Kapkaranlık bir yerde bir sağa bir sola dönerken yüzüme bir anda vuran ışıkla kollarım yardımıyla gözlerimi kapattım.
Gözüm az buz ışığa alıştığında gözlerimi yavaşça açtım. Etrafta kimse yoktu. Arkamı döndüğümde Jimin'le Jungkook'u gördüm.
"Jimin! Jungkook!"
Bağırmama rağmen ikisi de beni duymamıştı.Yanlarına gitmek için hareketlenecektim ama ayaklarımı kıpırdatamıyordum. Sanki biri beni yere yapıştırmıştı. İleriye baktığımda Jungkook'un gülümsediğini gördüm. Jimin hararetle birşeyler anlatıyordu ona ama çok uzak olduğum için duyamıyordum. Ağzını okumaya çalışmakta hiçbir işime yaramıyordu. Jungkook bir anda ceketinin içinden birşey çıkarttı.
Jugkook'un elindeki bıçağı görmemle çığlık attım.
"Jimin! Jimin kaç!"
Jimin hâlâ birşeyler anlatırken Jungkook'a arkasını döndü. Jungkook ona doğru koşarken var gücümle bağırdım.
"JİMİN"
Jimin'in Jungkook'a dönmesiyle bıçak karnına saplandı.
"JİMİN!"
Diye bağırdım çaresizce ağlarkenYürümmeye çalışıyordum ama olmuyordu olduğum lanet yerden kıpırdayamıyordum.
"Jungkook seni adi şerefsiz!"
Dedim, eğilerek ayaklarıma baktım.
"Yürüsenize! Yürüyün lanet olasılar yürüyün"
Dedim ayaklarıma vururken, Jimin'e baktığımda yerde kanlar içinde yatıyordu Jungkook'ta Jimin'in yanında ağlıyordu.***
Derin bir nefes alarak uyandım. Hızla kenardaki gece lambasını yaktım.
"Tanrım lütfen, lütfen ona birşey olmuş olmasın!"
Dedim çaresizce ağlarken, masanın üstünde duran telefonumu elime aldım. Şifreyi girdikten sonra titreyen ellerimle telefon rehberime girip hemen en üstteki Jimin'in adına tıkladım.Çalıyor...
Çalıyor...
Çalıyor...
-Aradığınız numaraya şuan da ulaşılamıyor lütfen bip sesinden sonra mesajınızı bırakınız...
"Ulaşılması gerekiyor! Ulaşılması lazım!"
Dedim, içim içimi yerken telefonu yatağa atarak camı açtım. Yüzüme vuran rüzgar beni bir nebze olsun rahatlatırken derin nefesler almaya başladım.
"Sakin ol...sadece rüya, sakin ol Rose"
DedimTelefonum çalmaya başladığında korkuyla yatağın üstündeki telefonuma bakmaya başladım. Yatağa yaklaşıp arayana baktığımda Jungkook'un ismini görmemle korkum daha da büyümeye başladı.
Telefonu yavaşça elime alarak açtım ve titreyen elimi kulağıma götürdüm.+J-jungkook
-Rose...Rose ben çok kötü birşey yaptım.
+Neler oluyor ?!
-B-ben Jimin'i bıçakladım. O-o şuan yerde yatıyor. Harekette etmiyor. İsteyerek yapmadım yemin ederim isteyerek olmadı Rose...korkuyorum
•••••
"Adi şerefsiz! Pislik herif! Nasıl kıydın ona ? Niye yaptın ?"
Dedim ağlayarak, polis beni geri çekti.
"Hanımefendi sakin olun lütfen"
Dedi
"Neden yaptın ?"
Dedim yere çökerek ve sessizce ağlamaya başladım. Polis Jungkook'u götürürken ona düşmanımmış gibi bakmaya başladım."Ben özür dilerim, özür dilerim. Bilerek olmadı"
Dedi ağlayarak ve onu polis arabasına bindirdiler.
"Tanrım ne yapacağım ?"
Dedim çaresizce, Lisa yanıma gelerek bana sarıldı.
"Sakin ol, eminim Jimin uyanacak"
Dedi"Rose istersen biraz dinlen uçakta yorulmuşsundur"
Dedi Jisoo unni
"Unni biliyorum herşeyi iyiliğim için söylüyorsun ama yapma, yemekte yemek istemiyorum dinlenmekte istemiyorum. Şuan sadece Jimin iyi olsun istiyorum!"
Dedim
"Peki bebeğim"
DediJisoo unnim gittiğinde elimle defalarca kez kafama vurdum. Lisa ağlayarak ellerimi tuttu.
"Yapma Rose"
Dedi
"Biliyordum kötü birşey olacağını biliyordum! Söylemiştim Jimin'e ama o bana çocukluk arkadaşım beni öldürecek hali yok ya dedi! Varmış işte"
Dedim"Rose Jungkook'u biliyorsun normalde olsa öyle birşey yapmaz ama uyuşturucu kullanmış. Kendinde değilmiş"
Dedi
"Bana onu savunma! Kimse şuan bana Jeon Jungkook'u savunmasın"
Dedim
"Sende haklısın, gel şuraya otur"
Dedi, elimden beni kaldırdığında birlikte oturaklara gidecektik ki ameliyathanenin kapısı açıldı.Hızla o tarafa dönerek Lisa'nın kolundan çıktım ve doktorun yanına gittim.
"O nasıl ? İyi mi ?..iyi değil mi ?..iyi diyin yalvarırım"
Dedim
"Rose izin ver bir konuşsun"
Dedi Yoongi oppa, onu onaylayarak doktora döndüm.
"Hayati tehlikeyi atlattı. Şimdilik kurtuldu diyemeyiz bir süre onu müşahade altında tutacağız. Bundan sonrası hastaya kalmış"
DediAğlayarak oturduğum da Lisa'da yanıma oturup bana sarıldı.
"Sakin ol Rose lütfen"
Dedi
"Ya o uyanmazsa"
Dedim iç çekerek
"Uyanacak"
Dedi
"Uyanmazsa ben ne yaparım ?"
Dedim hıçkırarak ağlarken"...SÖYLESEYDİN JENNİE!"
Bağırma sesiyle Yoongi oppaya baktık.
"Yoongi hastanedeyiz!"
Dedi Jennie unnim
"Sana bin defa sordum sikik alışkanlığı hâlâ devam ediyor mu diye her seferinde bana etmiyor dedin!"
"Yoongi bunları burda konuşmayalım"
Dedi Jennie unni"Bu işin sonunda ya kendine ya da etrafındaki birine zarar vereceğinden adım kadar emindim!"
Dedi Yoongi oppa duvara vurarak
"Beyefendi burası bir hastane lütf-"
"Canını seviyorsan sesini kes yoluna devam et"
Diyen Yoongi oppa işaret parmağını doktora yönelttiğinde adam susup yürümeye devam etti."Bende Yoongi oppa ne zaman patlayacak diyordum"
Dedi Lisa oflayarak, Jennie unni Yoongi oppayı zorla asansöre bindirdiğinde yüzümü ellerim arasına alıp hıçkırdım.
"Tamam dur artık Rose, sana söz veriyorum o iyi olacak"
Dedi Lisa gülerek
"Olacak değil mi ?"
Dedim
"Olacak tabii!"
Dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•AŞK KAPANI•
FanfictionBizim hikayemizde aşık olmak: yanında tutmak, bir ömür bırakmamak değildi; aşık olmak: vazgeçmekti, aşık olmak: fedakarlıktı... -JiRoseKook