Israrla çalan telefon sesiyle gözlerimi aralayarak yatakta doğruldum. Durmadan çalan telefonumu elime aldığımda Jungkook'un aradığını gördüm. Saatin 4'ünde derdi neydi de beni arıyordu ? Esneyerek telefonu açıp kulağıma doğru götürdüm.
+Efendim
-Sensiz yapamıyorum Rose
+Jungkook...sen ağlıyor musun ?
-Rose yalvarırım gel
+Jungkoo-
-Rose sensiz yapamıyorum! Ev bomboş, duvarlar sanki üstüme üstüme geliyor
+Ağlama
-Yapamıyorum...yapamıyorum...
yapamıyorum...yalvarıyorum sana, dön nolur+Bekle beni
Telefonu kapatarak ayağa kalktım. Sessizce yattığım odadan çıkarak çaprazımdaki Jimin'in odasına girdim. Bebek gibi uyuyordu. Ona bakarken iç çektim ve eğilip yattığından dolayı büzüşmüş olan dolgun dudaklarına minik bir öpücük kondurdum.
Odadan çıktım ardından da evden, bu saatte ne otobüs bulabilirdim ne de taksi, yavaşça eve doğru yürümeye başladım. Uzun bir süre sonra evin önüne gelince gözüm kapının kenarına kaydı. O soğukta orda yattığım gün belirdi gözümün önünde...
Kafamı iki yana sallayarak kapıyı açıp içeri girdim.
"Jungkook ?"
Koltukta oturan Jungkook zar zor ayağa kalkıp yanıma geldi. Ağlıyordu
"Bir daha gitme, olur mu ?"
Diyerek bana sımsıkı sarıldı. Omzumda ağlarken içim paramparça oldu. Artık zehirli sevgine karşılık veremediğim için üzgünüm Jungkook..."Rose gitmeyeceksin değil mi ?"
Dedi, sadece sessiz kaldım.
"Rose bana cevap ver ?! Gitmeyeceksin değil mi ?"
Dedi ağlarken
"Jungkook ben-"
"Gitme Rose, beni yine karanlıkta bırakma"
Dedi, boğazımdaki yumru daha da büyürken kollarımı Jungkook'a sardım."Gitmeyeceğim Jungkook, merak etme"
Dedim, Jungkook kollarını iyice sıkılaştırırken gözümden bir damla yaş aktı.
"Biliyordum. Beni bırakmayacağını biliyordum..."
Diyerek boynumu öptü.
"...bana kıyamayacağını benden vazgeçemeyeceğini biliyordum sevgilim, beni yanıltmadın"
DediBenden ayrılınca göz göze geldik. Çocuksu haline gülmeden edemedim. Elimi uzatarak gözyaşlarını sildim.
"Ağlama artık, ben burdayım"
Dedim
"Seni seviyorum"
Dedi, dudaklarını dudaklarıma bastırınca gözümden bir damla daha yaş aktı. Lanet olası kelebekler...nerdesiniz ?•••••
-Nerdesin ?
+Jungkook'un yanında
-......
+Jimin birşey söyle, susma böyle
-Ait olduğun yerdesin işte Rose, ne dememi bekliyorsun ?
+Jimin böyle yapma, bana böylesine uzak davranma
-Rose seni çok seviyorum ama Jungkook...
+Bende seni istiyorum yine de gelemiyorum
-Bitirelim mi ? Zaten aramızda birşey yok ama bu iş daha da derinleşmeden vazgeçelim. 2 günlük birşeydi.
+Tamam
-Tamam mı ?
+Bitirelim. Haklısın 2 günlük birşeydi zaten
-Peki hoşçakal
+Hm hm
Telefon kapanınca ağlamaya başladım.
"Kızım neden hemen bitirelim dedin ?!"
Dedi Lisa sinirle
"Lisa Jungkook var"
Dedim
"Lanet olsun bıktım Jungkook'dan!"
Dedi sinirle
"Kızlar çıkmazdayım"
Dedim"Senin ilişki hayatının stresini ben yaşıyorum resmen"
Dedi Lisa
"2 günlük birşey zaten dedi ya!"
Ağlarken Jisoo unnim peçete uzattı.
"Ne desin çocuk ? Çocukluk arkadaşımı siktir et gel birlikte olalım mı ?"
Dedi Jennie unnim
"Buldum! Kendini Jungkook'un asla istemeyeceği bir insana dönüştür"
Dedi Jisoo unni"Ne ?"
Dedim Jisoo unnime bakarak
"Jungkook ne tür kızlardan nefret eder ?"
Dedi
"Çok konuşan, küfreden, bebek gibi davranan, sürekli mızmızlanan"
Dedim
"İşte bu! Gidip aynen anlattığın gibi davranacaksın"
"Ne ?"
Dedim kaşlarımı çatarak"Sana kısaca Jungkook'un senden nefret etmesini sağla diyor!"
Aydınlanmış bir şekilde Jisoo unnime baktım.
"Mantıklı!"
Dedim
"Aynen dediklerini yap tamam mı ?"
Dedi
"Tamam"
Kapının çalmasıyla kızlar ayağa kalktı.
"Biz gidelim artık"
Dedi Lisa"Tamam"
Dedim, kapıyı açtığımda Jungkook'u gördüm.
"Selam kızlar, gidiyor musunuz ?"
Dedi
"Evet Jungkook"
Dedi Jisoo unnim
"Biz gidiyoruz Rose"
Dedi Lisa, hepsi gittiğinde gülerek Jungkook'a döndüm.
"Oppa~"
Dedim"Rose"
Dedi uyarıcı sesiyle
"Ne oldu oppa ?"
Dedim
"Deme şunu! Sevmediğimi biliyorsun"
Dedi
"Kalbimi kırıyorsun oppa"
Dedim, Jungkook sinirle gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.
"Her neyse"
Diyerek gitmeye başladı.Koltuğa oturunca bende yanına oturdum.
"Oppa bugün kızlar geldi sonra kahvaltı yaptık biraz konuştuk. Haberin var mı ? Yoongi oppa'yla Jennie unnimin arasında ufak ufak kıvılcımlar çakmaya başlamış. Yoongi oppa ne yere bakan yürek yakan çıktı. Bu arada Yoongi oppa'yla hiç konuştun mu ? Arada onu ara sonuçta senin abin değil mi ? Bir de sana birşey soracağım saçlarımı boyatsam m-"
"SUS ARTIK!"
Dedi hiddetleİşte istediğim olmuştu!
"Oppa benden soğudun mu yoksa ?"
Dedim dudak büzerek kirpiklerimi hızlı hızlı açıp kapattım.
"Hayır ama şöyle davranmayı kes!"
Dedi sinirle
"Nasıl davranıyorum ki oppa ?"
Dedim dudak büzerek
"Böyle işte!"
Dedi sinirle ve ayağa kalkıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•AŞK KAPANI•
FanfictionBizim hikayemizde aşık olmak: yanında tutmak, bir ömür bırakmamak değildi; aşık olmak: vazgeçmekti, aşık olmak: fedakarlıktı... -JiRoseKook