5

2.2K 236 59
                                    

"Hocam sınıfa çıkabiliyor muyuz?"

"Çıkın ama koridorda dolaşmayın."

Dörtlü hocalarını onaylayıp yavaş adımlarla bahçeden sınıfa doğru çıkmaya başlamışlardı. Dersleri bedendi ve hava dışarıda durmaları için fazlaca soğuktu. Onlara göre sınıfta oturmak daha cazip bir fikirdi. Changbin, Felix'i kolundan tutup yanına çekerken, "Kantine gidelim. Bir şey istiyor musunuz?" demişti diğerlerine. Jisung sadece su istediğinde ikili kantine inerken Chan ve Jisung sınıfa çıkmışlardı.

Uzun koridordan geçerlerken Jisung kapının önünde Minho ve Hyunjin'i görmüştü. Koridor peteğine yaslanmış gülüşerek bir şeyler konuşuyorlardı. Jisung bu sıralar onun fazla yavşak davrandığını düşünüyordu açıkçası. Sergilediği flörtöz tavırlar sadece bir kişiye olsa vardır bir bildiği der geçerdi elbet ancak kim olduğu fark etmeksizin herkese aynı ilgiyi göstermesi onu yavşaktan başka bir şey yapmıyordu Jisung'un gözünde.

Yine de ona bulaşıp, laf atması hoşuna gitmiyor değildi... İçten içe bunu bilse de asla arkadaşlarına söylemezdi bunu.. Dile getirdiği an kendi de kabul etmiş olurdu ondan hoşlandığını.

Chan'la sınıfın kapısına geldiklerine Minho sırıtarak kapının önünde durmuştu. "Hoca dedi ki Jisung sınıfa çıkamazmış," dediğinde Jisung kapıyı açmak için elini kapının koluna uzatmıştı ama Minho önüne geçip engellemişti onu. "Boş yapma Minho, çekil."

Neden terslediğini bilmiyordu.. Dersek yalan olurdu aslında. Jisung belirsizlikten nefret ederdi. Ya açık açık belli edecekti aralarındaki şeyi ya da hiç bulaşmayacaktı. Böyle ucuz flört numaraları başlarda hoşuna gitse de bir süre sonra sinirini bozmaya başlamıştı.

Minho asla istifini bozmazken gülerek kapıdan çekildi ve az önce yaslandığı kalorifere yeniden yerleşti.

Chan önden giden Jisung'u kafası karışmış şekilde izlerken gerçekten arkadaşının hareketlerine anlam veremiyordu. Bir ders Minho'nun aşkından ölürken diğer ders çocuğu tersliyordu. Garip davranıyordu. Jisung'u daha önce hiç böyle görmemişti açıkçası.

Sırasına oturup sırtını duvara yaslayan arkadaşının yanına oturdu. "Kafayı yedin herhalde artık," dedi, başka türlü durumu ifade edememişti. Jisung kaşlarını çatarak baktı ona. "Ne diyorsun?"

Chan kısaca sınıfa göz gezdirdiğinde Minho'nun birkaç arkadaşının burada olduğunu gördü bu yüzden kafasını biraz karşısındaki çocuğa uzatıp sesini alçalttı. "Diyorum ki, dengesiz piç gibi davranmayı bırak. İstiyorsan istiyorum, istemiyorsan istemiyorum, de. Bu kadar basit."

Jisung başta bilmemezlikten gelecekti ancak tek başına mevcut duruma bir çözüm bulamayacağını anladığında derin bir of çekti. O sırada gülüşerek sınıfa giren Changbin ve Felix'i görüp anlatmak için kendine bir hazırlık konuşması yaptı.

Chan, az önce olanları diğerlerine anlattığında onlardan da benzer tepki almasıyla tekrar ciğerlerine kuvvetli bir nefes çekti Jisung.

"Ya, düşündüm bu konuyu baya. Aslında olsak güzel olur, yalan yok. Baya taşşaklı bir çift olabiliriz, çünkü ne bileyim uyumumuz gözle görülür derecede gibi geliyor bana. Kafamda kuruyor da olabilirim, bilmiyorum," dediğinde diğerlerinden onaylamaz mırıltılar almıştı. Devam etti,

"Ama olmasak daha iyi gibi geliyor bana. Daha doğrusu zaten olmayız ama olursak da olmayalım. Çünkü, onu biliyorsunuz işte... Adam ful taşak modda geziyor. Ciddiyetsiz. Tamam; tatlı, komik, kafa çocuk ama uzun ilişki insanı değil."

Sertçe oflayıp yüzünü sıvazladı iki eliyle. "Kısacası olmayacağımız için çok da ciddiye almıyorum amına koyayım. Bugün güldüm eğlendim, yarın arkasından sövdüm. Zaten değişen bir şey olmuyor."

Üçlü bir süre dinlediklerini kafalarında ölçüp biçerken ilk konuşan Felix olmuştu. "Abi zaten Minho'ya da kalmadın ya. Azıcık gönül eğlendir geç, bence de çok kasmaya gerek yok."

Changbin dudaklarını büzerek düşündüğünü belirtircesine bir hareket yaptığında kolunu yanında oturan Felix'in omzuna atmıştı. "Ama yine de salak gibi  çocuğa aşık olma. Sonra senin triplerinle uğraşamayız valla," dediğinde herkes onayladı.

Jisung güldü söylenene. "Aşk yok oğlum benim kitabımda. Flörtten öteye geçince benim mekanizma bozuluyor zaten."

Hepsi gülerken Jisung gerçekten rahatladığını da hissediyordu. Şu geçen 3 haftada içten içe her gün acaba bugün bir şey olacak mı, acaba bugün günaydın demeye gelir mi, acaba bugün yanına gitsem mi gibi sorularla kendini manyak etmişti. Hayatı boyunca hiç takmadığı kadar takmıştı bu konuyu kafasına. Başlarda basit bir beğenme olduğunu düşünmüştü. Şimdiyse hoşlanma diye adlandırıyordu.

Lütfen daha da ilerleme, dedi kendi kendine. Lütfen ilerleme, uğraşamam bu sikik konularla...

...

aşk yok oğlum benim kitabımda😅😆🙃🤣😃😀😆😀😅🙂😁😂😅🙂😅🤣😀😅😀

YARRAKK.

neyse büyük konuşmayın

vote vermeyi unutmayın. etiketlerde yükselmemiz için de yorum gerekiyor 💙💙

Close |MINSUNG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin