Kyungsoo, başını altındaki adamın çıplak göğsüne yaslayıp omzuna daireler çizmeye başladı.
"Son görüşmemizin üstünden uzun zaman geçmesine rağmen bugün dikkatin bende değildi," Kyungsoo iç çekti ve tırnaklarını adamın omzuna bastırdı. "Ne oldu Kyungsoo?"
Kyungsoo cevap vermeyince adam, oğlanın çenesinden tutup ona bakmasını sağlamıştı. Kyungsoo uzun kirpiklerini kırpıştırarak derin bir nefes aldı.
"Sadece aklım çok dolu Insung hyung," Yanağını tekrar adamın göğsüne yasladı ve adamın ona şefkat dolu bir şekilde bakışını görmezden gelmeye çalıştı. "Bugün sana odaklanamadığım için üzgünüm." Kyungsoo adamın üstünden kalkmış ve yatağın kenarına oturmuştu.
Üstüne iç çamaşırını giyerken Insung da doğrulmuştu. "Bu gece kalmayacak mısın?" Kyungsoo'nun eline uzandığında oğlan, onun elini ittirmişti. "Sabah Baekhyun'la buluşacağım." Insung'un bakışlarını görmezden gelmeye devam edip dizlerine kadar çektiği iç çamaşırını kalkarak düzgün bir şekilde giymişti.
Kyungsoo, Jo Insung'la tanıştığı ilk günü hatırlıyordu. Adam idolüydü ve onunla aynı dizide rol alabilme şansının olduğunu öğrendiğinde, seçmelerde elinden geleninin en iyisini yapmıştı. Rol için o seçildiğinde, Kyungsoo neredeyse sevinçten ağlamıştı. Çünkü Jo Insung'a küçük yaşlarından beri hayrandı.
Insung hyungu dizi çekimleri sırasında ona çok nazik bir şekilde davranmış, her konuda yardımcı olmaya çalışmıştı. Çekimler sırasında çok yakınlaşmış ve arkadaş olmuşlardı. Bir iki yıl boyunca arkadaşlıktan ötede bir ilişkileri yoktu fakat 2016'da ikisinin de sarhoş olmasıyla beraber, bir beraberlik yaşamışlardı.
Doğru konuşmak gerekirse, Kyungsoo, Insung hyungunun ona her zaman farklı bir şekilde baktığının farkındaydı. Sadece bunu dile getirmemişti. İlk zamanlar bu her ne kadar hoşuna gitmese de, onunla seviştikten sonra bunun biraz da olsa hoşuna gittiğini fark etmişti. O geceden sonra uzun bir süre Insung'la konuşmamıştı, fakat tekrar birbirlerini gördüklerinde, Insung, dudaklarına yapışmıştı. Kyungsoo da onu durdurmamıştı.
Adamın ona verdiği ilgiden hoşlanıyor, sevişmek istediğinde de onu asla geri çevirmiyordu. Insung hyungu onun için birnevi bir stres atıcı olmuştu. Hala arkadaşlardı, sadece artı olarak ara sıra da seks yapıyorlardı. İlişkileri bundan öte değildi ve bu ikisini de rahatsız etmiyordu. Hatta Insung hyungu biraz da olsun Jongin'i kafasından çıkarmasına yardımcı olduğu için Kyungsoo mutluydu. Kyungsoo'nun ne zaman kalbi kırılırsa, kendini Insung'un evinin önünde bulurdu.
Kyungsoo kapüşonlusunu da üstüne geçirdikten sonra Insung hyunguna gülümseyip telefonunu komidinden aldı. "İyi geceler hyung." Insung, Kyungsoo'yu öpmek için ona uzandığında Kyungsoo kafasını yana çevirmiş ve öpücüğünün dudakları yerine yanağına konmasını sağlamıştı.
Kyungsoo lüks daireden çıktığında iç çekti. O kadar boka batmıştı ki, seks yapmak bile kafasını dağıtamıyordu.
Zihni Jongin, Jongin ve Jongin diye bağırıyordu. Asansöre binmeden önce maskesini ve şapkasını takıp rezidanstan çıkar çıkmaz en yakın büfeye doğru yürümeye başlamıştı. Tanınmayacağından emin olduktan sonra bir paket sigara almış ve uzun zaman sonra ilk defa bir sigara yakmıştı.
Kyungsoo çok sık sigara içmezdi. Sadece çok stresli ve araya ihtiyacı olduğu zamanlar birkaç tane içerdi fakat şimdi birkaç taneyle yetineceği sanmıyordu. Sigara dumanını içine çekip sonuna kadar içtiğinde, izmaritini yere atıp ayakkabısının altında ezdi.
Bir taksi çevirip bindi ve yurdun adresini verdi.
────────
Kyungsoo birkaç tane sigaranın yetmeyeceğini söylediğinde, gerçekten ciddiydi. Çünkü şu an önündeki görüntüyle bir değil iki üç paket bitirme isteğiyle dolup taşmıştı.
Yanında oturan Baekhyun'u süzüp ona daha çok yaklaştı. Dudaklarını kulağına dayayarak önünde oynaşan çifti görmezden gelmeye karar verdi. "Konserde de yanımızda olmak zorunda mı?"
Baekhyun, Kyungsoo'nun dediği şeyle hafifçe gülümsemişti. Bu kızın 7/24 yanlarında olmaları artık onunda canını sıkmaya başlıyordu. Kyungsoo dudaklarını büzdü. "Şirket hiçbir şey demiyor mu? Neden Jongin nereye gitse bu kız da onunla beraber gidiyor?" Kollarını göğsünde birleştirip önünde açık olan çantasının içindeki sigara paketine gitmişti gözleri. Şimdi birkaç tane içmek için balkona çıksa fark edilme olasılığını düşündü.
Jongin, Jennie'yi kucağına oturtturup kafasını kızın göğsüne yasladığında Kyungsoo titrek bir nefes vermiş ve çantasındaki pakete uzanmıştı. "Sikerler." Baekhyun'un onu kısık bir sesle azarlamasını görmezden gelip dinlenme odasındaki küçük balkona çıkmıştı.
Kyungsoo küçük balkona çıkar çıkmaz bir sigara yakmıştı. Hava oldukça soğuktu ama bunu görmezden geldi. İçerideki çiftin oynaşmasını izlemektense, soğuk havaya maruz kalır ve en kötü ihtimal donarak ölürdü.
İkinci sigarasını yakmak için pakete uzandığında elinin üstüne konulan elle Kyungsoo kaşlarını çatmıştı. Esmer elin kime ait olduğunu gördüğünde ise, Kyungsoo'nun kaşları daha sert bir şekilde çatılmıştı. "Hyung." Jongin yumuşak bir şekilde konuşmuştu. Kyungsoo oğlanla gözlerini birleştirdi.
"İçme şunu." Kyungsoo gözlerini devirdi. "Sen içebiliyorsun da ben neden içemiyorum Jongin?" Jongin paketi eline almış ve cebine atmıştı. "Aynı şey değil. Sen sadece bir dal bile içsen günlerce öksürüyorsun. İçme." Kyungsoo soğuktan akan burnunu çekmiş ve düz bir ifadeyle yüzünü inceleyen Jongin'e bakmıştı.
"Ama içmek istiyorum." Kyungsoo gözlerini tepeye yükselmiş olan aya çevirdi. Kollarını korkuluklardan sarkıtarak Jongin'in varlığını görmezden gelmeye karar vermişti. Fakat oğlan, içeriye dönmemekte ısrarcı gibiydi.
Jongin de aynı onun gibi korkuluklara yaslandığında, omuzları birbirine değmişti. "Ters giden bir şeyler var hyung. İyi değilsin ve nedenini bana anlatmıyorsun."
Kyungsoo alayla güldü. Jongin'den uzaklaşarak tekrar odaya girmeden önce dudaklarından dökülen tek sözcükler; "Kız arkadaşından bana zaman ayırabilirsen belki o zaman anlatabilirim." olmuştu.
Sahneye çıktıklarında, Kyungsoo, Jongin'in gözlerini ondan ayırmadığının farkındaydı. Fakat Jongin ona peçete uzattığında bile oğlanı görmezden gelmiş, ya Chanyeol'un uzattığı peçeteleri almış ya da gidip kendisi almıştı.
Performans sergilerlerken bile koreografinin dışına çıkıyor, Kyungsoo'nun yanında olabilmek için her şeyi yapıyordu. Fakat bu, Kyungsoo'nun, Jongin'i affetmesi için yeterli değildi.
Saatler sonra hayranların atacağı tweetleri şimdiden tahmin edebilse de, hiçbiri umurunda değildi. Jongin'in onunla günlerce konuşmaması ve sonra birden ortaya çıkıp onu umursuyormuş gibi yapması Kyungsoo'ya artık komik geliyordu.
Konser bittiğinde, Kyungsoo hızlıca üstünü değiştirmiş ve çantasını sırtına takmıştı. Baekhyun'un bindiği arabaya binecekken o arabanın dolu olduğunu öğrenmişti. İkinci arabaya bindiğinde, Jongin'in kucağında Jennie'yle onun olduğu arabaya doğru yürümesini izlemişti.
İç çekerek önüne dönmüştü. Jongin arka koltuğa uyuyan Jennie'yi oturtturduktan sonra kendisi Kyungsoo'nun yanına oturmuştu. Kyungsoo gözlerini kapatarak uyuyor numarası yapmaya karar vermişti çünkü Jongin'le gerçekten konuşmak istemiyordu.
"Hyung." Jongin birkaç saat önce kullandığı aynı ses tonuyla konuştuğunda, Kyungsoo onu görmezden gelmişti. Jongin, Kyungsoo hyunguna uzanmış ve çenesinden tutup yüzünü ona döndürmesini sağladığında hyungunun gözlerinin kapalı olduğunu görmüştü. Nefes vererek geriye çekildiğinde Kyungsoo tekrar başını koltuğuna yaslamıştı.
Her ne kadar çok onunla konuşmak istese bile, bu sefer kendine engel olmaya çalışacaktı. Çünkü Jongin her defasında kalbini kırıp tekrar tekrar özür dilemekten başka bir şey yapmıyordu.
─
off nasi gidio fic sanki bi siler eksikmis gibi hissediom 😔😔 lutfen dusuncelerinizi soyleyin 💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
washing machine heart
FanfictionKyungsoo, stajyerliğinden beri en yakın arkadaşı olan Jongin'e aşıktı. Fakat Jongin, bunun farkında değildi. Ve farkında olmadan da Kyungsoo'nun kalbini kırmaya devam ediyordu. ⚠️ sağlıksız ilişki, toksik karakterler, angst