17

1.8K 165 167
                                    

bey💙
duragin onundeyim
bekliyom

5 dk bekle geliyom
(görüldü)

Jisung şapkasını da taktıktan sonra cüzdanını ve anahtarlarını cebine atıp evden çıkmıştı. Daha fazla gecikip ilk buluşmadan Minho'yu bekletmemek için ayakkabılarını asansörde giymeye karar vermişti.

Evet, bugün ilk datelerine çıkıyorlardı ve Jisung fazlasıyla heyecanlıydı. Minho'yu zaten her gün okulda görüyordu fakat yine de sadece ikisinin birlikte olup gezeceği gerçeği onu geriyordu. Yine de bu gerginlik hoşuna gitmişti.

Apartmandan çıkıp koşar adım evin karşısındaki durağa geçtiğinde gördüğü beden yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirmesine neden olmuştu. Büyük ihtimalle sıcak yüzünden çıkardığı maskesine yelpaze görevini gördürüyor ve ayağıyla yerdeki taşı ileri geri ittirerek oynuyordu. Şirin gelmişti Jisung'a. Düşünmeden koşarak yanına gitmiş ve kollarını boynuna sarıp sıkıca sarılmıştı. Daha dün okulda görmesine rağmen özlediğini hissediyordu.

Minho ani gelen atak yüzünden korksa da hemen kendini toparlayıp bu güzel sarılışa gülerek karşılık vermiş hatta Jisung'un açıkta kalan boynuna küçük bir öpücük kondurmuştu. "Bir an pişeceğim sandım. Bak koluma kıpkırmızı oldu." Küçük çocuklar gibi söylenerek kolunu göstermesi Jisung'un içinde onu yeme isteği uyandırıyordu.

Gösterdiği koluna -hiçbir kızarıklık olmayan koluna- bakıp güldü. Kolunun üst tarafını öptükten sonra kafasını kaldırdı dudak büzmüş gence. "Geçti mi kızarıklığı?" Minho göz ucuyla öpüldüğü yere baktıktan sonra kolunu Jisung'un omzuna atmış ve kendine çekip saçlarının arasına bir öpücük bırakmıştı. "Hmm, geçti. Öpmesen az daha ölecektim."

Jisung konuşmanın saçmalığına gülerken birlikte otobüs beklemeye başlamışlardı. Şanslılardı ki çok beklemelerine gerek kalmamış ve gelen otobüsün arka koltuklarına yerleşmişlerdi. Jisung tereddütle telefondan gidecekleri yeri arayan Minho'ya bakınmıştı. "Biliyorsun değil mi nasıl gidileceğini?"

Minho, sanki çok ayıp bir şey söylemiş gibi sevgilisine baktı. "Duymamış olayım güzelim. Avucumun içi gibi bilirim ben buraları, sadece karaokeye gitmedim daha önce. Ondan bir bakayım dedim."

Jisung gülerek başını yanındakinin omzuna yaslamış ve beraber bakmışlardı haritaya. Gösterilen durağa geldiklerinde el ele inmiş ve navigasyonun tarif ettiği yönde yürümeye başlamışlardı. Minho şaşkın şaşkın etrafına bakınırken Jisung gözüne çarpan renkli karaoke tablosunu gördüğünde "Buldum!" diye bağırıp Minho'yu o tarafa doğru çekiştirmişti. Şimdi ise sadece eğlenecekleri kısım geliyordu.

İki saatlik bir bilet alıp onlara özel odaya gittiklerinde bir saniyelerini bile boş geçirmeden şarkı söylemişlerdi. Minho, Jisung'u sadece bir veya iki defa şarkı söylerken duymuştu o da bir şeylerle uğraşırken mırıldanma tarzındaydı. Ancak Jisung, Minho'yu daha önce hiç şarkı söylerken duymamıştı ve şimdi sesini duyduğunda cidden kutsandığını hissetmişti.

Sırayla istedikleri şarkıları açarken son açtıkları şarkı Die For You olmuştu.

I'm findin' ways to articulate the feelin' I'm goin' through
I just can't say I don't love you
'Cause I love you,

Elleri kenetli, gözlerini birbirlerinden çekmeden aynı anda şarkıyı söylerken ikisinin de düşündüğü tek şey bu zamana kadar yaşadıklarıydı. İlk konuşmaya başladıkları zamanlar, aniden yakınlaşmaları, uzaklaşmaları, yanlış anlaşılmalar, birbirlerine açılmaları ve şu an. Yaşarken uzun geliyordu tüm bu zaman fakat sadece birkaç aydan ibaret olduğunu fark ettiklerinde 'vay be' diyorlardı. Vay be.

Close |MINSUNG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin