20

1.3K 123 87
                                    

"Nerede kaldın? On saattir bekliyorum."

Minho, elindeki poşetlerle birlikte çardakta oturan sevgilisinin yanına ilerlemişti gülümseyerek. Okul kapanalı ortalama iki ay olmuştu ve bu sürede ikili neredeyse haftanın her günü buluşup ya ders çalışıyor ya da gezmeye gidiyorlardı. Bugün ise matematiğin son konusunu -geometri- çalışmak için buluşmuşlardı. İki ay boyunca düzenli ders çalışmaları ikisini de çok şaşırtsa da on birinci sınıfta rahat etmek ve birbirlerine daha çok zaman ayırmak adına bunu yaptıklarını düşününce çok normal gelmişti.

"Geldim işte bi' tanem. Acıkırız diye bir şeyler aldım." Poşetleri oturağa koyduktan sonra çantasından ders ve test kitaplarını çıkarıp sevgilisinin yanına yerleşmişti. O çoktan çalışacakları konunun videosunu açmış, birkaç not almıştı bile.

Jisung ani bir ihtiyaçla yanındakinin kırmızı dudaklarına uzun soluklu bir öpücük bırakıp, "Oh, tamam başlayalım," demişti. Her gün bu enerji takviyesi sayesinde saatlerce ders çalışabiliyordu.

Bir süre videoyu izlemişlerdi fakat Minho anlamadığını söylediğinde Jisung ona mala anlatır gibi anlatmıştı. "Bak şeklin bunun gibiyse alfa-beta-teta açılarının toplamı buradaki dış açıya eşit oluyor işte." Minho bir süre şekli incelemiş daha sonra açılarla şekli bağdaştırınca kaşlarını kaldırmıştı. "Haa, anladım."

Minho sayısal öğrencisi olmasına rağmen kafası derslere pek çalışmıyordu. İleride onu bekleyen sınavdan çok bir beklentisi yoktu, tek isteği Jisung'la aynı üniversiteyi tutturabilmekti. Günlük konularını bitirip boş oturma saatleri geldiğinde hep, aynı üniversite konusunu konuşurlardı. Jisung uzun bir süre kabin memurluğuna kafayı takmıştı fakat eğer olursa düzenli bir hayatı olmazdı. Oradan oraya uçar, her hafta farklı bir yerde olurdu. Bu da Minho'yla ilişkilerini zorlaştırırdı.

Şu an ise tercümanlık okuyup, yüksek prestijli bir plazaya girip çalışmayı planlıyordu. Hem parası çok hem keyfi rahat olurdu.

Minho'nun gerçekten hiçbir fikri yoktu bu konuda. Jisung'la birlikte birçok meslek araştırmışlardı. Birkaç tane kendisine uygun meslek bulmuştu fakat yapabilir miydi emin değildi. Aslında çocukluktan beri içinde oyun tasarımcılığı okumak vardı. Jisung'a bunu anlattığında ondan da gayet olumlu dönüşler almıştı. Okullar açıldığı zaman karar vermek onun için en doğru karardı sanırsa.

Birkaç saati böyle konu dinleyip sorular çözerek geçirdikten sonra Jisung ağrıyan belini kütletti. "Kemiklerim sızlıyor yemin ederim." Sızlana sızlana esnerken Minho kendi yorgunluğunu boşvererek kendisine yaslanmış çocuğun omuzlarına ve sırtına masaj yapmaya başlamıştı. "Çok yoruyorsun kendini. Zaten burada çalışıyorsun, eve gidince bari çalışma," diye hayıflanmıştı Minho gözlerini kapatıp rahatlamaya çalışan çocuğa.

"Evde İngilizce çalışıyorum. Kelime eksiğim var, kitap falan okumam gerekiyor," diyerek açıkladı Jisung. Dil bölümünü ayrıntısına kadar araştırmıştı ve söyleyeceği tek bir şey vardı ki; gerçekten zorlu bir süreç onu bekliyordu. Çoğu kişi sadece ezber, çok kolay vesaire dese de dışarıdan görüldüğü gibi değildi.

Minho önündeki bedenin sırtını kendine yasladığında Jisung kafasını arkaya atmıştı sızlanarak. Minho gülmüştü bu hareketine. Jisung, sadece ilgi istediğinde mırıldanarak ona sırnaşırdı. Bu yüzden dudaklarını uzatıp önce mis kokan saçlara, sonra alnına en son da burnuna bir öpücük bırakıp çekilmişti. Jisung ise dudaklarını büzüp ona uzatmıştı orayı da öpmesi için.

Minho dayanamayıp bir eliyle tombik yanağı tutup yüzünü kendine çevirerek dudaklarını birleştirmişti. Şu birkaç ayda en sevdiği şeyler arasına girmişti Jisung'la öpüşmek. İnce dudakları emip ısırmak o kadar hoşuna gidiyordu ki imkanı olsa her dakika yapabilirdi.

Close |MINSUNG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin