one

2K 30 5
                                    

Başlama tarihinizi yazar mısınız?

...

kulaklığımı kimseye göstermeden kulağıma takmaya çalışırken bugün okulun kaçıncı günü olduğunu hatırlamaya çalışıyordum. okul dün açılmış gibi his var ama tahtada yazan günün tarihine bakınca tam 46 gün geçmiş. olağan hızda geçen zaman diliminde başardığım tek şey bütün kızları kıskandırmak, kışkırtmak, sinirlendirmek olmuştu. okul koridorlarında gezerken hissettiğim yanlızlık artık beni korkutuyordu. okulun 46. gününün 3. teneffüsünde de yanlız geçmem gereken koridora baktım.

şimdi 2 saat boş vaktim vardı. kalan 45 günde yaptığım şeyler neydi? önce odama gidip duş alırdım sonra yemekhaneye geçip ıssız köşede kitap okurken yemeğimi yemeye çalışırdım. evet, yatılı okulun öğrencisiydim.

koridordan kulağıma çalınan uğultuların sesini bastıramayan kulaklıklarımı çıkardım. giydiğim kısa eteğin uzunluğunda olan fermuarı açık eşofman üstümün cebinde olan kutunun içindeki şeye başlayıp başlamamak konusunda kararsızdım.

Yangın merdivenlerinin kapısını açmamla yüzüme vuran sigara kokusundan aldığım zevkle içeri girdim. Kızlar, oğlanlar ve de sevgililer ya öpüşüyor, ya ihtiyaçlarını gideriyor ya da sigara içiyorlardı.

Kenardan geçerek kalabalık olan ortamdan biraz uzaklaşıp üst katlara çıkmaya başladım. 6 katlı okul binasında sadece 5. Kat sakindi. 6. kata çıkmayı düşünmedim bile çünkü neler görebileceğimi düşünmek beni tedirgin etmişti. Merdivene oturup cebimdeki kutuyu çıkardım.

Marlboro sigarası parmaklarımın arasında duruyorken verdiğim karardan pişman olmayacaktım. Sigaraya başlıyordum.

Marlboro'nun kutusu kırmızı ve beyazın mükemmel uyumuyla ve logosuyla çok güzeldi. Emin olduğum konu vardı ki ben sigarayı kutusuna göre seçmiştim, içtiğim içkileri de şişelerine göre seçiyordum. İçki içecek ve sigaraya başlayabilecek bir yaşta asla değildim ama kendime bu kötülüğü yapmayı seçeli çok oluyordu.

Special blend yazan yazının üstünde tırnaklarımı gezdirdim ve daha fazla beklemeden sigara kutusunu açtım ve filtreli sigarayı alıp iki dudağımın arasına bıraktım.

Çakmakları çok severdim. Öyle ki koleksiyonunu yapardım. Ve ilk sigaramı da favori çakmağım olan dragonla yakmak istiyorum. Kapaklı siyah ve gerçek altından olan çakmağın üstünde ejderha yüzü vardı.

Sigaradan derin nefes alıp vermeden biraz bekledim. Bu inanılmaz bir duyguydu. Keyfim yerine gelmiş ve telefonuma uzanıp slow müzik açmıştım. Gözlerimi kapatıp parmaklarımın arasındaki sigarayı ağzıma götürdüm.

"Hey," dedi bir ses. Keyfimin içine edeni merak ettiğim için gözlerimi açtım.

"Ne var?" Dedim karşımda bir erkek görmenin verdiği şaşkınlığı ele vermeden. İki eli cebinde biraz eğilmiş, yüzünde küçük gülümsemeyle bana bakıyordu.

"Sigarandan birkaç dal versene. Ben de ondan içiyorum." Dedi sol elimde sıkıca tuttuğum sigara kutusuna bakarak. Eğildiği sırtını dikleştirip uzun boyuyla karşıma dikildi.

"Yok ya." Dedim alaylı ifadeyle. Sigaramı cebime geri sakladım. Paylaşımcı biri değildim. Benim için değerli olan ve sevdiğim eşyalara karşı da üst seviye bir koruma güdüsü vardı içimde.

"Ver işte. N'olacak?" Dedi ısrarla. Dudaklarımı ısırıp ona baktım. Gözüm hiç tutmamıştı bunu. Hem neydi bu ısrar?

"Karşılıksız birşey yapmam." Dedim. Kararlı bakışlarım kahve gözlerine odaklandı. Gerçekten de yapmazdım. Çok bencil biriydim, kabul ediyordum. Ama böyle yetişmek benim tercihim değildi.

Ha-zel & Tecessüs | ♥︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin