2

14K 688 228
                                    

Biz yürürken telefonum çaldı. Arayan Cem’di.

“Efendim?”

“Aa! Bi kibarlıklar bi efendimler falan? ‘Ne var lan’ a ne oldu Sena?”

“Uzatma. Ne var?”

“Neyse. Enes aradı şimdi çıkmışsın dersten. Niye çıktın?” Enes denen geri zekâlı her yaptığımı rapor vermek zorunda mıydı?

“Başım ağrıdı biraz çıktım ben de dersten.” Şu an asansör bekliyorduk ve yanımdaki çocuk konuşmalarımı duymasın diye sessiz konuşuyordum. Duymuyordur umarım.

“Sallama lan enayi gibi uyumuşsun yok yazılmışsın sınıftayken. Bi de başım ağrıdı diyor.”

“Cidden bu arada sınıfta bir Allah’ın kulu bile uyandırmaz mı. Hocaların biri de saymamış sınıfı fark etmemiş. Devamsızlık zaten yoktu sıçtım iyice. Birinin gelip silmesi lazım.”

“Annemi göndereyim silin birlikte.”

“Kadın zaten meşgul. Bir de benim keyfimden yaptığım devamsızlığı mı silecek? Hem müdür yemiyor artık zaten.” Babam okula gelmezdi zaten, annem de okula gelse müdürden, yediğim haltları öğrenirdi. Kimse gelemiyordu bu yüzden Cem’in annesi Fatma Ablayı çağırıyordum. Normalde velimin gelmesi lazımdı ama Fatma abla süper bir insan olduğu için müdürü annem ve babamın çok meşgul olduğuna, kendisinin bizim aile dostumuz olduğuna inandırmıştı.

“Kimi bulsak ki?”

“Neyse boş ver ben hastanedeyim şimdi kapatıyorum.”

“Ne olmuş? İyisin değil mi? Geliyorum hastaneye. Sizin evin oradaki değil  mi?”

“Hayır Cem iyiyim ben. Bizimkilerden biri sanırım. Gelme sakın ben sana haber veririm.” Dediğimde nihayet asansörden çıkmış bir odaya doğru gidiyorduk.

Telefonu cebe atıp kulaklığımı boynuma astığımda bir odaya girdik. İçeride  annem, babam ve tanımadığım üç insan ve bir doktor vardı. Beni buraya getiren adam da ayakta bekliyordu.

“Ne iş?” diye sordum kafamı sallayarak ve boş olan deri koltuğa oturdum.

“Ben de tam onu soracaktım? Ne işimiz var burada?” dedi muhtemelen anne ve babasının yanında oturan kız. Ben de anne ve babamın kızı olduğum için bağlantı kurmuştum ve muhteşem zekamla akrabalık ilişkilerini tahmin etmiştim.

Tamam en Sherlock sensin.

Doktor konuşmaya başladı.

“Öncelikle ismim Nihat. Anne ve babalarınız neden burada olduğumuzu biliyorlar. Bu, özellikle sizin açınızdan zor bir durum. Doğumdan sonra yanlış aileye teslim edildiniz. Çok klişe ama, isim etiketleri karışmış. Sena ve Sema. Benzer isimler. Personelin dalgınlığına gelmiş olsa gerek.” Dedi ve GÜLDÜ?

Birkaç dakika boyunca hiç kimse konuşmadı. Lale’nin ve benim olayı sindirmemiz için bekliyorlardı ama ben bu akşamki 10 liralık çakma konserimde ne giyeceğimi düşünüyordum.

Tayt ve oversize tişört iyi giderdi.

Benimle karıştırılan kız konuşmaya başladı. “Dalgınlık öyle mi? Dalgınlık. Bu dalgınlığı fark etmeniz 16 yılınızı aldıysa, bence gülmesi gereken kişi siz değilsiniz. Biziz.”

“Helal!” dedim son iki harfi uzatarak ve kıza yumruğumu uzattım. Bana garip garip baktı. Ben de elimi çektim. Çünkü şu an herkes bana garip garip bakıyordu.

“Ne var? Ben zaten öz olmadığımı biliyordum hani şok bir durum olmadı benim için.” Dedim. Kan gruplarımız uymadığı için ben 14 yaşındayken babam DNA testi yapmıştı. Öz olmadığımı biliyordum ama gerçek ailemi de tanımıyordum.

ELEFTERIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin