Yüzündeki yara izinden dolayı herkes tarafından lanetli olarak anılan Presn Park Jimin...
Çocuğunu ve eşini kaybedip hayata olan tüm umutlarını yitiren Kral Jeon Jungkook...
"...yara izini kusursuz kılmış güzel çehren Portakal çiçeğim"
{Jikook}
{Mpr...
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Bakın yapmazsanız bu sefer giderim ve hiç dönmem.
Zaten wattpadı temenli silmenin eşiğindeyim...
Neyse. Zorla yorum atmayın ama. Gönlünüzden geldiği yere.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben bu adama aşığım tamam mı?
Ama kendime gelmeliyim. Senin kocan var kızım! Yungi'n var senin🥺🧚♀️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
“Portakal çiçeğim bak elbisen dar sanki? Bebeklerimiz sıkışmasın içeride?”
Jimin gözlerini devirip oflarken “Yaa Jungkook kaç kez ‘hayır’ dedim? Elbise dar değil. Üzerime tam oldu. Sadece karnımı tamamen sardığı için öyle gözüküyor” demişti.
Alfa onun alnına öpücük dizerken şiş karnını okşamıştı. Hissettiği tekmelerle kıkırdarken Jimin de ona eşlik etmişti.
“Onlar çok haylaz olacak” diyerek gülümsediğinde Jimin “Bebeklerimiz çok uslu bir kere tamam mı?” demişti. Jungkook itiraz etmeden başını sallamıştı. Aksi olursa 2 gün trip yiyecekti.
Omega’yı kucağına alıp odadan çıktıklarında bahçeye yönelmiştiler. Bugün büyük gündü. Prens Jeon Jung Hoseok Prenses Park Jiwoo ile evlenecekti.
Düğün törenine bir sürü konuk gelmişti. Jinkyun ve Jia oldukça mutluydular. Son beşikleri de artık yuva kuruyordu.
İki Kral bahçeye adım attıklarında alkış tufanı kopmuştu. Bu ikili halkın gözdesiydi resmen.
Jeon Kralları onlar için ayrılan baş köşeyi es geçip arkadaşlarının yanına ilerlemiştiler Jimin’in isteğiyle. Herkes hayranca onlara bakıyordu.
