Jongin, Jennie'yle barışıp seviştikleri günün sabahı yurda geldiğinde kesinlikle yatağında Kyungsoo'nun yatıyor olmasını beklemiyordu.
Kyungsoo küçük, masum bir çocuk gibi yatağına uzanmıştı, kafasının altında kendi yastığı varken kollarının arasında esmer oğlanın yastığı vardı. Kyungsoo, Jongin'in yastığına sımsıkı bir şekilde sarılıyordu.
Jongin duraksadı. Açtığı kapı yavaşça kapanırken olduğu yerde kalakalmıştı.
Hyungu üstündeki bol beyaz tişörtüyle o kadar tatlı duruyordu ki, Jongin yutkunmak zorunda kaldı. Bel çantasına sıkıca tutunarak gözlerini yatağında yatan hyungundan ayırmadı ve yatağının kenarındaki koltuğuna yaklaştı.
Yavaşça koltuğa oturdu ve çantasını bir kenara koydu. Bütün bunları yaparken gözleri hep Kyungsoo'nun üzerindeydi.
Minik hyungunun göğsü yavaşça inip kalkıyordu. Derin bir uykuda olmasına rağmen sıkıca tutunduğu yastığı asla bırakmıyordu. Kyungsoo'nun üstünü örten hiçbir şey yoktu ve açık olan klima direkt çıplak bacaklarına vuruyordu ve Jongin, hyungunun hafifçe titrediğini gördü. Bu yüzden klimanın kumandasını alarak derecesini yükseltti ve Kyungsoo'nun üstüne bir battaniye örttü.
Jongin kalktığı koltuğa tekrar oturmak yerine yatağın hemen kenarına dizlerinin üstüne çöktü.
Kolunu yatağın üstüne koyarak çenesini koluna yasladı ve huzurlu bir şekilde uyuyan hyunguna gözlerini dikti.
Çok güzeldi.
Jongin titrek bir şekilde nefes verdi. Elinin altındaki çarşafı kavrayarak sıktı ve Kyungsoo'ya doğru daha çok eğildi.
Oyuncak bir bebek gibiydi. Kirpikleri uzundu, burnu küçücüktü ve o öpülesi dudakları şu an daha şişti. Tombul yanakları kızarmıştı, Kyungsoo yan tarafına yattığı için daha da tombul gözüküyordu.
Jongin yavaşça elini kaldırdı.
Esmer oğlanın eli, Kyungsoo'nun gözünün önüne düşen ve onu rahatsız eden kaküllerini bulmuştu. Yavaşça hyungunun kaküllerini kulağının arkasına sıkıştırdı ve Kyungsoo'nun bebek şampuanı kokan saçlarını okşamaya başladı.
Hyungunun saçları yumuşacıktı ve her okşadığında etrafa bebek şampuanı kokusu yayılıyordu. Jongin fark etmeden yüzünü Kyungsoo'nun yüzüne daha da yaklaştırmıştı.
Jongin'in eli, Kyungsoo'nun yüzüne kaydı. Tombul yanağını avuçladıktan sonra onu rahatsız etmeyecek bir şekilde yanağı sıkmıştı. Kyungsoo hafifçe burnunu kırıştırınca Jongin, hyungunun uyanmasından korktu ve bu yüzden elini geriye çekti ama hyungu uyanmamıştı. Esmer oğlan rahatlamayla tekrar elini Kyungsoo'nun yanağına koydu.
Jongin derin bir nefes alarak elini Kyungsoo'nun dudaklarına indirdi.
Alt dudağı hafifçe okşadı ve parmaklarının arasında hyungunun canını acıtmayacak bir şekilde sıktı. Daha sonra alt dudağını çekiştirerek Kyungsoo'nun dudaklarını aralamasını sağladı.
Jongin'in kalbi resmen dudaklarında atmaya başlamıştı. Kyungsoo'yu öpmek istiyordu.
Esmer oğlan dudaklarını birbirine bastırdı ve Kyungsoo'nun dudaklarını parmakları arasında sıkıştırdı. Oluşan tatlı görüntüyle Jongin hafifçe kıkırdamıştı. Kyungsoo şu an, her zamankinden daha çok öpülesi duruyordu.
Jongin, hyungunu öpmek istiyordu fakat bunu yapamazdı. Kyungsoo hyungu şu an savunmasızdı ve bunun istismar olduğunu biliyordu, bu yüzden elini dudaklarından çekti. Kyungsoo'yu her ne kadar öpmek istese de, bunu yapamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
washing machine heart
FanfictionKyungsoo, stajyerliğinden beri en yakın arkadaşı olan Jongin'e aşıktı. Fakat Jongin, bunun farkında değildi. Ve farkında olmadan da Kyungsoo'nun kalbini kırmaya devam ediyordu. ⚠️ sağlıksız ilişki, toksik karakterler, angst