Ayaktaki prangalar

36 4 0
                                    


                                                                 selamm  biz geldik yeni bölümle 

nasıl heyecanlıyım anlatamam uzun zaman sonra burada gönül hazinemin yeni bölümüyle buraya geldik.

hade o zaman okumaya başlıyalım.

bir ricam var okumandan önce begenir misiniz ve yorum yapar mısınız?

sizlerin düşünceleri benim için  çok önemli o yüzden kendimizi belli edelim.

çok bekletmeden koşalım yeni bölüme.

çok bekletmeden koşalım yeni bölüme

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ayaktaki Prangalar

ayak parmaklarımdan taa saçlarımın ucuna kadar titriyordum sinirden.

 kulaklarımın bu gerçeği duymamasını istiyordum eğer bir dilek hakkım olsaydı aladdinin sihirli lambasından çıkan o adama ablamın onu ittiğim yalanını söylememiş olmasını dilerdim. çünkü bu canımı çok yakmıştı. ablam bir kez daha kanıtlamıştı benden nefret ettiğini. 

oysa eskiden çok oyun oynamışlığımız vardı. parmaklarımı avuç islerime var gücümle sıktım tırnaklarım tenime batıp acıttığında dakikalarca dikildiğim kapının ardında kendime geldim her şey  burnuma kadar gelmiş tüm gerçekleri duymuştum. bu böyle olmamalıydı ablam bana ölümüne kinlenmemiş olmasını istiyordum. 

göz bebeklerim titreştiğinde etrafım bulanıklaştı sol gözümden inceden bir yaş aktı . ağlamaktan nefret ediyordum aciz görünmekten nefret ediyordum çaresiz olmaktan da nefret ediyordum. 

bir saniye bile düşünmeden kendimi o salonun kapısından içeri attım. öyle bir hiddetle girmiştim ki babamla filiz yazdıran anında bana baktılar. benim gözlerim ilkin babamın gözleriyle buluştuğunda hemen kaçırdım gözlerimi. çünkü ben göz göze gelemezdim. ben birinin gözünün içine uzunca bakamazdım.

''ha iti an çomağı hazırla mı deniyordu' dedi.

 bu cümle bin iğnenin vücuduma batmasıyla eşdeğerdi. bu ses ona aitti filiz yazdırana öz kızına it diyordu onu aşağılıyordu. yalnız unuttuğu bir şey vardı köpekler yavrularına çok vefakardı.

'filiz' dedi uyararak. dişlerini sıkarak. biraz daha sıksa kırılacak gibiydi. 

ben bunları ara ara kaçırdığım bakışlarımda görüyordum. 'ne diyorsun sen o senin kızın' dedi kızdığını sesinden anlıyordum konuştuğunda sesini yükseltmişti ve bulunduğumuz salon babamın sesiyle yankılanıyordu.

oturduğu tekli koltuktan kalkıp babamın yanına doğru yürüdü. attığı bütün adımlar sanki kalbimin üstüne basıyordu yere değil de kalbime basıyordu.

Özgürlüğe Bin Adım Kala -RAFLARDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin