bir çift karanlık

39 4 0
                                    

selam ÖBAK okurları.

nasılsınız size çok güzel yeni bölümle geldim okumanızı sabırsızlıkla bekliyorum. 

bu hikayeyi güzelleştiren sizin okumanız. bu yüzden rica ederim yıldıza basalım ve düşüncemizi hemen belirtelim.

çünkü sizler bana düşüncenizi söylerseniz o kadar güzel olur ÖBAK hikeyemiz.

o halde sizleri yeni bölüme davet ediyorum.

satır aralarında yorum yapmayı unutmayalım. 

iyi okumalar.

BİR ÇİFT KARANLIK

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BİR ÇİFT KARANLIK

Ben kitap okumazdım pek ama tolstoy güzel bir sözü aklıma geliyor

Acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyabiliyorsan insan.

Biz bu bakımdan sınıfta kaldık çoktan. Filiz yazdıran benim acımı hissedemeyecek kadar duygusuz biri.

Şuan canımdan can giderken o salonun perdesini çekip kızıyla meyve sefası yapıyor. Nerede bunun anneliği nerede bunun insanlığı.

Ve tolstoy'un şu kelimeside içime işliyor özgürlüğü alınan çocuğa büyük derler.

Nede güzel hayatımı anlatıyor bu söz. Benimde hayatım tek bir günde ellerimden alınmıştı. Dört duvar arasına kitleyip hayatlarına devam ettiler.

Beni o an öldürdüler kendileri hayatlarına devam etti.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama içim çıkana kadar ağlıyordum. Ne susmak biliyordu şu dilim ne ellerim yoruluyordu kapıya varmaktan.

Islanmam umrumda değildi. Yeterki beni gece bi başıma bırakmasınlar. Nederlerse kabul ederdim. Çıkmamı mı istemiyorlar çıkmam, Yanlarında durmamimi istemiyorlar durmam,

Beni yeterki bi başıma bırakmasınlar ben ne yapacağım bu halde nereye gidebilirdim ki. Necla abla gitsem olmazdı filiz yazdıran bir yolunu bulup onuda düşünmüştür.

Babam neredeydi neden sesimi duymuyordu. Evde degilmiydi yoksa.
Atakan hala dönmemişmidir.

Dışarıdan terkerleklerin sesini duyduğum an yerimden doğrulup dış kapıya koştum atakan gelmişti o bir yolunu bulur beni içeri sokardı.

Bilirim onu o onlara asla uymazdı. Beni ablasını yalnız bırakamazdı.

Dışarıya çıktığım an ateşi görmeyi beklemiyordum. Onun burada ne işi vardı şimdi. Ne diycektim ki ona.

Arabadan iner inmez yanıma vardı.
''Zühre sen neden hala girmedin içeri''

Derin nefes alıp hıçkırıklafimin arasinda ''lutfen soru sormasan'' dedim.

Özgürlüğe Bin Adım Kala -RAFLARDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin