BAYAN OYSTER BROWN'IN SUÇU

3 0 0
                                    

Anglikan Kilisesi'nin sadık bir üyesi olan Bayan Oyster Brown, her Pazar sabah ayininde okunan her duaya canı yürekten katılırdı. Şu herkesin hep birlikte günah çıkardığı bölüm dışında. Çünkü doğrusunu söylemek gerekirse kendisini yoldan çıkmış bir koyun olarak göremiyordu. Kilisede kendinden başka herkesin yanlış yapıp sürüden ayrıldığına inanmaya hazırdı. Bazı durumlarda bu işin tam da nasıl ve kimle olduğunu bilir, onlar için dua ederdi. Ama kendi hesabına, günah çıkarmasını gerektirecek bir şey bulduğu pek enderdi. Lekesiz bir hayat sürmek için çok, hatta söylemeye cesaretim var mı?senden benden daha çok gayret ederdi. Çok da başarılıydı. Pek ender olarak, cemaatin geri kalan üyeleri topluca günah çıkarmaya başladığında, incir çekirdeğini doldurmayan bir günah bulup itiraf ederdi.

Bu erdemli kadının, günah bir yana, düpedüz suç işlemesiyle nasıl da gözden düştüğünü tahmin edebilirsiniz. Ama bütün bunlar olmadan önce hayatının yarı yolunu geçmişti.

Berkshire kasabasında, ikiz kardeşi Pearl'le birlikte otururdu. Pearl ondan topu topu üç dakika büyüktü. Oyster ile Pearl [İstiridye ile İnci] gibi şık şıkırdım isimleri olmasının nedeni belki de anne ve babalarının sıradan John ve Mary Brown olmasıydı. Doğum anı gelip çatana kadar Brown'lar tek çocuk sahibi olacaklarına inanıyorlardı ve eğer kız olursa adını Pearl koyacaklardı. Beklenmedik ikinci kızın gelişiyle yaşanan kargaşada John Brown şaka olsun diye bu ikinci kıza Oyster adını vermeyi önerdi. Morfinden kafası bulanmış olan Mary, bu adı çok yaratıcı bularak dört elle sarıldı. Şu iç karartıcı Brown soyadının önüne konduğunda kulağa harika geliyordu. Tabii, ikizler adlarının nesinin harika olduğunu ilk anlayamadılar, üstelik artık birine tanıştırılmaktan korkar olmuşlardı. Bebekken bile anababalarınm dostlarının bu adları eğlenceli bulduğunu fark ediyorlardı. Okulda hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin hışmına uğradılar. İnsanlar ikizlerin adlarıyla eğlenmekten hiç bıkmadılar. Elli yıl sonra bile biraz uzaklaşsalar güya sempatiyle de olsa hâlâ adlarının dedikodusu yapılırdı, "İşte Pearl ile Oyster geliyor, zavallı ihtiyarlar. Bu adlarla yaşamaya mahkum olmaları ne acı."

Dünyaya meydan okumalarına şaşmamalı. Orta yaşlı bu iki kız korkulur bir çift oluşturuyordu. Kilise korosunun, İncil Okuma Grubu'nun, Kasabalı Kadınlar Loncası ve Yargıç Kürsüsü'nün azimli üyesiydiler, İkisi de evlenmemişti. Limon Ağacı Caddesi'nde, doğdukları Tudor taklidi evde birlikte yaşıyorlardı. Paradan vana sıkıntıları yoktu.

İnsanların ikizler hakkında bilmek istediği bazı şeyler vardır, özellikle de esrarengiz hikâyelerde. Dikkatli okuru uyarmalıyım: Oyster ve Pearl tek yumurta ikizi değildi. Oyster iki üç santim daha uzun, kardeşinden daha sağlam yapılıydı, konuşması da biraz yavaştı. Farklı giyinirlerdi. Oyster kendi diktiği tüvit etekler ve hep aynı model kareli bluzlar giyerdi, Pearl ise postayla sipariş verdiği açık mavi ya da yeşil takımlar. Kimse onları karıştırmazdı. İkizler hakkında daima sorulan şu soruya gelince, ikizlerin ikisine de "baskın karakterde" denemezdi. İkisi de nereden bakarsanız bakın, güçlü bir kişiliğe sahipti. Kavga etmemek için evde görevleri paylaşmışlardı. Böylece uyum içinde yaşayıp gidiyorlardı. Örneğin Oyster çoğunlukla yemek pişirir ve bahçeye bakar, Pearl de ev işlerini yapar, zamanı geldiğinde faturaları öderdi. İkisi de alışverişi sever, dolayısıyla çarşıya birlikte çıkarlardı. Sıra onlara geldiğinde kilisenin çiçek düzenlemesini birlikte yaparlar, kilise şenliğinde şişe tezgâhını hep ikisi kurarlardı. İkizlerin ömür boyu gittikleri St. Saviour Kilisesi'nin rahibi beş kez değişmişti. Eskisi, yeni gelen her rahibe, Pearl ve Oyster'ın, kilise bölgesinin temel direği olduklarını belirtirdi. Brown ikizlerini gücendirmektense piskoposun gözünden düşmek evlaydı.

Bunlar uzaktan yapılmış gözlemlerdi çünkü hiç kimse, bütün evleri ziyaret eden rahip bile Limon Ağacı Caddesi'ndeki eve giremezdi. İkizler misafir kabul etmezdi, işte o kadar, Komşularına çok nazik davranır ama içeri davet etmezlerdi. İkizlerden biri hastalandığında, diğeri onu ateşli ateşli hastaneye götürür, yine de eve doktor çağırmazdı.

Korku Hikayeleri +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin