~5~ "Hafızana Kazı"

84 24 8
                                    

Dişler boynuma değdiği anda ses tellerimi koparacak derecede bağırmaya başladım.

"İmdat! Yardım edin!"

Yüzümün her yerini kaplayan sivri tırnaklı parmaklar bağırmamı engelliyordu,işim fena bitmişti gözlerimden akan yaşlar yüzümdeki çizikleri acıtmaya başlamıştı. Çırpınmam hiçbir şeyi ifade etmiyordu.

Ve sanki o an zaman durdu.Bedenime karanlık gibi çöken beden patlama sesinden hemen sonra yeri boylamıştı,elinde gümüşten silah tutan adam yerdeki yaratığa silahı doğrultuyordu
ve bu kişi bizim ters adam rolü oynayan profesörden başkası değildi. Kabul etmek gerekirse bana bile bu kadar sinirli davranmıyordu .

Yerdeki yaratık acı çekerek ayağa kalkmaya çalıştı bir dakika,onu bacağından mı vurmuştu ?Ne yalan söyleyim hiç üzülmemiştim. Yaşadığım şokla ben de yere oturmuştum az önce olanların hepsi bir rüyaymış gibiydi şu an .Ben nefeslerimi düzenlemeye çalışırken profesörün gür sesi koridorda yankılanmaya başlamıştı.

"Git burdan! Geriye kalan tek şey cansız bedenin olur yoksa."

Yerdeki adam sürünerek profesör'ün ayaklarına doğru ilerledi az önce beni öldürmeye çalışırken şimdi niye köle gibi davranıyordu? Sadece benden de daha üstün birisi olduğu için mi ? Ya da tüm olay silahtadır.

Bacaklarına sarılıp sürekli özür cümlelerini tekrarlıyordu,benim önemli ve değerli biri olduğumu bilmediğini söylüyordu. İyi de ben zaten öyle biri değilim ayrıca az önceki şizofren varlık gitmiş yerine yer temizliği yapan paspas gelmişti.

Profesör daha da sinirlenip kafasına silahı dayayıp şöyle dedi;

"Dua et seni öldürmedim ama bu hep yaşayacağım anlamına gelmez.Şeytani bakışlarını bana çevirip beni kafasıyla işaret etti ve sonra uzun bir süre anlam veremeyeceğim o kelimeyi söyledi.

"Bu yüzü hafızana kazı,o senin değil sen onun onun avı olacaksın, sadece bekle seni ben değil o öldürecek bu yüzden, (baş ve işaret parmağıyla ağzına gülümseme işareti yapıp )"son günlerini gülümseyerek yaşa."dedi ve ardından kendisi de hafifçe güldü. Yok ben bunun da psikolojisinden şüphelenmeye başladım ama hadi bakalım.

"A-ama efendim."

"GİT BURDAN!"

Tuhaf görünümlü adam sendeleyerek ayağa kalktı ve ağzımı beş karış açık kalmasını sağlayacak o şeyi yaptı gözümüzün önünde birden kayboldu Yani hayır hayır koşarak gitti anlamında değil... Buhar olup uçtu bildiğin ışınladı o anda.Dapne'nin dediği geldi aklıma "Burda herkesin özel güçleri var." Ama ben bunlardan birinin ışınlanmak olacağını tahmin edememiştim haliyle.

Ben hâlâ yerde otururken az önce sinirden gözü dönen adam sağ elini bana uzatmış öylece bakıyordu, gözleri sanki bana "Kalksana ne bakıyorsun"der gibi emir veriyordu şansıma ben emir veren kişilerden nefret ederdim (her ne kadar kendim de yapsam bile).

Elini tutmadan duvardan destek alarak ayağa kalktım onun yaptığı şey ise göz devirip dişlerini sıkmak oldu
O sırada gözleri sargısı parçalanmış olan elime takıldı gözlerini kısıp bakışlarını kaçırdı ne yani kandan tiksiniyor olamazdı demi, ben kimseye güvenemiyordum artık.Ve en sonunda sessizliği ilk bozan kişi ben olmuştum,sonuçta dört saatlik bol bakışma sahneli film çekmiyorduk burda.

"Neden kurtardın beni nefret ediyor gibi bir halin vardı oysa,ne güzel senin yapamadığını o yapacaktı."

"Ne? Sen cidden iyi değilsin."

"Ha şunu bileydin."

"Birincisi sana asla zarar vermek istemedim bunu isteseydim kolaylıkla yapardım,ikincisi seni tanıdığım andan beri başıma sadece belasın.

 °~SİYAH AY~°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin