istiyorsan onunla konuşabilirim." Kyungsoo, Insung'un 'konuşmak' derken ne demek istediğinin farkındaydı ve direkt ona dönmüştü. "Sakın hyung." Yanaklarından süzülen yaşlara rağmen Kyungsoo sertçe konuşmuştu. "Ona dokunma."
Insung, Kyungsoo'yla arasındaki mesafeyi azaltmıştı. "Sana ne kadar kaba davrandığının farkında mısın? Ben burada olmasaydım sana elini bile kaldırırdı şerefsiz-" Kyungsoo, Insung'un sözünü kesmişti. "O öyle biri değil, asla yapmaz bunu." Insung, Kyungsoo'nun onu ağlatan birini nasıl şiddetle savunduğunun farkındaydı. Kaşları çatıldı ama bu konu hakkında bir yorum yapmadı.
Insung iç çekti ve gözleri Kyungsoo'nun omuzlarındaki deri cekete gitti. Kyungsoo'nun omuzlarından ceketi almak istediğinde Kyungsoo cekete sarılarak bunu engellemişti. Insung gözlerini tekrar Kyungsoo'nun dolu gözlerine çıkarıp yanağını okşadı. "Seni yemeğe çıkarayım bebeğim, hm? Biraz neşelenirsin." Kyungsoo gözlerini silip yanağındaki eli çekmişti. Yemek bile onu heyecanlandıramadığına göre durum oldukça ciddiydi.
Kyungsoo basitçe başını sallayıp Insung'un arabasına doğru yürümeye başladığında Insung onu arkasından takip etmişti.
Restorana olan yolculuk boyu Kyungsoo bir kelime bile etmemişti. Insung onu konuşturmaya çalışıp bir şeyler sorduğunda bile ya hımlamış ya da başını sallamıştı. Kyungsoo istese de istemese de Insung gidecek ve Jongin denen çocukla konuşacak ve ona Kyungsoo'yu ağlattığı için iyi bir ders verecekti, sonu nasıl biterse bitsin.
Oğlanın Kyungsoo'nun grup arkadaşı olması falan umurunda değildi. Eğer birisi Kyungsoo'yu üzerse Insung hiçbir sınır tanımazdı.
─
sizce fic nasi gidioo 🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
washing machine heart
FanficKyungsoo, stajyerliğinden beri en yakın arkadaşı olan Jongin'e aşıktı. Fakat Jongin, bunun farkında değildi. Ve farkında olmadan da Kyungsoo'nun kalbini kırmaya devam ediyordu. ⚠️ sağlıksız ilişki, toksik karakterler, angst